bazılarımız bilmesek de mutlaka cafelerde ya da bürolarda görmüşüzdür çalışmalarını. işte bu çalışmalar bundan yaklaşık yüzyıl kadar önce paris’teki montmartre sokaklarını süslüyordu. bu birbirinden güzel afişlerin yaratıcısı ressamlıkla grafik sanatçılığı arasında gezinen Loutrec’den başkası değildi. Reklamcılığın ve grafik sanatının öncülerinden olan Lautrec, Güney Fransa’da doğdu.
Aristokrat ailelerinin geçmişi bin yıla dayanıyordu. 10 yaşındayken resim yapmaya başladı. Bir kemik hastalığı yüzünden 12 yaşındayken sol bacağını, 14 yaşındayken de sağ bacağını kırdı. Bacağındaki kırıklar tam olarak hiçbir zaman iyileşmedi. Bedeni normal gelişimini sürdürürken, bacakları gelişemedi. Bu nedenle boyu 1.50’de kaldı. Fiziksel yetersizlikleri onun kendini tümüyle sanata adamasına neden oldu. Lautrec gençlik yıllarında Paris’te, eğlence dünyasının merkezi olan Montmartre’da yaşadı. Buraya özgü bohem atmosfer ve gece hayatı onun resimlerine de birebir yansıdı. Gece kulüpleri, hayat kadınları, kabareler, içki kadehleri onun yapıtlarının değişmez öğelerini oluşturdular. benim her zaman dikkatimi çekmiştir. tarihte bir yer edinmiş sanatçılardan birçoğunun hayatına baktığımızda bizim günlük hayatta yaşadığımız acılarla kıyaslanmayacak ölçüde acı çekmişlerdir hep. bunlardan birisi loutrec idi. onunla birlikte ilk aklıma gelen van gogh ve frida kahlogeliyor. ki hissedilen fiziki acıları biryana bırakıp iç dünyalarına baktığımızda yaratıcılıklarını besleyen çok farklı kişilikler çıkacaktır karşımıza. zaman buldukça diğer sanatçıları da buraya koymayı düşünüyorum.