1898 senesinde dünyaevine giren Louis Erich Otto Dietrich ile Wilhelmina Elisabeth Josephine Felsing’in 1900’de dünyaya getirdikleri Elisabeth’ten sonra 1901’de doğan Marie Magdalene Dietrich, Almanya’da çıkmış en başarılı, en yetenekli ve en güzel kadın oyunculardan biridir. 1920’li yıllarda kabare şarkıcılığı yapan Marlene, 1930’lar, ’40’lar ve ’50’lerin sinema filmlerinde aranan aktris olmuştur.

27 Aralık 1901 tarihinde Almanya’nın başkenti Berlin, Schöneberg’de dünyaya gelen Marlene Dietrich, 10 yaşına geldiğinde babasını yitirdi. Bu kayıptan 5 sene sonra sonra babasının iyi arkadaşı Eduard von Losch ile evlenen annesi, bu eşini de Birinci Dünya Savaşı’nda kaybetti. Altı yaşındayken hem ilkokul hem de liseyi içinde barındıran Auguste-Viktoria Kız Okulu’na giren Marlene, çello kursuna yazıldı. Tiyatro ve şiirle ilgilenen genç kız, 1919 senesinde “Im Schatten des Glücks” adlı bir filmde göründü. 1923 senesinde Napolyon’un yaşamını anlatan “So sind die Männer”de küçük rol alan Marlene, ilk gerçek işine Guido Thielscher’s Girl-Kabarett’te sahip oldu. Kabare şarkıcılığı yapmaya başlayan Marlene, Max Reinhardt’ın drama okulunda eğitim aldı. 1924 senesinde set asistanlığı yapan Rudolf Sieber ile dünyaevine giren genç kadın, sinema filmlerinde kısa roller alıyordu. Aynı sene ilk ve tek çocuğu Maria Elisabeth Sieber‘i (bildiğimiz adıyla Maria Riva) doğurdu. “Der Mönch von Santarem”, “Der Sprung ins Leben”, “Der Tänzer meiner Frau”, “Der Mensch am Wege” gibi filmlerde rol alan genç yıldız, 1926’da Lya De Putti ile birlikte “Manon Lescaut” adlı yapımda rol aldı. 1927 senesinde ülkemizde de gösterime giren “Madame wünscht keine Kinder” adlı yapımda rol alan Marlene, “Eine Dubarry von heute”, “Kopf hoch, Charly!”, “Sein größter Bluff”, “Der Juxbaron” ve “Café Elektric” gibi filmlerde rol aldı. 1928’de “Ich küsse Ihre Hand, Madame”, “Die Frau, nach der man sich sehnt”, “Das Schiff der verlorenen Menschen” gibi az duyulmuş yapımlarda oynayan Marlene, 1930 senesinde ilk büyük rolünü “The Blue Angel“de oynadı.