bildirgec.org

akhisar hakkında tüm yazılar

Clio Symbolümüzün Tamir Macerası ve Ciğeri Beş Para Etmez Ruhsuz Satıcı

firatocal | 15 July 2010 16:39

Aaah ah dostlar , dertliyim şu sıra… Bugün bir hesaplaşmayı kaleme aldım , bu seferlik mazur görün beni… Başlığım bile ne iç karartıcı öyle değil mi??? … Kim derdi ki 2007 model hiç tamirsiz diye satılan Clio ‘ nun bizi perişan edeceğini… Hiçkimse bilmese de bir kişi , o da hain ruhlu , ciğeri beş para etmez satıcı biliyormuş ve avını bekleyen vahşi barbar misali pusuda bekliyormuş bizi…

Tamirat yüzünden tatilimi 3 – 5 gün daha uzatmamız kötü olmadı tabiki … Ama keşke yüz güldüren sebeplerle bu uzatmaları oynasaydık… Gönül isterdiki bu şerefsizin ağına düşmeden yaşasaydık keyifli vakitleri… Beni asıl üzen şeyse telefonda bize söyledikleri… ” Arabayı alırken bana mı güvendiniz ” ile başlayan , tamirciye söylediği ” bir conta tak , sepetle yolla ” demeye kadar varan , duyanı insan olmaktan utandıracak sözler işitmek kahretti beni…

Akhisar ‘ ın Yollarında Yanlız Bir Gezginin Notları…

firatocal | 14 July 2010 17:40

Şehirde işlerimi halledip son otobüsle köye dönüyorum… Biraz yorgun biraz dalgın aklım bir yerlere takılıyor dalıp gidiyorum… Gözümü açar açmaz köy çatımızı kaçırdığımı otobüsün inmem gereken yeri geçip gittiğini farkediyorum…

Şöföre olan kızgınlığım otobüsten inince yerini dinginliğe bırakıyor… Çünkü Akhisar – Gördes yolunun ıssızlığı içinde günbatımını renk cümbüşü pırlıtıları gözümü alıyor… Akşam yelinin tenime her değişi tüylerimi diken diken ederken , ıssızlığın ürpertisi kaplıyor içimi… Yürümeye başlıyorum… Rüzgarın yaramaz bir çocuk gibi salladığı yaspraklar sanki benim için güne veda danslarını sergiliyorlar… Hüşu içinde izliyorum…

Boydan boya uzanan boş yolun ıssızlığını ve sessizliğini virajı alan arabaların gürültüleri gürültüleri yırtıyor… Yolun kenarına dikilmiş yazlılara bağlanmış köpekler önlerinden geçerken biraz sinirli biraz korkak tanıma dıkları bu yabancıyı süzüyorlar … Rüzgar etkisini giderek arttırıyor… Üstüm ince , bir üşüme alıyor beni… Oğlum rüzgarı düşünerek içimi ısıtmaya çalışıyorum… Bir taraftan da dalgınlığım için kendime kızıyorum… Eeee nede olsa hep akılsız başın cezasını ayaklar çekiyor…

Nihayet yol çatısı ve köy tabelamız ufukta gözüküyor… Adımlarımı hızlandırıyorum… Karanlık çökmeye başlamış ve güneş etkisini iyiden iyiye kaybetmiş … Deklanşöre basıp gün batımının o son demlerini fotoğraflayarak güneşle vedalaşıyorum… İçeriye bir kilometre kadar yolum var… Güneşi arkamda bırakıp köy yoluna dönüyorum… Islık çala çala esen rüzgara ben de bildiğim güzel melodilerle eşlik ediyorum…

İlerlerken karşıma dikilen heybetli bir ağaç , gür dalları ve rüzgarda heyecanlı bir şeyler söyler gibi hararetli hararetli sallanan yaprak larıyla beni etkiliyor … Hemen onu da fotoğ raflayıp ölümsüz leştirip heybetinin hakkını vermeye çalışıyorum … Ne de olsa bu koca yolda tek başına bekçilik yapıyor… Yolun bu cesur şövalyesiyle vedalaşıp yoluma devam ediyorum…

Karşıma babamızın Milli Piyangodan çıkan parayla çaktırdığı 250 metre kadar derine giden bu kaynağın suyu döşenen tesisatla köyümüzdeki tüm hanelere dağıtılıyor… Babam bu hareketinin herkesin yapması gereken bir insanlık görevi olduğunu söylüyor.. Sanırım fazla söze gerek yok…

Köy yolunda ilerlemeye devam ediyorum… Artık evlerimiz bir bir görülmeye başlıyor… Köyümüzün en yüksek binası olan Merkez Cami ‘ mizi de notlarımın ve fotoğraf larımın arasına alıp evimizin hemen aşağısında yer alan beni haleti ruhiye siyle fazlasıyla etkileyen köy kahvemizin önünden saygıyla geçiyorum…

Sabah ki şehir koştur macamı köyü müzün yolunda dingin ve etkeliyici akşam yürüyüşü ile atmak bedenimi ve ruhumu dinlen diriyor … Huzur içinde evime , eşime ve oğlum Rüzgar ‘ ıma varıyorum…

HOŞ BİR NOSTALJİ: DEDENİN YERİ

firatocal | 14 July 2010 14:56

Mütevazi görünümlü Dedenin Yeri
Mütevazi görünümlü Dedenin Yeri

Akhisar gezimi , lezzet duraklarını bir bir takip ederek sürdü rüyorum … Benim için nostaljik bir tadı olan , ama bir o kadar da yedikle rinizden dolayı sizi asla pişman etme yecek lezzetleri barındıran Dedenin Yeri ‘ ni ziyaret ediyorum… Dışarıdan küçük , mütevazi bir dükkan gibi gözükse de , unutulmaz tatları ve hatıraları saklıyor…

Ustamın elleri pek maharetli
Ustamın elleri pek maharetli

Nostaljik oluşu ehliyet aldığımız dönemlere dayanıyor… Burayı ilk keşfedişimiz de tam bu döneme denk gelir… Sürüş derslerimizden her çıkışımızda eşimle birlikte soluğu Dedenin Yeri ‘ nde alırdık… Önce yorgunluklarımızı söylediği demli çaylarla atar… nefeslendikten sonra ekmeği kendi yağına bandırılmış , bol baharatlı sade kokoreçimizi yer , hiç bir zaman doyamadığımız için hemen ardından söylediğimiz ikinci partı kokoreçlerin içine parça dalak attırarak mideye götürürdük…
Ehliyetimizi ilk alışımızda da kutlamak için birbirimize küçük birer hediye aldıktan sonra Dedenin Yeri ‘ ne ziyafet çekmeye gelmiştik…

AKHİSAR ‘ DA BİR VAHA: ŞEHİR GAZİNOSU

firatocal | 11 July 2010 14:17

Ferah atmosferiyle Şehir Gazinosu
Ferah atmosferiyle Şehir Gazinosu

Akhisar gezimin ilerleyen günlerinde şehrin merkezini de alıcı gözlerle dolaşma fırsatı buldum.. Her şehrin karakteristik özelliklerinin yansımasını kentin merkezinden izleyebilirsiniz.. Akhisar ‘ da da kentin ortasında çöldeki vaha misali insanların soluklanmasını sağlayan , kalabalık , binalar ve trafik içinde nefes almalarına yardımcı olan , el değmemiş ormanları andıran gür ve sık ağaçlarla kaplı Şehir Gazinosu dikkatimi çekti..

Akhisar ‘da bir lezzet durağı : Şölen Kokareççisi

firatocal | 09 July 2010 23:00

Tatilimin Akhisar ‘ da geçen kısmında Bacanağımla birlikte yöreye has lezzetleri tadalım istedik.. Akhisar ‘ ın en ünlü lezzetlerinden birisi de tabiî ki KOKOREÇ..

Akhisar' ın iftharı Kokoreç ve Şölen Kokoreç
Akhisar’ ın iftharı Kokoreç ve Şölen Kokoreç

Yıllardır babadan oğla geçerek aile geleneklerini sürdüren lokantaların onlarca yıllık hikayelerinin kulaktan kulağa anlatıldığı bu damak cenneti ilçede uğrak yerimiz Şölen Kokoreççisi oldu.. Ustasının imzasını taşıyan kokoreçler ile hiç de boş geçilmediğini tahmin ettiğimi bu yerde hoş beş , doyurucu ve lezzet dolu bir yarım saat geçirdik..