bildirgec.org

blackfoal[pilli_silinen_hesap]

11 yıl önce üye olmuş, 2 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

22 Temmuz Seçimleri

blackfoal[pilli_silinen_hesap] | 10 October 2007 14:57

22 Temmuz Seçimleri
22 Temmuz Seçimleri Hakkında Yorumlar
Bir seçim daha iyi ve kötü yanları ile geldi ve geçti. Ve herkes yorum yapmaya başladı. Kendini aydın sanan züppe kişilikler ve topluma kendilerini örnek gösteren ilerici kisvesi altındaki asıl radikal ve gerici takım. Öncelikle radikalizm nedir bunu anlayalım ve 22 temmuz seçimleri ile bağlantımızı iyi irdeleyelim. Radikalizm bir konunun veya düşüncenin (olgunun) doruk noktasında fanatizm den öte duygular ve hisler/davranışlar ve etkileşimler ile bağlanılmasıdır. Radikalizm normalde sosyolojik bir hastalıktır ve olmaması gereken bir uç noktadır.
İşte buradan hareketle kendini ilerici, aydın sanan züppeler dini radikalizmi öne sürerken kendilerinin de Kemalizm’in, Laikliğin uç noktalarındadırlar. İşte bu kesim seçimler öncesindeki cumhuriyet mitinglerindeki halkın, milyonların yürüyüşünden güç alarak seçim olması için iktidara yüklenmiş iktidarda diğer konulara münhasıran bu resti görmüş ve seçim neticesinde çıkan sonucun da da işte bu aydın radikaller halkı suçlamaya başlamışlardır. Ve hatta bu seçimlerde askeri erkan’a ait bulunan e-muhtıra adı verilen söylemlerine karşı duruş olarak da göstermeye çalışmışlar gene yorumlarında ki safsatanın doğruyu bulamamanın etkisine girmişlerdir.
Nedir 22 Temmuz Gerçeği..
22 temmuz gerçeği iktidar partisinin dağıttığı kömür ve diğer erzaklarla alakası yoktur. Zira Türk milleti çok iyi bilir ki 10 kilo erzak 1 haftaya biter. Bu erzaklara ve kömüre bakarak oy verilemez. Ve yine bilirler ki 4.5 yıldır iktidarın karşısına lider getiremeyen sürekli sürekli Türk siyasetinde yer almış lider vasfı olmayan kişilere zoraki lider vasfı vererek peşinden koşan küçük yığınların oluşturduğu şak şakları genel toplum etkileşimi sanan bu siyasetçi adı altındaki çıkarcı aydın zontaların bu seçimlerle alakalı halkı suçlayan Mustafa Kemal Atatürk’ün Partisi CHP’yi işgal eden zihniyetin Adnan Menderes ‘in kurduğu DP altında birleşmeyi bile beceremeyen partilerin ve liderlerinin ve hatta kurmaylarının, hiçbir siyaset ortaya koymadan çözüm yollarımı koymadan ve nasıl yapılacağını belirtmeden sürekli sürekli kavgacı bir üslupla siyaset yaşamını sürdüren bu topluluklarda aramak gerekmektedir gerçeği. Halk doğru olanı yapmıştır. Ve istikrarı seçmiştir. Kavgayı, Hizipçiliği, Derin devleti ve Elinde iple gezenleri seçmemiştir. Halk birkaç erzaka oy vermemiş istikrarın ardından gelecek sürekli is düzenli gelir ve kavuşacağı yaşam standardına oy vermiştir. Milyonlarca halk kendini sözde aydın sanan topluluktan daha önde olduğunu göstermiştir. Bu halk cumhuriyeti koruyan bir yaşam biçimi sayan laik düzenin bekçisi olan halktır. İşte bu halk dersini vermesi gerekenlere dersini en demokratik şekilde veren halktır.
Geçmişte olduğu gibi yetkilendirdiklerini; söylemlerini yerine getiremediği taktirde onları da demokratik yöntemlerle silebileceğinin bilincinde olan halktır.
Öte yandan 22 temmuz seçimleri neticesinde 24 adet DTP destekli bağımsızın da meclise girmesi kavganın farklı boyutlara taşınacağının ve de terörizmin siyasete bulaşıp uluslar arası arenada ülkemizi tehlikeli virajlara süreceğinin göstergesidir.
Netice itibariyle seçmen 22 temmuzun ardından tüm siyasi partilerin kendilerine çeki düzen vermeleri yeni isimle karşılarına çıkmalarını çıkmadıkları taktirde daha etkili darbe alacaklarını ve de Meclise giren siyasi oluşumlarında dünya şartlarına uyumlu genel fikirlerini globalizm ’e uyumlu gerçekçi politikaları benimsemiş bir şekilde yollarına devam etmeleri ve halkımızı temsili bu şekilde göstermeleri gerekmektedir. Asıl doğruluk sapkın bir şekilde fikirlere ideolojilere bağlanmak hatta partilere siyasilere ve kişiliklere bağlanmak değil dünya gerçeklerini iyi sentezleyip bu doğrultuda kendimizi şekillendirip yaşamımızı devam ettirmeliyiz. Particilik budur siyaset budur. Gelecek siyasi gelişimdedir. Buda zihniyet ve fikir değişimi insanların/ liderlerin kendilerini yenilemesiyle olacaktır.

Türk Medyası

blackfoal[pilli_silinen_hesap] | 10 October 2007 13:21

Türk Medyası
Türk Medyası Hakkında Yorumlar
Sabah alırsınız gazetenizi elinize okursunuz. Hani gazetelerin baş sayfası dışındaki sayfaların köşelerine doğru baktığınızda bir çok yazar kuruları vardır. Kendi konularında uzman farz edilen ve bu uzmanlık konuları ile alakalı fikirlerin tesadüfen bile tutmadığı köşe yazarlarımız. Kiminin üslubu alaycıdır. Rauf Tamer gibi Bekir Coşkun gibi Kimi zoraki yazar olmuştur Güler Kazmacı, Hasan Cemal Vardırya farklı farklı gazetelerde farklı isimlerle yazanlar Takkeli Liboş atışmalarının mit ajanı olarak bahsi geçen Fehmi Koru Zoraki yazarların başında Nazlı Ilıcak vardır. Kocadan torpilli. Beni en şaşırtanı ise sırf karşı olmak adına yazılar yazan ve hiç iyi yönünü görmeden sürekli iktidara yüklenen Emin Çölaşan Onun için fark etmez iktidarda kim varsa ona yazar söver yağmur damlasından fırtına afet çıkarır. Radikaller vardır birde Türkiye gazetesi gibi Tercüman gibi ama hangi tercüman demeyeyim belki Halkın tercümanında belki dünden bugüne tercümanda ve diğerlerinde Radikal yazarlar kimi kah profesördür kimi emekli büyük elçi onlarda yazar ama asla objektif bir şekilde ve hüsnüniyette değil hep at gözü ile bakarlar ülke gerçeklerine halk onları okur ya Onlarda halkı yönlendirir. Hatta oylarını bile açıklarlar halkı etkilemek için kişi belirtirler ve diğerleri denen yazarlar da Hedef belirtirler.
Böyle bir medyanın ürünündür ülkemiz tamamen gerçekliğini gösterir. Sürekli daldan dala atlayan Mehmet Barlas köşe yazarıdır Aydındır. Siyasetçilerle konuşan ve onların konuşmalarını yazıya döken Yavuz Donat siyasi Yazardır. Ama yazdıklarından kime ne. Yada Fatih Çekirgenin yorumlarından saçmalıklarından Analizlerinden. Engin Ardıç ın Pis ağzından bize ne konuşmayı bile bilmeyen Fatik Tekke nin programları kim içindir. Deniz Gökçe Spor yorumcusu mudur? Ekonomimi Veya Hıncal Uluç 18 lik bir mankenle çıkınca Kim Şık Kim Rüküş Uzmanı? Modacımı Spor Analistimi? Galatasaray Yazarımı nedir? Ya kendini dış politika konusunda yere göğe sığdıramayan Cengiz Çandar ‘a nedemeli?
Kim kimdir? bu ülkede. Hangi yazar neyi yazmak istiyordur? Ve kim okur bunları gerçek halk okur mu? yoksa birkaç elit adı verilen kısım okur ve birbirlerine yanıtlar vererek Köşe yazarcılığımı oynarlar. Bu elit tabakasını seçen elit(Aydın kesim) Ne kadar aydın? İşte Daha bir çok sorular.
Türk Medyasında Oktay Ekşiler, Güngör Mengiler, Hasan Pulurlar, Şükrü Kızılotlar, Güneri Cıvaoğulları gibi yazarları görebilecek miyiz? yoksa ülke genelindeki bu çarpıklık Medyada da böylesine artarak devam edecek mi?
Ve kısaca; Ağzı olan konuşuyor misali Kalemi eline alan yazıyor mu?