bildirgec.org

please

12 yıl önce üye olmuş, 119 yazı yazmış. 98 yorum yazmış.

İSTANBULDA BİR GÜN

please | 17 September 2007 18:32

farklı iki yaşam biçiminin insanları sabahın serinliğini birlikte paylaşıyorlar. Aynı zamanda büyük şehirler pek çok tehlikeyi içinde barındırıyor. Sokak çocukları ki, bunların büyük bir kısmı kendilerini uyuşturan ve suça teşvik eden maddeler kullanıyorlar, gaspçılar veya hırsızlar suç işlemek için geceye sığınıyorlar.
Eskiden bu tür zararlardan kaçınmak için insanlar geceleri geç saatlere kalmadan evlerine dönerlerdi. Ama şimdi bu suçlar günün her saatinde işleniyor.
Geçenlerde bir arkadaşımla Beyoğlu’nda İstiklar Caddesi’ne girdim. Dönüş yolumuzda bir ayakkabı mağazasının içindeydik, birden dışarıda bir gürültü koptu. Polis 16 yaşlarında bir delikanlıyı kaldırıma yapıştırmıştı. Çocuk biraz önce bir adamı bıçaklamış ve adam hayatını kaybetmiş. Bu semti çok sevmeme rağmen, tekrar gitme konusunda isteksizim.
. Bugün Beyoğlu’na gitmekten vazgeçiyorsunuz, yarın Fatih’e, bir başka gün Laleli’ye. Ve zaman içerisinde kısıtlandığınızı görüyorsunuz
. Arkadaşımla bir tura katıldık ve bu kesimi neredeyse şehir şehir ve kasabalarıyla beraber gördük. İnsanlar sizin yabancı olduğunuzu görünce herhangi bir konuda yardım ellerini uzatıyorlar. Öyle ki; tura katılan biriyle biz İstanbul’da insanlığımızı unutmuşuz diye konuştuk. Bu şehirde yaşarken, sokakta biri benden adres sorsa şüpheyle yaklaşıyorum. Ama Trakya’ya yaptığımız gezi bitip akşam saatlerinde İstanbul’a girdiğimizde güzelliği bir kere daha çarptı yüzümüze. Akşamın ışıkları içinde bozuk tarafları daha az görünür olmuş muhteşem bir şehir karşılıyor sizi.
Belki kristal kadar güzel yanları olan şehrimiz için elimizden geleni yapmaya çalışmamız onu daha yaşanılır hale getirebilir. Bunu sosyal yardım derneklerinde aktif çalışmakla, sokaktaki bir çocuğa gösterdiğimiz sevgiyle çünkü; nihayet o bütün çocuklar gibi sevgi ihtiyacı olan bir çocuk, ya da uyanık olup şehrimizdeki suçlulara suç işleyecekleri bir zemin hazırlamamakla biraz da olsun sağlayabiliriz.
Tabii bunlar dilekler; gerçekleştirilmesi zor biliyorum ama bir durumun iyileşmesine katkıda bulunan herkesin bir fark yarattığına inanıyorum.

ANNELİK

please | 14 September 2007 13:17

Annesi artık çok yorulmuştu çalış çalış.oğluna çöp attırıyor,bakkala yolluyor,kardeşini emanet ediyordu.Oğluda bunları yapıyordu.Yine bir gün oğlu çöp attı annesinin yanına gitti annnesi bulaşık yıkıyordu.Çocuk annesine kağıt uzattı.Annesi köpüklü ellerini durulayıp kağıdı okudu:
ÇÖP:1.00 ytl
KARDEŞ BAKMA:3.00 ytl
BAKKALA GİTME:5.00 ytl
Annesi hemen bir kalem istedi.Ve şunları yazdı:
ZOR GÜNÜDE YANINDA OLMA:bedava
9 AY KARNINDA TAŞIYIP BÜYÜTME:bedava
HASTAYKEN BAŞINDA BEKLEMEK:bedava
DERSLERİNE YARDIMCI OLMAK:bedava ….bir sürü şeyi sıraladı.
Çocuk bunu okudu kalemi alıp :Borcunuz Ödendi.TEŞEKKÜRLER yazdı.:)

TAHTA TABAK

please | 13 September 2007 14:52

Şimdi sizlere farklı bir hikaye anlatacağım. Eminim herkesin yaşadığı veya çevresinden duyduğu bu tür olaylar olmuştur.
Günlerden bir gün eşi ölen dede oğlunun yanına yerleşir, elden ayaktan düşmüştür artık. Bir süre sonra gelin sürekli ona bakmaktan sıkılır. Aynı evde yaşamak istemez. Aslında oğlu da pek istemez ama dedeye acımaktadır. Dedeyi yanlız evin küçük beyefendisi sevmektedir. Dede yemek yerken porselen tabakları kullanamamaktadır. Çevresi alçak olduğundan lokmaları dökmekte ve gelininden bu yüzden azar işitmektedir. Dedenin oğlu çözüm bulmak amacıyla tahtayı oyarak kenarlarını kalınlaştırarak ona basit bir tabak yapar.Ertesi sabah küçük çocuk tahtayı oymaktadır. Annesi oğlum ne oyuyorsun dediğinde “yaşlanacaksın diye tahta tabak yapıyorum” diye yanıtlar. Gerisi sizlere kalmış.