bildirgec.org

NASA, Nisan 1990 da “Discovery” tarafından yörüngeye bırakılan ve dünyaya yaklaşık olarak 600 km mesafede uzayda dönmekte olan 16 yıllık teleskopunu onarmaya karar verdi. Onarım ile sahip olacağı yeni piller ve jiroskop güçlendiricileriyle Hubble, 2013 yılına dek uzak gezegenlerden görüntü göndermeye devam edecek.

Nasa Başkanı Michael Griffin’in açıklamasına göre, “Discovery” uzay mekiği on bir mürettebatla 2008 Mayısında SM4 için uzaya fırlatılacak ve bu ekip Hubble teleskopunu onarma projesini gerçekleştirecek.

Yeni bir bilimkurgu filmi daha yola çıktı. Richard Matheson’un ünlü romanından uyarlanan filmin yönetmeni en sonunda Constantine’i yönetmiş olan Francis Lawrence olarak karşımıza çıkmıştı. Yönetmenin ekibini kurması ile birlikte de film çekimleri başladı. Will Smith’in başrolde yer aldığı filmde, Thomas J. Pilutik ve Alice Praga ona eşlik ediyor.

Feci bir hastalık nedeniyle yer yüzünde kalan tek insan Robert Neville dışındaki herkesin kan emici vampirlere dönüştüğü romanda, Neville’in bir süre sonra hikayelerde yer alan canavara dönüşü usta şekilde anlatılmaktadır. Vampirlerin dünyasına dönüşen yeryüzünde tek kalınca artık o, vampirleri avlayan, yok eden farklı ve korkulan bir yaratık olmuştur. Kitap, okuyucuya dehşet salan, paranoya duygusu içinde bırakan bir bilimkurgu – korku öyküsünü ele almaktadır. Korkunç ve delilik içindeki dünyada ruh sağlığını ve varlığını korumaya çalışan insanın, yalnızlık ve kimliğini koruma mücadelesi çok canlı bir şekilde işlenmiştir.

Marvel’e ait çizgi roman serisi Ghost Rider’da beyazperdeye uyarlanıyor. Mark Steven Johnson tarafından hem senaryosu yazılan hemde yönetilen filmde başrolü büyük uğraşlar sonucu Nicholas Cage kapmış durumda. Ona eşlik eden oyuncular ise Eva Mendes ve Peter Fonda.

Becerikli motosiklet sürücüsü Johnny Blaze, karanlık güçlerle yaptığı anlaşma sonucu ruhunu vererek, Ghost Rider’a dönüşür. Gündüzleri kendisi olarak geceleri de cehennem alevinde yapılmış tamamen yanmakta olan bir vücut ve baş halinde boy gösterir. Bir süre sonra bu çizgi aşılır ve Johnny sorun olduğu zamanlarda ghost ridera dönüşmeye başlar.

Da Vinci Kodu’nun devam filmi için kollar sıvandı. devam Filminin senaryosu için ilk filmin senaristi Akiva Goldsman ile 3.8 milyon dolar gibi rekor bir fiyata anlaşma sağlandı.

Tabiki yeni filmin senaryosu Dan Brown’un Melekler ve Şeytanlar adlı kitabından yola çıkılarak hazırlanacak. Da Vinci Kodu ile aynı tarzda ve aynı kahramana sahip roman, hızı, gizem ve gerilimi ile ilkini kesinlikle aratmıyor…

İkinci filmde de Tom Hanks’ın rol almasına kesin gözü ile bakılıyor..

Müziğine, yeni öğeler katmak için etnik müzikleri araştırarark geçirdiği 9 yılın ardından Kelt balatlarının esintilerinin bulunduğu daha zengin bir yorum katan McKenitt, akustik enstrümanlarla sesini öne çıkardığı ‘An Ancient Muse’ adlı yeni albümünde, ut, klarnet, flüt ve Rönesans tarzı viyola grubu çalgılardan faydalandı.

New age tarzının biraz dışına çıkarak albümünü hazırlayan McKenitt, savaş kaygısının aşk temasının önüne geçtiğini ifade etti. Bu albümde, Walter Scott’un ‘Kervansaray’ adlı şiirini de yorumladı.

Çok başarılı polisiye gerilim yazarı Fransız Jean Christophe Grange’ın taş Mecalisi adlı kitabı da sonunda sinemaya uyarlandı.
Yönetmenliğini, Guilaume Nicloux’un üstlendiği, Grange ile birlikte çalışan Stephane cabel tarafından senaryolaştırılan filmde başlıca rollaerde Monica Belluci ve Catherine Deneuve oynuyor.
Annelik duygusu ve bu duygunun gücü ve üstünlüğü üzerine yoğunlaşan hikayede korku ve gerilim öğeleri Grange’ın diğer romanlarında da olduğu gibi çok başarılı şekilde kullanılmış.
Monica Bellucci’yi ilk defa anne rolünde kısacık kesilmiş saçları ve makyajsız haliyle izleyeceğimiz filmde Belluci; evlat edindiği oğlu Liu-San’ın neredeyse hayatını kaybetmesine neden olacak bir kaza geçirmesinden sürekli olarak korkunç kabus ve halusinasyonlar görmeye başlar.
Gerçekte evlatlık oğlunun kim olduğu, nereden geldiği, bu tuhaf olaylarda kimlerin parmağı olduğu ve tüm bu yaşananlarının amacının ne olduğunu bulmayı ve oğlunu ne pahasına olursa olsun korumayı kafasına koyan Diane, her şeyi göze alarak çok tehlikeli ve gizemli sırrın peşine düşer. Araştırmaları onu Moğolistan kabilesi ve onların taş meclise taşır. Ve gelişen olaylar sonucu kendisini Doğu Moğolistanın ücra ve vahşi bölgelerinde bulur..
Her ne kadar bugüne kadar Grange’ın romanları ne kadar muhteşem idi ise film aktarımları o kadar kötüydü. Umarım Taş Meclisi bu düzeni kırarak başarılı bir sinema filmi olarak karşımıza çıkar.

Platinum Dunes’un yöneticisi Brad Fuller, yapım şirketinin, 1963’te Alfred Hitchcock’un ünlü gerilim-korku filmine esin kaynağı olan ve Daphne du Maurier’in kısa hikayesinden uyarlanan sinema filmi “The Birds” üzerinde çalışmaya başladıklarını açıkladı.

Fuller, açıklamasının devamında; “The Birds’ün yeniden yapımını düşünüyoruz ama bizim yeniden yapımımız Hitchcock’un filmine değil, Daphne du Maurier’ın kısa hikayesine dayanarak çekilecek. Kuşların saldırı konsepti aynı olabilir fakat taslağı ve olayları Hitchcock’un filminden tamamen farklı olacak. Biz halen senaryonun geliştirilmesi sürecindeyiz.” şeklinde konuştu. Filmin senaryosunun Leslie Dixson tarafından yazılacak.

Electronic Arts and Warner Brothers Interactive Entertainment, Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nın bilgisayar oyununu temmuz 2007 de filmle aynı adla ve aynı zamanda yayımlanacağını duyurdu. Harry Potter serisinin beşinci kitabına dayanan oyun, yeni nesil oyun konsolları için geliştirilmiş.

Oyun, hem kitaba hem filme sıkı sıkıya bağlı kalınarak hazırlanmış. Filmin eşdeğeri şekilde hazırlanan oyunun görsel açıdan da tam uyumu sağlanmış. Oyuncular, Harry Potter, Dumbledore ve Sirius Black’i de içeren karakterlerle oynayabilecekler.

Christopher Paolini’nin 15 yaşındayken yazdığı fantastik üçlemesi Inheritance’ın ilk kitabı Eragon, sonunda sinemaseverlerin huzurunda. Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin sinemada kazandığı başarı üzerine bu alanda adını duyuran serilerin sinema projesi haline getirilmesi furyası sayesinde bu güzel eseri beyaz perde izleme şansını yakaladık.

Stefen Fangmeier’ın yönetmeliğini üstelendiği, John Malkovich, Jeremey Irons, Dijimon Hounsou, Sienna Guillory gibi ünlü oyuncuları kadrosunda barındıran yapım, başrol oyuncusu olarak tanınmamış bir isim Edward Speleers’ı seçmiş. 17 yaşındaki Speleers’ın hiçbir profesyonel oyunculuk deneyimi bulunmuyor. Ama bu tarz çok okunan serilerin kahramanlarını tanınmayan yeni isimlerin canlandırmasının her zaman daha başarılı sonuçlar verdiğine inandığımdan bu bana çok yerinde bir karar olarak göründü.

Wolverine olarak bilinen mutant, başarılı X- Men serisinden ayrılarak bağımsız bir sinema filminin kahramanı olarak beyazperdede yerini almak üzere.

X-Men serisinin izleyici ile buluşmasının ardından çizgi roman dünyasından beyazperdeye transfer olan mutant kahramanlar arasında sivrilen ve hayran kitlesinde ciddi bir artış gözlenen Wolverine karakterindeki ışık çabuk fark edildi.