bildirgec.org

İngiliz aktör Daniel Day-Lewis‘in başrolünde yer aldığı ve eşi Rebecca Miller‘in yazıp, yönettiği 2005 çıkışlı sinema filmi “The Ballad of Jack and Rose“, Kanada’da bulunan Prince Edward Adası’nda çekildi. Amerikan aktris Camilla Belle’nin yardımcı oyuncu olarak karşımıza çıktığı filmde iki defa Oscar adayı olan Amerikan aktris Catherine Keener, 1984 doğumlu aktör Paul Dano, Amerika doğumlu aktör Jason Lee, Beau Bridges, Jena Malone ve Ryan McDonald da rol alıyor.

Jack, senelerden beri kızı Rose ile birlikte yaşayan kendi halinde bir adamdır. Kanada’da, bir adada yaşayan baba-kız birbirine sevgi ve güvenle bezeli güçlü bir ilişkiyle bağlıdır. Ergenlik çağına giren Rose, babasına ‘hayattaki tek bağı’ olarak güvenirken, onu hayatta tanıdığı ilk erkek olarak da sevmektedir fakat bu güçlü sevgi, genç adamın Kathleen adında bir kadını ve onun iki genç oğlunu eve almasıyla şekil değiştirecektir.Bir süredir Kathleen ile dağınık bir ilişki yaşayan Jack, genç kadına para karşılığında evine taşınmasını teklif eder ve Kathleen’in oğullarının da gelmesi şartıyla durumu kabul etmesi, Jack ve Rose’u alışıldık hayatlarının dışına, farklı ve kalabalık bir yaşantıya sürükler.

push (2009), poster

2009’un bilim kurgu ve aksiyon yazpımlarından olan push, yönetmen Paul McGuigan‘ın elinden çıkma etkileyici bir film. Lucky Number Slevin filminin de yönetmeni olan bu isim gene başarılı bir iş çıkarmış denilebilir. senaryo ise David Bourla‘ya ait.

film bir erkek çocuğun küçükken babasıyla yaptığı bir konuşmadan sonra babasının öldürülmesiyle sonuçalanan bir sahneyle açılıyor. birçok filmden aşina olduğumuz üzere nazilerin süper asker politikasına ve deneylerine göndermelerle devam eden film sonlarına doğru müthiş bir aksiyon fırtınası yaşatıyor diyebiliriz.

dakota fanning, push (2009)

filmin çocuk oyuncusu Dakota Fanning ise etkileyici filmografisine sağlam bir film daha etkileyerek geleceğin starlarından biri olma yolunda ilerliyor bana kalırsa. bu kız 1994 doğumlu ve 17 tane ödülü var. filmde özellikle duygusal sahnelerde çok iyi oynamış. ama rol gereği alkollü çekilen sahnede ise gülmekten yerlere yatabilirsiniz.

kira rolünde oynayan Camilla Belle ise ilk başta ne yaptığını anlamasanızda, filmin ortasından sonra ilginç şeyler yapıyor ve bizim asıl oğlanımızla vakt-i zamanında aşk yaşadığı ortaya çıkıyor. daha genç olan bu aktris ise gelecek vaad ediyor, milattan önce 10.000‘deki performansından biraz daha iyi bir performans sergiliyor diyebilirz.

filmimizin asıl oğlanı ise Chris Evans. birçok dram unsurunu da barındıran kendi karakterini gayet başarılı bir şekilde canlandırmış. ama biraz daha sivil olması gereken karakteri asker gibi oynaması pek hoş durmamış ama çok da sırıtıyor denemez.

Yeni bir fenomen filmi olan Pushsüper güçleri olan bir takım insanların bir grup tarafından yakalanıp kendilerinin bir silah olarak kullanılmasını konu ediyor.
Tabii ki bunu istemeyen bu özel yetenekli kişiler kaçıyorlar.
Aralarında nesneleri hareket ettiren, geleceği görebilen, başkasının zihnine girebilenler var. Film şubat ayının 6’sında Amerika’da 27 mart’ta ise Türkiye’de gösterime giriyor.
Konu hayli orjinallikten uzak, zira benzer temalarda film sayısın geçtik dizi bile var. Ama hareketli geldi, ben izlenebilir buldum. Fragmanı da işte burada. Yönetmen Paul McGuigan, Oyuncular, Fantastik 4’lü den tanıdığınız Chris Evans, Dakota Fanning, Camilla Belle (Milattan Önce 10.000 filminin mavi gözlüsü), Djimon Hounsou

Godzilla‘dan tanıdığımız Alman yönetmen Roland Emmerich‘in son filmi “10.000 B.C“, Mart ayında ülkemizde gösterime girdi.
86 doğumlu iki Amerikalı oyuncu Steven Strait ve Camilla Belle‘in başrolünü paylaştığı filmde Cliff Curtis, Affif Ben Badra, Mo Zinal, Mona Hammond, Marco Khan gibi isimler de göze çarparken, Mısırlı oyuncu Omar Sharif anlatıcı olarak sesiyle destek veriyor.
Yagahl kabilesi, kötü ruhlar sayesinde geleceği görebildiğine inanılan kabilenin en yaşlı insanı “İhtiyar Ana”dan ‘dört ayaklı iblislerin kabileyi yok edeceği’ haberini alır. İhtiyar Ana, genç avcı D’Leh‘in Evolet‘e olan aşkı sayesinde tüm kabileyi kurtaracağını, ancak ‘son avın beklenmesi gerektiğini’ söyler. Bahsi geçen ‘son av’ kabileyi ürkütürken D’Leh, saldırı yapan manakı öldürür ve beyaz mızrağı alarak kahraman olur. Yaşıtlarının dışladığı ve ‘hiç bir zaman büyük bir savaşçı olmayacağı’ söylenen D’Leh, kabile halkına kendini kanıtladıysa da gerçeği Evolet’e itiraf eder; dev manakı ağa dolayan D’Leh, hayvanın güçlü olduğunu anlayınca gitmesine izin verir. Ama kurtuluşu imkansızdır, ağa eli sıkışan D’Leh manakla birlikte sürüklenir. Ağdan kurtulan manaktan kaçmaya çalışan D’Leh’in oku, tesadüfen hayvanın boynuna saplanır ve hayvan ölür.