MONNA ROSAPeygamber çiçeğinin aydınlığında araSana doğru uzanan çaresiz ellerimi.Sırrımı söylüyorm vefakar balıklara:Yalnız onlar utacak bu dünyada yerimi.Koyverip telli pullu saçlarımı rüzgara,Bir çoğunun ardına düşen heykellerimiPeygaber çiçeğinin aydınlığıda ara..Bir çevre sağ elimden bukanık suya düştüVe boğazınmı sıktı parmaklar ince, uzun.Günahkar toprağıma saçından bir tel düştü;Sana ne olmuş Rosa, bir derde tutulmuşsun.Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti:Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun,Bir çevre sağ elimden bukanık suya düştüŞu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa;Her şeyim sizin olsun, hep sizin kesik başlar.Rüyasında örümcek başlarsa ağlamaya,İçine gül koyduğum tüfek ölmeye başlar.Günahını sırtına yüklenen kaplumbağaGibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar.Öyleyse şu şapkayı fırlatayım ırmağa.Bu erkekler kokuyu kediler gibi alırVe kediler her gece sürünür yastıklara.Denizleri bahtiyar eden günler kısalır;Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara,Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır.Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır.Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.Sana da, Monna rosa, taş bebği bıraktık,Elerlinde kılçıklı balıkların bir dişi.Senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık;Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi…Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim,İtimat edeceğim şu belalı yağmura.Ruhuma bayrak yapıp ben teslim edeceğimAsılmış bir adaamın iki eli yağmura.Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;Bir tren ışığına, güneşe çekmek seniVe bir şehir yaratmak, ruhundan Gülce diye.Parçalanan emiyi ve yırtılan yelkeniKatıvermek sessizce söylenen bir türküye.Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeniVe son vermek bitmeyen, bu bitmeyen şarkıya,Bir tren ışığına, güneşe çekmek seniSana tavuskuşunun içime girdiğiniSon, en son söz olarak söylemek istiyorum.İçime girdiğini, tüyünü yolduğunuSon, en son söz olarak söylemek istiyorum.İçimde tavusların bir bir kaybolduğunu,Bana da bir çift ak kanat kaldığınıSon, en son söz olarak söylemek istiyorum.Peygamber çiçeğinin aydınlığında araSana doğru uzanan çaresiz ellerimi.Sırrımı söylüyorm vefakar balıklara:Yalnız onlar utacak bu dünyada yerimi.Koyverip telli pullu saçlarımı rüzgara,Bir çoğunun ardına düşen heykellerimiPeygaber çiçeğinin aydınlığıda ara..sezai karakoç