izmit’te sonbaharı seviyorum…belki kendi şehrim olduğu için. ama en çok her zaman üzerine giydiği kasvetli sonbahar havasını seviyorum. akşamları sevgilisiyle demiryolu caddesinde yürüyen insanları, bütün gün sahilde içen kimsesiz şarapçı çocukları. gece yarısı daha bi seviyorum izmit’i boş ve ıslak sokaklarımda yere vuran ışığın yansımasını seviyorum. yağmurumu seviyorum bir başladımı durmak bilmeyen yağmurumu. yağmur şehrin gözyaşlarıdır bence öyle dağların denize paralel olmasıyla alakadar değil. istasyonumu seviyorum. biramı yudumlarken bütün izmit’i gördüğüm tepelerini, kıla, tüye, yüne, boka pisküle herşeye festivalleri olan değirmendere‘yi seviyorum. köyümü seviyorum… birde evimi…
yorumlar
kıl, tüy, yün tabiri lombak elemanlarınca kullanılmaya başlandığından beri, bu sitede de moda oldu. e güzel.
toz ve gaz bulutundan oluşmuş bi tanıdığım var. (ELOY’la alakası yoktur)
11 yılını İzmit’te yaşayan benim yaramı deştin. O demiryolu ve Fethiye Caddesi’nde kızlara saat sorar Leyla Atakan Parkı’nda serserilik yapardık. Pazar günleri Atatürk Orman Çiftliği’ne (Karamürsel yakınındaydı sanırım) denize giderdik. Hatta sırf gezi olsun diye vapurla Karamürsel’e gider dönerdik. Murat ve Yurt sinemalarında sex filmlerine, Defne Köyü’ne balık tutmaya, Çene Suyu’na, Kerpe’ye … Burda kesiyorum. Ben gidip demleneyim en iyisi..
daha cok ogrencilerin burnunu tutturur herhalde 🙂
eğer körfezi kastettiysen artık komuyor, insanlar akşamları kıyısına çay içmeye(marina) alışverişe(outlet) gidiyor…güzeldir yahyakaptan. çançan girişine taşınmış şimdi, woswos minibüsüyle kebapçı bir abimiz vardı. kulakları çınlasın. ilk tantuniyi ondan yemiştim… bir daha da o kadar güzelini yiyemedim…üçten fazla zıplar
açıldı birde. alış-veriş için. gitmedim daha iyi ama süs eşyaları çok iyiymiş. yahya kaptan coştu. yardırdı. pub açıldı çok güzel.izmit merkez de green ve M&I diye iki cafe pek metettiler.