Aslında bir birimize anlatmamız gereken o kadar şey var ki..
Nereden başlasam bilemiyorum ki ?
Her seferinde ertelenen, ötelenmiş ama bir türlü anlatılmamış hislerimizden başlasak
mesela anlatmaya,
bir itiraf gibi değilde
gecikmiş ama geciktikçe de değerlenmiş
bir sevmek hüzmesinden bahsederken
kimseden korkmadan, çekinmeden
bugüne kadar yürekte bir yaralı kuş gibi çırpınan
ama bir türlü uçamayan bir kuşun ansızın göğe yükselmesi gibi
şaşkınlık ve sevinç uyandıran bir duyguyla paylaşabilsek içimizdekileri…

Mesela ben korkmasam seni kaybetmekten,
mesela sen daha açık olsan ya da
sen yürüsen gelsen gözlerimden içeri yüreğime
veya yürümek yerine,
açık sözlerle gelip kırsan kapıları ve yıksan duvarları..
Ve olacak neyse olsa artık…