Pembe bulutların üstüne doğmuşum. Yıllarca ağızda olmamış meyve tadı bırakmış olacağım ki beni soğuk hava depolarında tutmuşlar. Kaç mevsimi üşüyerek geçirdiğimi ben bile bilmiyorum. Derken yürüdüğüm yollarda ayaklarım bağlanmış bir süre. Her bağlanışta kendimle konuşmayı oyun bellemişim. Bu oyunu sık sık oynamaktan olacak herhalde şimdiki hallerim. Gözlerimi zeytin çekirdeği hediye etmiş, saçlarımı buğday başakları. Hamlığımı borçlu olduğum yegâne lezzetlerin şemalini değiştirip uzun süre beslendim. Ve serpildim insanların üstüne…

Hamamdaki eşsiz buhar sıcaklığını hep yüreğimde hissederek büyüdüm. Bağcıklarımı çözerken sürekli düşündüm hangi mevsimin bana daha az acı vereceğini. İnsan yığınlarının uğultusunu çok dinledim. Şundan eminim hiçbir enstürman eşlik edemez…