Asmina.

Siyah kıvrımlı saçları bahçenin her köşesine dalgalanırken, bir gün bu kasabadan da gitmek zorunda kalacağını çok iyi biliyordu. Her defasında yorulan bedeni belki bu sefer dayanamayacaktı.( birkaç gün sonra yaşayacaklarını asla tahmin edememişti)

Kasaba o kadar küçük ve yeşil, bir o kadar da sessiz ve hareketsizdi.( asmina genellikle bu kasabayı bir kaç yıl önce yattığı bir hastanenin camından gördüğü ilçeye benzetirdi) Kasabaya çapraz bakan bu evi daha önce çalıştığı bir ilçede müşterisi olan bir öğretmen bulmuştu ona. Kasabanın tüm meydanını görebiliyor, oynayan çocukları heyecanla izliyordu. Sesleri gelmese de görüntüleri net olarak alıyordu.her gün aynı saatlerde çocuklar oyunlar oynuyor Asmina onları yeşil portakallı likörünü içerken izlemeyi seviyordu. ( çocukken annesi için gelen müşterilere hizmet etmekten hiç oyun oynayamamış ve oyun oynamayı müşterilere söylenen fiyakalı sözlerden ibaret sanıyordu)