İzlediğim bir filmde, başrol oyuncusunun elinde bir kronometre vardı ve yaşadığı her mutlu anı kronometreye kaydediyordu..Böylece yaşamı boyunca mutlu olduğu toplam zamanı hesaplayabilecekti..

Bu bana bir Uzakdoğu öyküsünü hatırlattı: Bir keşiş araştırma için gittiği bir köyün mezarlığında dolaşırken, mezar taşlarının üzerlerindeki rakamlar dikkatini çeker..Mezar taşlarının üzerlerinde 7, 18, 978, 22500, 5567, 358 ve bunun gibi birbiriyle alakasız rakamlar vardır..Uzunca bir süre düşünmesine rağmen bu rakamların anlamlarını çözemeyeceğini anlayan keşiş, en sonunda köyün bilgesine danışmaya karar verir ve bilgeye bu rakamların günleri mi, yılları mı, yoksa saatleri mi gösterdiklerini sorar..Bilge gülümseyerek şu yanıtı verir: “biz bebeklerimiz doğduğu zaman bellerine bir ip bağlarız ve beline ip bağlı olan kişi, yaşamı boyunca her güldüğünde ipe bir düğüm atarız,öldükten sonra ise ipteki düğümleri sayarak mezar taşına düğüm sayısını yazarız, böylece de o kişinin ne kadar yaşadığını anlarız.” der.