1. ve 2. Balkan savaşı sonucunda osmanlı devletinin imzaladığı anlaşmalar vardır, Bunlar İstanbul, Atina, Bükreş ve Londra anlaşmalarıdır. Tarihlrini vermeyeceğim merak edenler bulabilirler. Lozan da kaybedildiği iddia edilen Ege Adaları ve Batı Trakyanın 1. dünya savaşı öncesi Padişahın onayı ile nasıl elimizden çıktığını anlatacağım sizlere:Altta ki yazı bir yorumumun kısaltılmış halidir.2. Balkan savaşının sonucunda Edirne’yi tekrar nasıl aldık? anlaşmaların nasıl bir değeri yok. Bunlar barış anlaşmalarıdır. Bu barış anlaşmaları ile Bulgaristan 1. Balkan harbinde elde ettiği şu an Yunanistan’da olan Güney batı trakyayı kaybetmiştir, Arnavutluğu biz kaybetmişizdir. Osmanlı bal gibi imzaladı bunları, Ege adalarını (12 adalar hariç ) ve özerklik verdiğimiz girit adasını bu anlaşmalarla kaybettik, şimdi çamura yatmadan bu anlaşmaların doğruluğunu kabul edin;Bükreş Antlaşmasıİstanbul AntlaşmasıAtina Antlaşması:1. balkan harbinde neler oldu hatırlayalım ?2. Balkan harbi aslında Bulgarlara karşı savaşımızdır, yunanlılara değil şimdi Atina anlaşmasının 3 ana başlığını özetleyelim:
Anlaşma imzalanmış olup imzalayanlar:Galip Kemal Bey ve D.Panas dır. yani anlaşma imzalanmıştır, ha isteyen için resmini koyayım :
Atina anlaşması
50 tl si olan gittigidiyor dan alabilir.Bu anlaşma ile osmanlı 1. balkan savaşında yenildiği ve 2. balkan savaşında karşılaşamadığı Yunanistan dan bazı haklar koparabilmiştir. Bunların en önemlisi Batı Trakya da azınlıkların sahip oldukları haklardır. Ki bu anlaşma da oldukça ağır yer tutar, günümüzde ki Batı Trakyalı Türklerin hakları bu anlaşmadan gelir, yunanistan 1990 da tek taraflı olarak anlaşmaları yürütmeyeceğini ilan etti, halbu ki altında kendi krallarının şeref sözü ve Parlementolarının imzası vardır… Nihayetinde Londra anlaşması ile 6 büyük devletin görüşüne bırakılan adalar (fiili olarak hala yunan işgalinde ) Yunanistana bırakılmasını Osmanlı kabul etmiştir. Lozan da Atina anlaşması ile terkedilen Bozcaada ve Gökçeada alınmıştır, atıp tutanlara duyurulur…İnsan düşünüyor, 1 tanecik adaya bile saldırıp alacak gücümüz yok muydu, neyse devam edelim…En basiti sağdan soldan ( tabiki de yönlendirilmiş bilgiler ) duyduğu bilgileri bizlere gerçekmiş gibi aktaranlar… İnanmayın, araştırın, sorgulayın… Onlar sizin sorguladığınızı görünce yakanızı bırakacaklardır…Son söz : Lozan da beceriksiz denilen görüşmeciler acaba Tuna nehrinde ki minnacık bir ada için ne kadar ısrar etmişlerdir, bilen var mıdır? Şimdi yok olmuş o adacığın ismini bilene benden bir aferim 🙂
yorumlar
Adakaleyi bildin benden sana kocaman bir aferin :)Diğer konularda maalesef çok yanılıyorsun çokkk… Alternatif kaynakları okuyun, Rıza Nur gerçekte Haim naum tamamen uydurma, yok İsmet İnönüyü etkilemişmiş, müslümanları aç bırakınmış… Işık evlerinde referans gösterilen ve %99 u yalan kalan%1 i ise doğru (bunun amacı kitapların gerçek olduğuna inandırmak) kitapları referans edinmeyin. Dönemin koşullarını anlatan, güç dengelerini ve isteklerini, güç mücadelesini anlatan kitaplara bakınız, Rıza Nur’un Atatürk’e suikast tertiplemek isteyen Sebataycı komityenin içinde olması ve uzaklaaştırılması sonucu 10 yıl boyunca methiyeler düzdüğü atatürk’e neden küfretmeye başlamıştır? Bir tane bile kanıt gösterememiştir.
O ne biçim padişahmışki, bütün bu olanlar var ki, sesini çıkarmıyor, tahtına gömülüyor, olmaz olsun öyle hükümdar… Tüm bu olanlara göz yuman ve padişah adına atılan imzalardan padişah sorumludur… Halka padişahım çok yaşa derken bu adamlar bu kadar mı kifayetsizdiler?Ha mason derken :
Dip not: Misak-ı milli bir amaçtır, bu amaca ulaşmak için yapılacaklar vardır. Misak-ı milli sınırları içinde ki 12 adalar ( Atina anlaşmasında terkedilmemiştirler ), Musul-Kerkük, Nahçıvan ve Hataydır. Bunlardan şimdiye kadar gerçekleşen sadece Hatay dır, gerçek Atatürkçü ve yurtsever insanların bunun bilincinde olması gerekir, atamızın ısrarla takip edin ve gerçekleştirin dediği hedeflerdir bunlar. Yoksa unutun gitsin dememiştir, bazı f tipi örgütlenmeci tek tip kitap okumacı nesle önemle duyurulur…