bildirgec.org

1987 hakkında tüm yazılar

Bukowski’den “Barfly” (1987)

queennothing | 04 July 2011 22:56

Yeraltı Edebiyatı’nın güçlü kalemi Charles Bukowski‘nin kaleminden çıkan Barfly, İran’da dünyaya gelen yönetmen Barbet Schroeder tarafından beyazperdeye uyarlandı. 1987 senesinde gösterime giren “Barfly“, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye adayı olurken En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre’ye aday gösterildi. 3 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan filmde Oscar adaylığı bulunan aktör Mickey Rourke, Oscar Ödüllü Amerikan aktris Faye Dunaway, Güney Afrika doğumlu aktris Alice Krige, Frank Stallone, Pruitt Taylor Vince, Roberta Bassin rol alıyor.
Gününü barlarda ucuz içki içerek geçiren bir adamın kendisi gibi umarsız bir kadınla tanışması ve tabii ki yazarlık serüvenini anlatan yapım, adeta bir yaşam rehberi. Seyredenlerin hayatına ‘Henry Chinaski’ karakterini katan Barfly, Bukowski’nin yaşam tarzını özetler nitelikte.

Afrodit (1987)

queennothing | 16 May 2011 16:08

“Türk Sineması’nın Afroditi” olarak tanınan Banu Alkan‘a bu unvanı kazandıran yapım olan “Afrodit“, 1987 senesinde gösterime girdi. Aram Gülyüz ile Remzi Jöntürk’ün birlikte yönettikleri filmde Alkan’a Salih Güney ile Sühan Baydar eşlik etti. Yunan Mitolojisi’nde ‘Güzellik Tanrıçası’ olan Afrodit’e Banu Alkan usulü bir felsefe bağışlayan film, kadın oluşu hissetmek, şuh olmak, cinsiyetinin farkedilmesini sağlamak üzerinde duruyor. Alkan’ın Afrodit dilinden sarfettiği cümlelerle akıllarda kalan yapım, Brigitte Bardot’un “…Ve Tanrı Kadını Yarattı” ile aynı özü taşıyor.

Cemile ile Kemal evli bir çifttir. Arkeolog olan Kemal, bir türlü aklından çıkaramadığı Afrodit heykelini adeta saplantı haline getirmiş ve gözü Cemile’yi görmez olmuştur. Cemile ise kocası tarafından farkedilmek için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bir vaziyette beklemektedir. Kemal’den istediğini alamayan Cemile, kadınlık içgüdülerinin farkına varır ve Murat’la tanışmasıyla işler tuhaf bir hal alır.

Fellini’den Fellinice; Intervista (1987)

queennothing | 09 May 2011 20:00

İtalyan Sineması’nın usta yönetmeni Federico Fellini‘nin yönetmenliğini yaptığı “Intervista“, 1987 senesinde çekildi. Moskova Uluslararası Film Festivali, Cesar Ödülleri ve Cannes Film Festivali’nde oldukça beğenilen “Intervista“, belgesel niteliği taşıyan bir yapım. Fellini’nin daimi stüdyosu Cinecittia’nın da adının geçtiği eser, seyircisine adeta Fellinice dersi veriyor. Düşler ve fantezilerin yönetmeni olarak bildiğimiz Fellini’nin sinemaya bakış açısını, görsel öğelerle bezediği filmlerindeki manayı, senaryo ve doğaçlamanın önemini anlattığı “Intervista”, yönetmenin kendi elinden çıkması itibariyle en değerli Fellini belgeseli olma özelliğini taşıyor. Roma’daki stüdyoda çekilen filmde Marcello Mastroianni, Anita Ekberg, Sergio Rubini ve Antonella Ponziani‘yi de göreceğiz.

Innerspace (1987)

queennothing | 04 April 2011 20:44

1946 doğumlu Amerikan sinemacı Joe Dante‘yi Gremlinler Serisinden tanıyoruz. Yönetmenin 1987 senesinde çektiği sinema filmi Innerspace, Chip Proser’in hikayesinden uyarlandı. Senaryosunu Jeffrey Boam ile Chip Proser’in birlikte yazdıkları eserde Amerikan aktör Dennis Quaid, Emmy Ödüllü aktör Martin Short, Amerikan aktris Meg Ryan, aktör Kevin McCarthy, Orson Bean, Harold Sylvester, William Schallert, Robert Picardo, Wendy Schaal gibi isimler rol alıyor. Orjinal süresi 120 dakika olan film, En İyi Görsel Efekt dalında Oscar Ödülü’ne layık görüldü.

Anayurt Oteli (1987)

queennothing | 29 December 2010 12:43

“Gizli Yüz”, “Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey”, “Melekler Evi” gibi yapımlardan tanıdığımız Türk Sineması’nın usta isimlerinden Ömer Kavur‘un, Yusuf Atılgan‘ın romanından uyarladığı 1987 çıkışlı filmi “Anayurt Oteli”, Altın Portakal Film Festivali, İstanbul Uluslararası Film Festivali, SİYAD Ödülleri, Venedik Film Festivali, Nantes Three Continents Film Festivali ve Valencia Film Festivali’de çeşitli dallarda ödüllere layık görüldü.

Kadının Adı Yok (1987)

queennothing | 27 October 2010 09:37

2006 senesinde hayatını kaybeden yazar Duygu Asena‘nın kendi çocukluk ve gençlik yıllarını baz alarak yazdığı Kadının Adı Yok adlı kitaptan uyarlanan 1987 çıkışlı sinema filmi “Kadının Adı Yok“, Barış Pirhasan tarafından senaryolaştırılıp, Mersinli yönetmen Atıf Yılmaz tarafından çekildi. İstanbul doğumlu aktris Hale Soygazi‘nin başrolünde yer aldığı filmde Adanalı aktör Aytaç Arman, Tarık Tarcan, 2009 senesinde hazin bir şekilde aramızdan ayrılan Yaman Tarcan, Sevda Aktolga, Şahika Tekand ve aktör Mehmet Akan (Bizimkiler) rol alıyor.

Muhafazakar babasının baskısı yüzünden çocukluğu ve ilerde genç kızlığını yaşamak ile hayattan korkmak arasında kalmış, ancak hiç düşünmeden hayatı yaşamaya karar vermiş ve yaşı ilerleyip olgun bir kadın olduğunda da bu kararından hiç pişman olmamış kişi olarak karşımıza çıkan Işık, belli bir yaşa geldiğinde, kendisi ve ölen babasıyla bir iç hesaplaşma içerisine girmiştir.

The Demon who makes Trophies of Men!

distaste | 18 September 2010 18:11

Hepimiz Lost‘u duymuşuzdur. Adaya bir grup insan düşer ve duman şeklinde bir canavar tarafından yakalandıkça öldürülürler. Birbirlerinin hayatlarının kesiştiği sıkıcı noktaları geçiyorum. Predator 1’i tekrar seyredince aklıma geldi: Şu “Smoke Monster” denen edepsizin yerine bizim Predator getirilse daha güzel olmaz mıydı? Lost’ta ne varsa Predator’da daha güzeli var. Hem onun sonu daha güzel bitiyor bana güvenin.

Çok özel bir görev için çağrılmış olan kaslı arkadaşımız Dutch (Arnold)
ekibiyle birlikte bir kurtarma görevine gider. Birbirinden ilginç tiplerden oluşan bu kurtarma ekibi ile bol patlamalı bir bölümden sonra, ormanda onları bir “şey”in avladığını farkederler ve Güney Amerika’nın balta girmemiş ormanlarında Arnold’ın kaslarını gösterdiği amansız bir takibe başlarız. Ben henüz 2 yaşındayken çevrilmiş olan bu filmin imdb adresini şurada ve yeni çıkan Predators filminin adresini ise burada bulabilirsiniz.

Uslu bir çocuk olursan sen de Predator görebilirsin

80’lerden güzel bir film, Over the Top (1987)

distaste | 19 April 2010 09:58

90’ların ortası ve sonuna doğru televizyonla ilk tanışan bir çocuk olan ben ve televizyonda birbirini ardına gösterilen tonlarca vurdulu kırdılı filmler, star’da gösterilen pazar gecesi sineması ve unutulmaz müziği…
Anne, baba “evladım çok vurdu kırdı seyretme” dese de inadına televizyonu açıp korka korka filmleri seyretme…
Küçükken Ninja Kaplumbağalar’ın yanısıra ara sıra “kamyoncu” filmlerine de denk geliyordum. Çünkü küçükken kamyoncu olmak istiyordum.
İyi ki de olmadım!

Over the Top” filmde bilek güreşiyle ilgili bir terim olarak kullanılıyor. Motörhead ‘in böyle bir şarkısı mevcut. Sanırım başarılı olmak,birinci olmak anlamına gelen bir terim. Türkçeye “Zirveye Çıkış” diye çevrilmiş. Buna ilaveten filmin başlangıcındaki müzik de beni eski yılların ruhuna götürüyor. Şunu da ekleyelim filmin müzikleri gerçekten çok başarılı.

Peter Jackson’ın damak tadı: ”Bad Taste”

gorcun | 19 February 2010 09:36

Bad Taste
Bad Taste

Peter Jackson’un yönettiği ilk uzun metrajlı filmi ”Bad Taste” (Kabak Tadı) 1987 yılında çekilmiş bir B-film. Yeni Zelandalı yönetmenin çektiği filmin konusu ilginç ve komik ama yapım aşamasındaki hikayeler filmden daha komik. Günümüzde kült filmler arasında görülen bu filmin neden ‘kült’ olduğunu anlamak için film kadar yapım aşamasındaki olaylara da bakmamız yararlı olur. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Derek ve en az kendisi kadar budala arkadaşları küçük bir kasabada kaybolan insanları araştırma işine girişiyorlar. Yeni Zelanda Ulusal Hava ve Uzay Savunma Birliği adına çalışan kahramanlarımız kısa süre sonra çevrede insan formunda dolaşan uzaylılar olduğunu farkediyorlar. Uzaylılarla mücadeleye girişen ekip, saklandıkları bölgeyi bulduktan sonra bu koca kafalı yaratıkların nihai amacını öğreniyorlar. Yeni bir tat olarak gördükleri insan etini kurdukları ‘Fast-food zincirlerinin’ ana besini olarak kullanmak. Derek ve arkadaşları bu sorunu çözmek ve kasabayı uzaylılardan temizlemek için silahlanıp harekete geçiyorlar.

Flowers In The Attic (1987)

queennothing | 18 November 2009 14:34

V.C. Andrews‘in ünlü romanı “Flowers In The Attic“den (Çatı) uyarlanan 1987 çıkışlı başarılı bir drama yapımı olan “Flowers In The Attic“, genelde TV filmlerinin yönetmenliğini yapan Jeffrey Bloom tarafından çekildi.
Filmde Oscar Ödüllü aktris Louise Fletcher, İngiliz aktris Victoria Tennant, Kristy Swanson, Jeb Stuart Adams ve Ben Ryan Ganger gibi oyuncular yer alıyor.

Sıcak ve sevgi dolu bir aile tablosu örneği olan Dollanganger Ailesi, akşamüstü bir polis memurunun ziyaretile sarsılır. Ailenin babası Christopher’ın öldüğünü haber alan anne Corrine, büyük kızı Cathy ve büyük oğlu Chris’in de yardımıyla iki küçük çocuğu Corry ve Carrie’yi de alarak yıllardır ziyaret bile etmediği zengin babasının evine doğru yol alır.
Gece yarısı geçtikten sonra vardıkları dev şato görünümündeki ev, anne Corrine için bir af dileme mabedi olurken, henüz ergenlik çağına giren Cathy ve Chris ve iki ufak kardeşleri için adeta hapishane olacaktır.