bildirgec.org

Kiralık Konak’ta Madame Bovary Etkileri

finten | 03 May 2003 23:32

“Kiralık Konak” Yakup Kadri’nin ilk romanıdır. Yazarın bir çok romanına önsöz yazmış olan Atilla Özkırımlı’nın da belirttiği gibi, her ne kadar “Yaban”’ın popülerliğinin gölgesinde kalmışsa da, “Kiralık Konak”, işlediği dönemin olgularını ve batılılaşma sürecinde kuşaklar arasında yaşanan çelişki ve çatışmaları gözler önüne sermesi açısından hem Yakup Kadri’nin hem de Türk romanının en önemli yapıtlarından biridir. Yakup Kadri ve romanı “Kiralık Konak” üzerine söylenecek çok söz olmasına karşın, kısaca romandaki genel karakterlerden bahsedildikten sonra,bu incelemenin odak noktası Dr. Niyazi Akı’nın “Yakup Kadri Karaosmanoğlu; İnsan–Eser–Fikir–Üslûp “ adlı kitabındaki incelemelerden faydalanılarak, Seniha ve G.Flaubert’in Emma – Madame Bovary karakterlerinin karşılaştırılması olacaktır.

Romanda anlatılan olayların yaşandığı dönem, II. Meşrutiyet yıllarıdır. Yakup Kadri, daha romanının başında eski ve yeni devirler arasındaki farklılıkları sıralamaya başlar; “ zamanlar artık eski zamanlar değil, iki sene içinde pek çok adetler değişti (…) “ . “ İstanbul’da iki devri oldu: Biri İstanbulin, diğeri redingot devri… Osmanlılar hiçbir zaman bu İstanbulin devrindeki kadar zarif, temiz ve kibar olmadılar (…) “ . Yazar romanın ilk bölümünde olayların baş kahramanı Seniha’nın dedesi olan Naim Efendi, damadı Servet Bey ve kızı Sekine Hanım’ın birbirleriyle ve çevreleriyle ilişkilerini eski-yeni karşılaştırması dahilinde anlatarak İstanbul’un sözü edilen bu iki devrini okuyucuya anlatır. Yazarın betimlemelerinde Naim Efendi’ye duyulan bir acıma duygusu görülmektedir; “ (…) Naim Efendi, yeni sazdan, yeni şarkılardan zevk almak şöyle dursun, son senelerde artık yazılan ve konuşulan Türkçe’yi de anlamıyordu. (…) Naim Efendi evvela damadı, sonra torunları sayesinde daha nelere alışmıştı… Biçare adam kızı evlendiği günden beri, aşağı yukarı yirmi senedir, her gün bir eski itiyada veda etmekten ve her gün yeni bir mecburiyete katlanmaktan başka bir şey yapmıyor (…) .Eski dönemden gelen alışkanlıkları, terbiye ve görgüsü dolayısıyla yenilikler karşısında Naim Efendi’nin şaşkınlığı, eski-yeni sorunsalının o dönemde yaşayan kişiler üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır. Yeni devri örnekleyen karakterlerden Servet Bey ise, “ züppe “, “garabet yapan, tatlı su Frenkleriyle düşüp kalkan, yabani ve perişan bir sesle bir takım opera parçaları terennüm eden” bir kişilik olarak tasvir edilmiştir. Servet Bey’in takdiminden sonra, oğlu, Seninha’nın kardeş Cemil de kısaca anlatılır. Cemil’in Beyoğlu gecelerine olan düşkünlüğü, Beyoğlu’nda oturan metresi ve Cemil’in genel davranış biçimi anlatıldıktan sonra romanın baş karakteri olan Seniha’ya geçilir.

dersin başına geçememe krampları

illakitaja | 03 May 2003 13:44

Kafamda bi endişe nedenini biliyorum ama düşünmek istemiyorum kafamı sürekli meşgul tutuyorum ki aklıma gelmesin mesela evin içinde sürekli hareket içindeyim onla bunla konuşuyorum gerekmesede gereksede yada buzdolabının etrafında yakınlarındayım sürekli ,arada bide göbeğim çıkmışmı gerçekten diye yokluyorum aaaman be diye dolabı karıştırmaya devam ediyorum yada daha spesifik bi örnekle devam edebilirim mesela sürekli zapping yapıyorum kumanda elimde terliyor yapış yapış oluyor onuda atıyorum gidiyorum dolaptaki içkileri karıştırıp bakıyorum açık şişe varmı viski mesela sek içecem hemen orda tepeme dikip gözlerimden alevler çıkıyor gorüyorum dolabın camından hepsi daha sapasağlam açılmamış açarsam neler gelir başıma biliyorum uzaklaşıyorum ordan kapıcıyımı yollasam diye geçiyo aklımdan vazgeçiyorum gider annatır şimdi birilerine aggghhhh delirmemek işten bile değil gidip alsana be kızım diyorum kendime yaaa banane bu havada hem ben ders çalışacam haaa iyi o zaman diyorum içimden kendime bok çalışırsın diyorum neyse alalım kitabı elimize aldım okuyorum kafamda bissürü şey okul,yeni aldığım ayakkabılarım,hangi pantolonla giysem yarın hepten siyeh giyinmek istiyorum ama altına beyazlı spor ayakkabı olurmuki neden olmasın ilginç our aslında,şu cemal çok sinir ediyo aslında artık beni ya böyle sürünmeye devammı edeceğiz ama cuma günkü yaptığım iyi koymuştur ona ne biçim baktım ana umurumda değilsin pislik bakışıydı tamamen işim var dalgasına umursamaz konuşmalarım deli etti onu hangi hain planları hazırlıyodur şimdi pazartesi gidip canım gülüm yapacam hepten kafası karışacak düşündüklerinden dolayı suçluluk duyacak az bile daha çok oynayacam onunla tabi oda boş durmayacaktır ama ben daha hızlı düşünüp atraksiyona geçiyorum nasıl olsa ,ha nediyodu şurda rönesans italyadamı başlamış ilkin iyi bari bide martin luther diye şişko bi rahip vardı alman değilmiydi o niye italyada başlıyoki ,karnım acıktı yine bak gidim şu mutfağa ,bi sandviçe benzer bişeyle dönülür, televizyonda ne vardı ,aggghhhhhh acayip uyku bastırdı şoyle biraz uzansam hem uyursam beynim dinlenmiş olur dimi , gözler yavaş yavaş kapanır ve olaylar periyodik aralıklarla devam eder…..

Üye şikayeti

Psychedelic | 03 May 2003 13:35

Hafifte gezerken sıkıldım. Şöyle bir durum var; bir süre uğramadınız örneğin. Geçmiş mimlere bakmak istiyorsunuz. Tabi bunların içinde ahkam kesilenler var. Ahkam okumak için tıklıyorsunuz, hooop ana sayfaya, sonra tekrar geriye, tekrar ahkam oku, tekrar ana sayfaya, tekrar geriye … Başım döndü be!

lanet dawsonlar ve creekleri

illakitaja | 03 May 2003 13:01

ben bunları seyrederken başım ağrıyo nedense bi yandan replikleri kaçırmama cabası bi yandanda orijinini duyma çabası şu joe nin her bölüm başka biriyle olmak üzere sex seansları olmasa şuydu buydu derken göbeğim çatlayacak walla ya bu adamlar biraz yavaş konuşsun yada ben biraz daha sıkıcı ingilizce poemler okumak zorunda kalacam