Evita, Midnight Express gibi filmlerin yönetmenliğini yapmış olan İngiliz yönetmen Alan Parker‘in çektiği drama filmi “Shoot the Moon“, 1982 senesinde vizyona girdi. Senaryosunu Bo Goldman’ın yazdığı film, En İyi Erkek Oyuncu BAFTA’sına, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Kadın Oyuncu dallarında Altın Küre’ye aday gösterilirken Cannes Film Festivali’nde de Altın Palmiye için yarıştı. İngiliz aktör Albert Finney ile genellikle Woody Allen filmlerinde rol alan Diane Keaton başrollerini paylaştıkları yapımda Amerikan aktris Karen Allen, Viveka Davis, Peter Weller, Tine Yothers ve Tracey Gold gibi isimler de rol alıyor. 12 Milyon Dolar ile çekilen film, Türkçe’ye ‘Erişilmez Duygular’ adıyla geçti.
albert finney hakkında tüm yazılar
Saturday Night and Sunday Morning (1960)
queennothing | 05 March 2011 13:32
Çek Cumhuriyeti’nde dünyaya gelen İngiliz asıllı yönetmen Karel Reisz‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Saturday Night and Sunday Morning“, 1960 senesinde (ülkemizde “Sevişme Günleri” adıyla 1961 senesinde) vizyona girdi. Alan Sillitoe’nin kitabından uyarlanan filmde İngiliz aktör Albert Finney, İngiliz aktris Shirley Anne Field, 1980 senesinde hayatını kaybeden aktris Rachel Roberts, Norman Rossington, Bryan Pringle, Robert Cawdron ve Hylda Baker yer alıyor.
Hayatı dilediğince yaşayan, umarsız ve asi bir genç olan Arthur Seaton’un hayat hikayesini dönemin Nottingham’ıyla birlikte anlatan film, muhakkak
izlenmesi gereken özgün bir eser.
Two for the Road (1967)
queennothing | 16 February 2011 11:13
İnsanın hayatında sadece bir kez yakalayabileceği o tutkuyu yakalayan Mark ile Joanna’nın ilişkisini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren “Two For The Road“, ikili ilişkileri anlatan filmler arasında saklı kalmış bir inci tanesi.
Yönetmen Stanley Donen‘in çektiği sinema filmi “Two for the Road“, 1967 senesinde vizyona girdi. Frederic Raphael’in senaryosunu yazdığı filmde Belçikalı aktris Audrey Hepburn, İngiliz aktör Albert Finney, Jacqueline Bisset, Eleanor Bron, Judy Cornwell ve William Danel gibi isimler rol alıyor. 4 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamalanan filmin çekimleri Fransa’da yapıldı. Filmin tanıtım videosuna buradan ulaşabilirsiniz.
Şeytan Duymadan; Before the Devil Knows You’re Dead (2007)
dnz81 | 03 February 2011 10:04
May you be in heaven half an hour before the devil knows you’re dead.(Şeytan öldüğünü öğrenmeden, birbuçuk saat cennette olabilirsin).
Usta yönetmen Sidney Lumet‘den bir suç ve drama filmi, Before the Devil Knows You’re Dead (2007).
Oscarlı Philip Seymour, Ethan Hawke, Albert Finney ve Marissa Tomei filmin kadrosunda yer almakta.
Andy ve Hank varlıklı bir ailenin yetişkin iki evladıdır. Evli olan Andy, eşi Gina ile lüks bir hayat sürmekteyken maddi sıkıntı içine girerler. Hank de işsiz güçsüz, dikiş tutturamayan bir karakterdir. Kariyerinde yükselemeyeceğini anlayan Andy’nin kusursuz bir planı vardır.
Miller’s Crossing (1990)
| 30 November 2010 12:43
Miller’s Crossing, Türkçe adıyla Miller Kavşağı 1990 yılında vizyona girmiş bir Ceon Kardeşler (Ethan ve Joel) filmi… Coen Kardeşler’in yapımcılığını üstlenip senaryosunu yazıp yönettikleri filmde başrollerde Gabriel Byrne, Albert Finney, John Turturro, Marcia Gay Harden, Jon Polito, J.E. Freeman bulunmakta. Ayrıca kısa bir rolde Steve Buscemi ve Spider-Man serisinin yönetmeni Sam Raimi‘yi de görmek mümkün filmde.
Film, 1930’ların Amerikası’nda geçmekte. Çete savaşlarının ve mafyanın en tepede olduğu bu dönemde şehrin en ünlü gangsteri Leo ve onun sağ kolu konumundaki Tom’un çevresinde şekillenen olaylar anlatılır. İtalyan gangster Caspar, en büyük gangster olan İrlandalı Leo’dan Bernie adındaki serseriyi öldürmek için izin ister. Ancak Leo, Caspar’a izin vermez. Çünkü Bernie, Leo’nun sevgilisi Verna’nın kardeşidir. Caspar resti çeker ve Leo’ya düşmanlık ilan eder. Tom, Leo’ya yanlış yaptığını defalarca belirtmesine rağmen Leo kararından caymaz. Bundan sonra olaylar karışmaya başlar.
A Good Year (2006)
queennothing | 10 November 2009 18:26
İngiliz yönetmen Ridley Scott‘un yönetmenliğini yaptığı “A Good Year“, Peter Mayle‘nin “A Year In Provence” adlı romanından uyarlandı. Russell Crowe ve Marion Cotillard‘ın başrollerini paylaştığı yapım, zengin ve çocuksu bir işadamının değişmekte olan yaşamını konu alıyor.
Max, harcayamayacağı kadar çok paraya ve mülke sahp bir borsacıdır. Günlerini, servetini nasıl arttıracağını düşünerek geçiren genç adam, aynı zamanda sosyetenin tanınan çapkınlarından biridir.
Birgün, amcasının öldüğünü ve evini ve üzüm bağlarını kendisine bıraktığını öğrenen Max, hafızasında canlanan çocukluk anılarını bir kenara bırakarak, bağların değerini hesaplamaya koyulur.
Bağlara yıllardır babalık yapan yaşlı adamın ısrarlarına rağmen satış konusunda kararlı olan Max, döküntü evin tamir ettirilmeden satılamayacağını bildiğinden evi tıpkı çocukluk günlerindeki gibi ‘eski ve sevgi dolu’ bir yer haline getirir.
Corpse Bride
queennothing | 23 December 2008 13:50
Aşk, fedakarlık, masumiyet, sevgi, ölüm ve ölümsüzlük, Victoria Dönemi‘nden eşsiz piyano notalarıyla günümüze kadar; hem de ‘animasyon‘ olarak sunuluyor. Arkasındaki isimler Mike Johnson ve tabi ki Tim Burton.
Carlos Grangel ve Burton’ın ortak yarattığı karakterlerle bütünleşen John August, Caroline Thompson ve Pamela Pettler’in senaryosu, başarılı ‘cast’ (cast, ‘oyuncuyla rolün tamamen bütünleşebilmesi’ anlamında) seçimiyle 2005 yılında vizyona giren animasyon filmi “Corpse Bride”, 2006 yılında gerçekleşen Oscar Ödül Töreni’nde ‘yılın en iyi animasyon filmi’ dalında Oscar adayı oldu. (Oscar’ı kazanan film “Wallace & Gromit in The Curse of the Were-Rabbit” oldu.)
Aileleri tarafından evlenmeleri kararlaştırılan masum ve iyi niyetli Victoria ile özgüven problemleri olan saf Victor, tanıştıktan sonra birbirlerinden etkilenirler.
Aileler düğün hazırlıklarına başlayınca Victor da ‘evlilik yemini konuşması’ için kendini hazırlamaktadır.
Özel bir kadın: Erin Brockovich
Piknik | 04 May 2008 10:36
Bu özel kadın başka, sevgili sinepil’ciler… 🙂 Julia Roberts’la özdeşleşen “Pretty Woman: Vivian” değil, yine Roberts’ın canlandırdığı gerçek bir kadın -gerçek bir hayat hikayesi-: Erin Brockovich. Hangi kadın O’nun gibi olmak istemez ki?! Altı yıl boyunca üç bebek baktıktan sonra (sayılarla arası pek iyidir, maşallah:) hayat şartlarının dayatmasıyla tekrar iş hayatına atılmak zorunda kalan; son derece zeki, ağzı iyi laf yapan, ikna kabiliyeti yüksek, tuttuğunu koparan, müthiş bir hafızaya sahip, güven veren ama tarzından ödün vermeyen, araştırmacı, mücadeleci, davasına inanan, üstelik güzel mi güzel, sevgi ve şevkat dolu bir anne… İşte filme ismini veren Erin Brockovich (Julia Roberts) tam da böyle bir hatun ama iki eksiği var: diplomasının olmaması ve tutkulu bir işkolik olması.
“Bu kadar meziyete sahipse kim takar diplomayı?” diye düşünmeden edemiyor insan doğrusu.:) O da öyle diyor zaten ve yanında ‘zorla’ işe başladığı deneyimli avukat Ed Masry (Albert Finney) ile birlikte A.B.D’nin hukuk tarihine geçecek bir çevreci davaya girişiyor. Davanın konusu ve Brockovich’in dava sürecinde yarattığı harikaları, filmi henüz izlemeyenlere bırakayım ama bu filmin gerçek bir hikayeye dayandığını bir daha vurgulamadan geçemeyeceğim.
Big Fish (2003)
geppetto | 18 April 2008 15:24
Big Fish
Alabama’da yaşayan Edward Bloom, seyahat etmeyi ve yeni insanlar tanımayı seven bir kişiliğe sahiptir. Hayatının son demlerine kadar bu özelliklerini kaybetmemiş fakat kansere yakalandıktan sonra yatağa bağlı bir yaşam sürmek zorunda kalmıştır. Ama fiziksel olarak kendisini yatağa bağlayan bu illet hastalık, kati surette muhayyilesine sirayet etmemiş bilakis beslemiş ve kuvvetlendirmiştir.Belki bunun da bir sonucu olarak, gezdiği yerleri ve tanıdığı insanları anlatırken ağdalı bir dil kullanmayı ve mübalağa etmeyi çok sevmektedir. Ama oğlu Will, babasının bu huyundan hiç hazzetmediğini açık bir şekilde babasına hissettirmektedir. Hatta çoğu zaman onun hiç doğruları söylemediğine kanaat getirmektedir.
İzleyenlerin zihninde hoş bir tat bırakan, kalbini ise duygusallıkla dolduran masal tadında harika bir yapım. Film belki de, yaşamdan zevk almanın sırrını sahne sahne damarlarımıza zerk ediyor. Küçük ayrıntıların ve pembe yalanların insan ruhundaki olumlu etkilerini, mükemmel bir görsellikle anlatan filmin yönetmeni Edward Scissorhands ve Charlie and the Chocolate Factory filmlerinin de yönetmenliğini yapan Tim Burton.Ed Bloom’un gençliğini Ewan McGregor son demlerini ise Albert Finney canlandırıyor.