bildirgec.org

the man who knew too much hakkında tüm yazılar

The Man Who Knew Too Much (1956)

queennothing | 01 February 2011 11:18

1899’da İngiltere’de dünyaya gelen Alfred Hitchcock, “Psycho” (Sapık), “The Birds” (Kuşlar), “Rear Window” (Karşı Pencere) gibi yapımlarla korku/ gerilim sinemasına yepyeni bir boyut kazandırmış değerli bir yönetmendir. 80 yaşında Los Angeles’da vefat eden Hitchcock’un 1934 senesinde çektiği “The Man Who Knew Too Much” adlı yapımın yeniden çevrimi olan 1956 çıkışlı sinema filmi “The Man Who Knew Too Much“, En İyi Şarkı dalında (Doris Day’in söylediği “Whatever Will Be, Will Be”) Oscar Ödülü kazandı. John Michael Hayes’in senaryosunu yazdığı 2 buçuk milyon dolarlık filmde Amerikan aktör James Stewart ve Amerikan aktris/ müzisyen Doris Day rol alıyor.

Korkmayınız, Sir Alfred Hitchcock!

queennothing | 08 February 2010 15:44

1890 senesinde doğan William ve 1892 senesinde doğan Eileen’den sonra William ve Emma Jane Hitchcock çifti, 13 Ağustos 1899 senesinde Alfred Joseph Hitchcock adında bir oğlan çocuğu dünyaya getirdiler. İngiltere’nin başkenti Londra’da, Leytonstone’da yaşayan aileyi tanımlayabilmek için herhangi bir dilde kelime bulmak ya da tamlama yaratmak zor. Zira baba Hitchcock, ağabeyinin adını verdiği Alfred‘inin üzerinde çeşitli olgunluk deneyleri uygularken, anne Hitchcock, Katolik aklıyla küçük oğlunun Tanrı korkusuyla kuşatmaktaydı. Sonuç olarak, her ikisi de evlatlarının sinemacı olacağını, hatta sinemacı olmakla kalmayıp, sinemanın en korkunç, en ürkünç kişisi olarak, ‘gerilim’ diye bir tür yaratacağından (mübalağa) haberdar değildi.

1899, Londra doğumlu Alfred, çocukluğunu ailesiyle birlikte, yine Londra’da geçirdi. Katolik terbiyeyle büyüyen Alfred, daha okula bile gitmezken, ‘nomal’in dışında, farklı olan babasının tuhaf davranışlarına adeta maruz ve sonrasında alışmak zorunda kaldı. Baba William’ın eline bir kağıt parçası tutuşturup, karakola yolladığı Alfred, babasına göre, parmaklıklar ardında geçirdiği zaman içerisinde ‘suç işleyen cezasını bulur’ felsefesini anlaması gerekiyordu. Küçük adamın sahip olduğu tek şey ise polis fobisi olmuştu.
St. Ignatius College ve sonrasındaLondon Couty Council Cshool Of Engineering and Naviigator’de mühendislik eğitimi gören Alfred, 14 yaşındayken babasını kaybetti. Annesiyle yalnız kalan Alfred, reklamcılık ve fotoğrafçılıkla ilgilendi ve 1920’de Paramount Pictures‘a girdikten sonra kararını verdi; Alfred Hitchcock, dünyaya yönetmen olmak için gelmişti.