[“Bilgisayar oyunları hakkında bir hâtırat” isimli yazının ikinci bölümüdür]

Zork aslında varlığını iki oyuna borçluydu. Dungeons and Dragons, -bilgisayarsız oynanan bir masa üstü fantazi oyunu- ve demin de bahsettiğim Adventure isimli, bilgisayara taşınmış, Dungeons and Dragons uyarlaması.

MIT’ci gençlerin sadece kendi eğlenceleri için hazırladıkları zor oyun, MIT’nin sınırlarını aşıp bütün dünyada popülerleşiveriyor. Bu arada okullarını bitiriyorlar (Bir tanesi tıp mezunu). O kadar iyi arkadaşlar ki, okulu bitirince gidecek, beraber olacak bir yerleri olsun diye 1979’da Infocom şirketini kuruyorlar. Infocom’un ilk ürünü de tabii Zork I. Kendilerine bir dağıtıcı arıyorlar. Microsoft, üzgünüz biz Adventure’ı satacağız. Aynı konseptte iki oyun birden satamayız diyor. Bill Gates’in de aslında bir Zork hayranı olduğunu öğrendiklerinde, iş işten geçmiş, Zork’u dağıtma hakları çoktan PS Inc. tarafından alınmış oluyor.

Bu şirket, daha sonra VisiCorp ismini alıp, VisiOn isimli arayüzü yaratacak ve Bill Gates’e Windows’u yaptıracak şirket. Daha doğrusu Bill Gates rekabetinin demir postalları altında ezilecek ilk şirket. Zaten Infocom’cular da PS’den hiç memnun kalmıyorlar ve Zork II ve III’ü kendileri dağıtıyorlar.

Oyunu kişisel bilgisayarlarda (o zamanlar en fazla ram 16K) çalıştırabilmek için çok uğraşıyorlar. Zork, ne de olsa bir 1MB’lik bir Mainframe oyunu. Bunun için Zork Interpreter Program (ZIP, Bilgisayar dünyasındaki etkinin büyüklüğüne bakar mısınız?) diye sıkıştırmalı yeni bir dil yaratıp, oyunu baştan yazıyorlar. Ayrıca değişik bilgisayarlarda çalışabilmesi için, her platforma özel birer de ZIL (Zork Implementation Language) yazıyorlar. Yani sırf Zork çalışsın diye platform sayısı+1 bilgisayar dili yazılıyor. Piyasaya çıkan Zork I, sadece 16K’lık bilgisayarlarda çalışabilsin diye epey kırpılıyor. Ve arta kalan kısımları Zork II ve III’e malzeme oluyor.

Bundan sonra hemen her konuda ve her dekorda geçen bir sürü text adventure çıkıyor. Bilgisayarlar geliştikçe, örneğin standart RAM 48K’ya yükselince bunlara kabul edilebilir resimler de ekleniyor. J.R.R. Tolkien’in Hobbit’i bunlardan biri. Hobbit’in adventure tarihinde özel bir yeri daha var: Bitirebilmek için en az bir kere “THORİN’E SÖYLE BENİ HAVAYA KALDIRSIN” gibi dolaylı bir emir vermeniz gerekiyor. Hobbit ayrıca ZX Spectrum’umla, benim ilk karşılaştığım, ve daha 9 yaşında olup ingilizce bilmediğimden hakkını veremediğim adventure oyunu.

Grafikli oyunların çıkmasıyla, bilgisayar oyunları insanın hayal gücünü kontrol altına almaya başlıyorlar. Metinlerle oynarken, kendiniz tasarladığınız ve tahminen hala dünyada hiç bir bilgisayarın yarışamayacağı güzellik ve çözünürlüğe sahip hayal gücü dekorları, bir kenara itilip kocaman piksel piksel çirkin grafikler burnunuza sokuluyor ve size “Hayır, orası senin hayal ettiğin gibi değil. Aynen böyle!” deniyor.

ZORK I

“Zork’a hoş geldiniz.