evimde yel vuruyo, yengeler oynuyo.. bi cift pofuduk terligim bile yok (kedim de yok zira, anliyor musun? anliyo musun haaa?) ki ayaklarimi sokayim da isinsinlar.. kiytirik bi ikea battaniyesine kaldim (gerci made in turkey falan diyor etiketinde ama supheliyim, annemin battaniyeleri bundan kat kat iyi calisiyordu -arghh!!! “calisiyor”:”worked better”!!!-) neyse ne diyordum “sevgili gunluk”? en son orta okulda tutmustum bi gunluk, sonra kizin teki calip okumustu da birakmistim bu isleri o gunden sonra.. simdi bak cumle alem gunlugu okunsun diye bloglara saldiriyor, nette yayinliyor.. (buyrun gun itibariyle biri de ben oldum) nerde o kagitlara birseyler yazip biri bulur da okur belki diye ortalarda biraktigimiz gunler? nerde?.. ebemde olabilir mi? hmm. ebegumeci.. butun bu ebegumeci turevi kelimeler yalniz yasamaya basladigimdan beri aklima gelmeye basladi durduk yerde. imdeet imdeet, kelimelerin saldirisina ugruyorum mutemadiyen. bu sabah da baska bi mekanda uyanip “gune kahveyle basladim, agzim kuru, zihnim acik” dedim, yanimdaki hemen sarkiyi soylemeye basladi, sahtik sahbaz olduk birden bire. yarin sabah kimden 2 dolar borc alabilirim onun hesabini yapiyorum ayaklarim hala usumeye devam ederken, ne kadar fonksiyonel(!) bir varligim. turkum dogruyum caliskanim. mi? oha, kulliyen yalan. bugun dersi de kirdim zaten. sonra oturup derste olmam gereken o 3 saat boyunca kendimi azarladim. hani soyle de diyebilirim, Zeynep’in ses tonuyla “annem sen delirdin miii?”.. oh be. – fitter, happier, more productive.. di mi cevat abi? – bilhassa benjamin, e pig in a keyc on entaybayotiks. bilhassa.