bugün film seyrederken reklam kuşağında şöyle bir kannalları dolaşayım dedim ve mtv’de madonna’nın yaptığı bir açıklamaya rastgeldim…

madonna, bir anne olarak yarının, çocuklar için daha yaşanılabilecek bir dünya olması gerektiğini ve bu yüzden her türlü şiddet eylemine ve savaşa karşı olduğunu belirtiyordu. yani madonna gibi amerikan sisteminin yarattığı bir pop ilahesi, kendini yaratan sisteme antimilitarist bir tavırla karşı duruyor, bunun yanında teröre karşı olan bakış açısını da sergiliyordu. bu, bazılarına göre çorba içtiği çanağa tükürmek gibi birşey. bazılarına göre de çok derine inmeden, sygı duyulması hatta takdir edilmesi gereken bir tavır. ancak, öncelikle madonnaya böyle bir açıklamayı mtv gibi popüler kültürün en önemli silahlarından birinde yapma gücünü ne veriyor diye sordum kendime.
körfez savaşı çıktığında buraya takılan insanların (ben dahil) büyük bir bölümü çocuk sayılabilecek yaştaydı tahminimce. ne olup ne bittiğinin tam olarak farkında değildik belki de ama en azından bu günkü durumla karşılaştırma yapacak kadar o günleri hatırlıyoruzdur. amerika, yine birilerine savaş açıyor, tv seyircisi ilk defa “cnn live” savaş gösterisinin tadına varıyordu. tv’nin eline tuttuğu o müthiş manipülasyon gücüyle saddam şeytan, ırak ise şeytanın imparatorluğu olarak ilan edilmişti resmen. hatta o günlerde annem bana, küçük kardeşime zarar verecek bir hareket yaptığımda “saddamlaşma yine” diye kızardı ki kendisi, üniversite mezunu, kariyer sahibi, birçok meseleyi kendi kafasında yorumlayıp özümseyebilecek kapasiteye sahip bir iş kadını olurlar. tüm bunlarla birlikte amerika, kuveyt’e girdi, istediğini aldı ve çıktı. bugün şunun farkındayız ki güyya insanlığı korumak uğruna girişilen bu savaşta batı ülkeleri, petrol kaynaklarını garanti altında tutmayı başardı, bunun için 400.000’e yakın insan öldürdü, sürdürdüğü ambargoyla bir ulusu tamamen yalnızlığa itti, türkiye gibi çevredeki zor durumdaki ülkelerin ekonomilerini alt üst etti ve mutlu yaşamına devam etti. ama hiçbirzaman için madonna tv’ye çıkıp, 400.000 insan petrol uğruna öldürülürken savaş karşıtı sözler sarfetmedi. oysa bugün amerika, 20.000 insanın ölümünün intikamını almak için harekete geçerken, yani kaybedilen insanların hayatları için harekete geçerken madonna böyle bir açıklamayı yapabiliyor. böyle açıklamalar başka yerlerden de geliyor. antimilitarist tavır, her geçen gün, tepkisini daha somut olarak ortaya koyabiliyor. bazı şeyleri yapmak için nedenler daha geçerli olsa bile, geliştirilen tepkiler daha somut ve daha yüksek. bunun bir sebebi olmalı, birşeyler değişmiş olmalı.
hafif uyku’nun bıraktığı noam chomsky yazsını okumadıysanız mutlaka okuyun. kendisi yaşayan en önemli iletişim kuramcılarından biri olurlar ve bir iletişim öğrencisi olan bendeniz, bu şahıs fakültesine kadar gelmesine rağmen, konuşmasını gidip dinleme zahmetini göstermeyecek kadar büyük bir gaflette bulunmuşumdur. bu arkadaş, yazısında olayları kendi yorumuyla, mantıksal bir düzleme oturtmuş vaziyette. neyse, konu olan yazı değil zaten, konu olan bizim bu yazıya erişmemizi sağlayan kanal. kanal, show tv değil, internet..:) . internet sayesinde birçoğumuz hafif uyku’yu tanıdı ve yine internet sayesinde onun yazdığı blogu okudu ve internet sayesinde chomsky’nin yazısına ulaştı. ben, bulunduğum fakülte ve yaptığım iş itibarıyle internete bağlıdan çok, bağımlı bir insan olarak yaşıyorum ve internet sayesinde chomsky gibi marshall mcluhan’la tanıştım. bu iletişim kuramcılarının söylediklerine değişik bakış açılarından bakmak gerekiyor ve bu klasik kitaplarla elde edilebilecek bir bilgi değil. bu ve onlara benzer birçok iletişim kuramcısına internet sayesinde ulaştım. asla etrafımdaki yazılı kaynaklardan elde edemeyeceğim bakış açılarını bu adamların internetteki gölgelerinden elde ettim. peki ne der bu mcluhan abimiz? “kanal, mesajın ta kendisidir.” şimdi bu ne demek oluyor?
mcluhan, bu kanadalı arkadaş, buz üzerinde iyi kaya hatta çok iyi artistik figürler yaparmış. bu yüzden toplumsal değişimin merkezine iletişim teknolojilerini koyduğunu söylermiş her seferinde (buz üzerinde yaptığı hareketler tamamıyle konu dışı, onları ben ekledim). yani aynı şeyi tv ile söylerseniz farklı, kitap yazıp söylerseniz farklı etki yaratırsınız. neyse daha fazla birşey söylemiyorum mcluhan hakkında bu işle enterese olan tıklar, okur.
I. dünya savaşında, elimizderadyo vardı. etkisi çok büyük oldu, hitler almanya’yı radyo sayesinde gaza getirdi. körfez savaşında da televizyon vardı, amerika bu sayede savaşı bir film haline getirerek rating olayına girdi. bu dönemde de elimizde internet var. savaş çıkar mı, bilmiyorum, eğer çıkarsa adı şahin bilmemnesi (gözü müydü acaba) olur mu bilmiyorum, her ne haltsa, çıkacak savaşın internetin savaşı olacağı kesin. madonnaın ve diğerlerinin yaptığı açıklamalar bunun bir belirtisi. internet sayesinde madonnanın karşısındaki insanlar körfez savaşı döneminin, tek taraflı bir sistem tarafından sadece tv kanalıyla tek bir mesaja odaklanmış insanlar değil artık. insanlar internet aracığıyla, aracısız bir şekilde birçok değişik görüşü değerlendirebiliyor. tabi bu onları zaman içinde bir “information owerload” durumuna sürüklüyor olabilir, ama zihinlerini daha esnek kılıyor ve madonna’nınki gibi 10 yıl önce yapılsa kabul edilemeyecek olan bir açıklamayı kabul etmelerine ve hatta rahatça desteklemelerine neden oluyor.
internet , sahip olduğu merkezsiz yapı sayesinde değişik durumlar da yaratıyor. trade center eyleminin bir ucunun internete dayanmadığını söylemek çok güç. tv’ler adamların eylemi yaparken teknoloji kullanmamaya özen gösterdiğinin altını çizip çizip duruyorlar ama eyleme dönüşen fikrin ortaya çıkıp, uluslararası boyut almasında internetin mutlaka rolü olmalı. mutlaka bin ladin ve savunduğu görüşü savunan siteler vardır. islami mücadele için oluşturulmuş, on-line topluluklar mutlaka mevcuttur, ve o koca uçakları binalara gömen haydutlar da araştırma yaparken mutlaka şöyle bir gezinmişlerdir web üzerinde. yani durum acayip bir şekilde iki taraflı. demokrasi ortamını getiren de, bunu yıkan da web.
internet, insanların ruhlarını ortaya çıkarıyor belki de. benzer insanların arasındaki ruhsal birleşme ile bir sinerji ortaya çıkmasını sağlıyor ve bu sayede ortaya çıkan sonuçlar bundan önce yaşanan benzer laylara göre çok daha ciddi oluyor. önümüzdeki günler, ikilemdeki, bilgi bombardımanı altında ezilen, hükmedilme karşısında kaybetmeyi ya da hükmetmeyi tercih eden insanların günleri olacak.