bildirgec.org

Zudeo

Azureus bu hafta içinde Zudeo adını verdiği yeni bir video paylaşım platformunu kullanıma açtı. Tıpkı YouTube, Metacafe ve Revver’de olduğu gibi site kullanıcıları buradan video indirebiliyorlar, yükleyebiliyorlar. Diğer sitelerden farkı sunulan videoların DVD kalitesinden bile daha iyi olduğu gerçeği. Bu durum Azureus sisteminin BitTorrent avantajlarından yararlanıyor olmasından kaynaklanıyor.Siteye gitmek için buraya, konu ile ilgili bir değerlendirme yazısını okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Önümüzdeki yıl içinde izleyeceğimiz bilim kurgu filmlerini merak ediyor musunuz?
İşte kısa bir liste:
TRANSFORMERS:
Yönetmen:Michael Bay
Oyuncular:Jon Voight, Bernie Mac, John Turturo, Tyrese Gibson, Dane Cook
İzleyeceğimiz muhtemel tarih: 2007 Temmuz
Websiteleri: http://www.transformerslive.com/
APOCALYPTO:
Yönetmen: Mel Gibson
Oyuncular:Dalia Hernandez, Marya Serbulo, Gerardo Taracena, Raoul Trujillo
İzleyeceğimiz muhtemel tarih:2006 Aralık
Websiteleri: http://www.apocalypto.com/
HARRY POTTER AND THE ORDER OF THE PHOENIX:
Yönetmen:David Yates
Oyuncular: Daniel Radcliffe, Rupert Grint, Emma Watson, Robbie Coltrane, Ralph Fiennes
İzleyeceğimiz muhtemel tarih:2007 Temmuz
Websiteleri: http://www.harrypotterorderofthephoenix.com/
GHOST RIDER:
Yönetmen: Mark Steven Johnson
Oyuncular:Nicolas Cage, Wes Bentley, Eva Mendes, Sam Elliott, Peter Fonda
İzleyeceğimiz muhtemel tarih: 2007 Şubat
Websiteleri: http://www.sonypictures.com/movies/ghostrider/index.html
JURASSIC PARK 4:
Yönetmen: Joe Johnston
Oyuncular: Keira Knightley, Sam Neill
İzleyeceğimiz muhtemel tarih: 2007 sonu

Yıllarca uzayın derinliklerinde dolaştık, çeşitli gemilerle bir sürü filmde. Peki bu uzay gemilerinin gerçek boyutları neydi, ve mesela karşılaştırınca hangisi Boeing’den daha büyük, ve hangi gemi Godzila’dan daha küçük?
Bildiğiniz neredeyse tüm bilim kurgu filmlerindeki uzay gemilerinin, hatta kahramanlarının, gerçek ölçekli büyüklüklerini metre / pixel oranına dayandırarak karşılaştırma olanağı sunan bir müze…Jeff Russell’s STARSHIP DIMENSIONS.

Ben Bir Çingeneyim

Çingenelerin dünyasını tüm çıplaklığıyla anlatan bir site: www.cingeneyiz.org.
Site dizaynı mükemmel olmasa da çingenelerle ilgili bulmak istediğiniz hemen hemen her şey var: Geçmişleri, müzikleri, çektikleri, haklarında yazılmış edebi yazılar, bilimsel makaleler, tezler, kültürel yapıları, sözlü tarih, ses kayıtları, videolar, dünya çingeneleri, haberleri, etkinlikleri, mücadeleleri…

Ahmet Haşim’e ait “Çingene Bizzat Bahardır” lafını çok sevmişler. Ben de sevdim.
Çingenece müzik eşliğinde sitenin kısa bir özetini izleyin önce.”Ben Bir Çingeneyim” Sonra sitelerini ziyaret edin…
Seveceksiniz

Taşınabilir PC almak isteyenlerin değişik ölçütleri olduğundan yola çıkılarak dizayn edilmiş bir ürün Fujitsu Lifebook P1610. Kimi tüketicilerin boyuttan, kimilerininse işlevlerinden hoşnut kalmadığı gerçeğinden yola çıkan Fujitsu, her iki grup tüketiciyi de memnun edecek bu ürünü piyasaya çıkardı. Küçük boyutunun (dönebilen 8.9 inçlik LCD WideXGA ekran) yanı sıra,
Intel Core Solo processor U1400 (1.2GHz),
1GB(P1610PRM) / 512MB(P1610STD),
80 GB 1.8” HDD,
USB 2.0 port,
SD-card-okuyucu,
Wi-Fi,
Bluetooth,
UMTS modülü gibi özelliklere de sahip.
Detay için

Baltalı İlah Zagor

Sayın devlet büyüklerini kapalı kalan makam arabalarından çıkarmak için yeni bir kadro önerildi: Panik yaparak kapıların kapanmasına neden olan ve muhtemel büyük sorunlara yol açabilecek sürücü ve koruma görevlerine yardımcı olmak amacıyla yeni bir kadro oluşturulması gündeme geldi. Sağdan soldan, inşaatlardan balyoz, balta vesair yıkıcı kırıcı malzeme bulmanın her zaman için mümkün olamayacağından hareketle bu işlerde başarı kazanmış, kahramanların işe alınarak siyasetçilerimize tahsis edilmesi düşünülüyor. Baltalı İlah Zagor ilk akla gelen isim. Bu öneri kabul edildiğinde tek sorunun o kadar çok Zagor’un nasıl bulunacağı. Kimileri Texas Tom Miks gibilerinin de işe yarayacağını iddia etse bile, bu öneri hakkaniyete uymadığı gerekçesiyle bazı çevrelerin itirazlarına yol açmakta. Acar muhabirlerimiz bu işin peşinde ve gelişmeleri sıcağı sıcağına size bildirecek…

Süheyl Batum

Bahçeşehir Üniversitesi Fransa Ulusal Meclisi’nde kabul edilen “Ermeni Soykırımı’nın İnkarını Cezai Yaptırıma Bağlayan Yasa Önerisi”ne karşı hukuki yollarla mücadeleyi başlattı.
Rektör Prof. Dr. Süheyl Batum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde açılacak dava ile ilgili olarak 14.10.2006 tarihinde yaptığı açıklamada “düşünce özgürlüğü ve özel yaşamın ihlal edilmesi gibi durumlarda sadece bir yasanın varlığı durumunda dahi, bu yasanın uygulanması tehlikesi altında bulunan kişileri “potansiyel mağdur” olarak kabul etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi böylece yasanın o kişiye uygulanmasını beklemeden doğrudan uygulama yapma hakkı vermiştir. Bahçeşehir Üniversitesi olarak ilgili yasa önerisini kabul edilemez buluyor, potansiyel mağduriyet kavramından yararlanarak hukuk mücadelesini başlatıyoruz.” demiştir.
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi mücadelenin ilk aşamasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göndermek üzere dava dilekçesini hazırlamaya başladı.
Detaylar burada

Yazının başlığını İngilizce yazdığım için özür dilerim. Ama meraklandım dün ve you tube ne anlamlara gelebilir diye ve araştırdım. Sonuçları aşağıda. Youtube kullanıcısı olarak bazılarından pek de hoşlanmadığımı ifade etmek zorundayım:
Tube ve anlamları ( you siz oluyorsunuz bu durumda):
1- Londra metrosu
2- Avanak, idiot (genellikle tineycler için kullanılırmış)
3- Televizyon
4- Kas yapısı gelişmemiş genç adam
5- Boş, manasız kimse
6- Marihuana ile ilgili bişi
7- Cahil, aptal
8- Sigara…..
……. Böyle devam ediyor. (tamamı)
Hatta biri kızdığında size şöyle derse şaşırmayın:” Your mom is the Tube!”
Bu cümleden olarak, tuber lafına da geçebiliriz. Tuber’ı sözlükten olduğu gibi almayı tercih ediyorum:
Tuber: a woman who has had sex so many times that her vagina passes the circumfrence of an inner tube

NO!

Greenpeace (international)(Türkiye) bu ay, genetiği ile oynanmış mısırların ekimine karşı mısırın anavatanı Meksika’da yeni bir kampanya başlattı. Dünyada en fazla tüketilen ürünlerden olan mısırın 200 farklı çeşidi Meksika’da yetiştirilmekte. Genetiği ile oynanmış (GDO) mısır ekiminin bu yerel genetik çeşitliliği bozacağını söyleyen Greenpeace, bu kampanyasını Meksika’nın yanı sıra İspanya ve Filipinler’de de yürütüyor. UFO rivayetlerine neden olan tarlalardaki geniş ve ancak yüksekten görülebilecek işaretler benzeri bir uygulama ile mısır tarlalarına 60 metre çapında “NO” yazıyorlar. Çokuluslu tohumcu şirketlerden artarak gelen baskılara karşı Meksika hükümetinin destekliyor ve bizlerden de kampanyaya katılmamızı istiyorlar. Katılalım kampanyaya canı gönülden, ama Meksika hükümetinden önce bizimkilere ne yapacağımıza karar vermemiz gerek. 60 metrelik “NO”lar filan yeter mi?
Tüm itirazlara rağmen yeni Tohumculuk Yasası gündemde. Bu yasa ile zaten tarımsal üretimde ciddi bir paya sahip yabancı şirketlerin tüm kontrolü ele geçirmesi sağlanmış olacak. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, GDO’ya Hayır Platformu, Üretici Sendikaları Konfederasyonu, Çevre Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Ekoloji Kollektifi, Türkiye Tarımcılar Vakfı ve Tüketici Hakları Derneği ile birlikte, Tohumculuk Yasası Tasarısı’na karşı, 2 Ekim 2006 Pazartesi günü TBMM Dikmen Kapısı önünde bir basın açıklaması yaptı.
Duyduk mu?
NO !

Klimanjaro’nun Karları

Klimanjaro’nun Karları

“Klimanjaro’nun Karları” Ernest Hemingway’in bir yapıtı ve 1952 yılında başrollerini Ava Gardner, Gregory Peck, ve Susan Hayward’ın oynadığı bir filmi de çekilmiş. Kitabının yazılması ve filminin çekilmesi isabet olmuş, zira uzmanlara göre 25 ile 50 yıl içinde Klimanjaro’da kar filan kalmayacak. Kenya Yeşil Kuşak Hareketi sözcüsü Fredrick Njau geçtiğimiz 80 yıl içinde dağdaki buzulların %82 sinin yok olduğunu, orman tahribatının ve kontrolsuz sanayi gelişiminin sürmesi durumunda Klimanjaro’nun karlarının kalmayacağını söylüyor.
“Klimanjaro is a snow-covered mountain 19,710 feet high, and is said to be the highest mountain in Africa.” Hemingway’in öyküsü bu satırlarla başlıyor, Klimanjaro’nun öyküsü ise acıklı bir şekilde devam ediyor. Acıklı olan onun öyküsü mü bizim öykümüz mü karar vermek aslında zor değil. Üzücü olan ve cevaplanması gereken şu ki, mesela kuruttuğumuz Sultan Sazlığı, Eber Gölü ve diğerleri için bizim filme alınmış kaç öykümüz var?
Ve, Nobel Edebiyat Ödül’lü bir ulus olarak övünmekte ne kadar hakkımız var?