19. yy. başlarında çalışma etiği, üretimin temel unsuru çalışmaya can atan girişimcilerle, üretmeye isteksiz yoksulları birleştirebilirdi. 20. Yy. sonlarında kamusal tartışmaların ötesinde yeniden çalışma etiği tartışılır olmaktadır. Hem sorunların teşhisinde hem de çözümünde çalışma etiği geniş yer tutmaktadır.
Büyük şirketlerin nezdinde teknolojik gelişmenin bugün ki ifadesi “küçülme” olmuştur. İşsizliğin ulusal ölçekte artması borsa da şirket hisse değerlerinde artış olarak gözlemlenebilmektedir. Bu da çalışmaya isteksiz oldukları için kınananlara karşı iki yüzlü bir duruşun varlığını göstermektedir.
“Sınıfdışı” her şeyi kuşatıcı olmayan bir toplumda sınıf içerisine dahil edilmesi zorunlu olmayan insanların kategorileştirilmesini anlatır. Bu bir değer tercihidir. “Sınıfdışı” toplumun parçalarının toplamından daha küçük olabileceği varsayımına dayanırken, “sınıfaltı” parçalarının toplamından büyüktür.