Technorati ‘ye göre, ağ üzerinde 24 milyondan fazla blog mevcut. Yaklaşık 50 milyon internet kullanıcısı düzenli blog okuyucusu. Hergün yaklaşık 700.000, her saat yaklaşık 33.000 blog postalanıyor.Diyelimki ABC diye bir şirkette çalışıyorsunuz. Eğer ABC büyük bir şirket ise, ABC’nin bir blog’u olsa da, olmasa da, hakkında yazılar yazılacaktır. ABC’nin bir blogu olması, hakkında yazılan ve konuşulanlara güçlü bir sesle cevap verebilmek için güzel bir ortam yaratacaktır.Eğer ABC küçük bir şirket ise, henüz bir kaç bile diyemeyeceğimiz kadar az şirket blogunun bulunduğu Türkiye’de, ABC’nin blogu, rakipleri arasında, şirketin kurumsal bilinilirlik ve lider imajına büyük katkı sağlayacaktır. Hatta, ABC’nin blogunun, şirketin kendisinden daha popüler olma olasılığı dahi yüksektir. Biraz daha abartalım, Fortune 500 şirketlerinin dahi sadece %3’ünün kurumsal blogu olduğunu göz önüne alacak olursak, dünya markası olmayı hedefleyen ABC’nin blogu, hayal bile edemeyeceği kadar geniş bir global tüketici kitlesine ulaşmasını sağlayabilir.2005 tarihli bir araştırma, gazetecilerin %51’inin blogları takip ettiğini göstermiştir. Bu istatistik, “ne yapsak da medya bizi fark etse” diye çırpınan bazı şirketlerin, aslında denklemi ne kadar kolay ve ucuza çözebileceklerini göstermektedir.ABC’nin blogundan elde edeceği en büyük nema, tüketicileriyle kuracağı direk temas ve bunun sonucu edineceği değerli geri beslemeler olacaktır. Bu geri beslemeler sonucu, tüketicilerin, ABC’nin ürün ve hizmetlerinde yapacağı geliştirmelere tanık olması, çok daha yüksek bir tüketici sadakati ve hızla artan bir marka değeri sağlayacaktır.Tabii ABC’nin şirket blogu serüveni her zaman bu kadar pembe tablolarla dolu olmayabilir de. Hatta ABC bir blogu olduğuna pişman dahi olabilir.Pek çok kurumun endişe edeceği gibi, bir kriz durumunda, kurumsal bloglar izleyicilerin kolayca hedef tahtasına dönüşebilir. Ancak önceden yapılmış hazırlıklarla bu istenmeyen durumu da yönetmek ve blogu, krizin etkilerini en aza indirmek için, bir araç olarak kullanmak mümkündür. Bu durumu herkesden çok, Kryptonite firmasını usandıran bir örnekle anlatalım.Hikayenin gelişiminden de anlaşılacağı gibi, başına kötü şeyler gelmeden önce “Kryptonite” blogu olmayan bir kurummuş. Kryptonite, kendi bisiklet kilitlerinin bir tükenmez kalem ile kolayca açılabildiğine dair blog mesajlarını farketmekte geç kalmış. 10 gün içerisinde blogları bu kilitlerin nasıl açıldığını anlatan yazı ve klipler sarmış. Kryptonite’ın duruma müdahale edebildiği 10 günün şirkete bilançosu Fortune dergisine göre 10 milyon USD olmuş. Hoş Kryptonite, “çözüm üretmek 10 gün sürdü, blogumuz olsa ne değişecekti” der. Takdir size kalmış.Kurumsal bloglarının gerçek bir başarı öyküsü olduğunu düşünen şirketlerin başında ise Sun Microsystems yer alıyor. Sun çalışanlarının oluşturmuş olduğu 2,000 kadar blog var. Sun bunları bir çatı altında toplayıp bir faydaya dönüştürebilmek için oldukça uğraşmış. Sun için, elde ettikleri faydaların pek çok göstergesi mevcut. Bunlar arasında en önemli ölçülebilir gösterge, bir zamanlar, popularitede 99. sırada oldukları sunucu sağlayıcılar listesinde bugün 6.cı sıraya yükselmiş olmaları.2006’ya kurumsal blogu ile adım atmaya karar veren ABC’ye başarılar diler ve blogundan daha fazla yarar sağlayabilmesi için bir kaç ayrıntıya dikkatini çekerim.1. Blogunuzun odaklandığı bir konu ve amacı olmalıdır. Odaklanan konular çok farklılık arz ediyor ise birden fazla blog oluşturulması daha uygun olabilir. Organik süt ve yoğurt üreticisi Stonyfield’ın dört farklı blogu bu konuda güzel bir örnektir.2. Blogunuzu çalıştığınız şirketin gönüllüleri, doğal dilleri ile yazsın. Halkla İlişkiler bölümünün profesyonel yazıları tüketiciler tarafından itici bulunacaktır. Çalışanlar neleri yazmaması konusunda eğitim almakla beraber, nasıl yazacakları konusunda özgür bırakılmalıdırlar.3. Blogunuzda hem olumlu, hem de olumsuz yazılara yer olmalıdır. Aksi takdirde blogun çift yönlü diyaloğa dönüşmesi mümkün olmayacaktır.4. Blogunuzu haftada en az bir defa güncelleyemeyecek iseniz, blogunuza ilgiyi canlı tutmanız mümkün olmayacaktır.5. Bloğunuzu sezsizce başlatınız. Yeterince emin olmadan blogunuzun tanıtımını yapmayınız. Hatta emin oluncaya kadar blogunuza erişimi dahi şifreli hale getirebilirsiniz.