Pentagram’ı çevreleyen ateş yavaş yavaş sönmeye başlamıştı.Ateş sönüpte dumanlar tütmeye başlamışken yaşlı şovalye, yere diz çökmüş, iki büklüm şekilde duran Ertuğrul’un yanına geldi.Tam önünde durdu.

-Ben Fransa şovalyesi Fransua de Payens.Tapınak şovalyeleri adına sana emrediyorum.Artık benim emrimdesin ve ben ne söylersem sen onu yapıcaksın.-Bundan sonra senin adın Jan.Ertuğrul kısık bir ses ile cevap verdi.-Hayır. Benim adım bu değil.-Senin adının bundan böyle bir hükmü yok.Sen benim kölemsin ve ben sana nasıl seslenmek istiyorsam, senin adın artık o dur.