bildirgec.org

tanju tuncel hakkında tüm yazılar

Türkan Saylan’a saygı; Türkan (2011)

queennothing | 04 May 2011 09:59

13 Aralık 1935 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Türkan Saylan, Türkiye’nin asla unutmayacağı bir tıp doktoru ve bir devrimciydi. Kandilli Kız Lisesi’nden sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaydolan Türkan, çeşitli hastahanelerde görev yaptıktan sonra 1977 senesinde profesörlüğe yükseldi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) kurucularından biri olan Saylan, Türkiye için sayısız ve faydası ölçülemez işlere imza atmış olsa da Ergenekon Operasyonları dahilinde şüpheliler listesine alındı ve 2009 Nisan’ında evinde ve ÇYDD’de bulunan belge ve bilgisayarlarına el kondu. 18 Mayıs 2009 tarihinde hayatını kaybeden Türkan Saylan‘ın adı Ergenekon Operasyonları’nı yürütenler tarafından anca öldükten sonra aklandı. Ülkemiz için böyle önemli bir kadının yaşam öyküsü, yazar Ayşe Kulin tarafından (Türkan: Tek ve Tek Başına) kaleme alındı. Bu kitaptan yola çıkan Cemal Şan (kendisi Kanal D’de yayınlanan “Türkan” dizisinin de yönetmenidir), Saylan’ın ölümünün ikinci yılında “Türkan” adlı sinema filmini gösterime sokmaya hazırlanıyor.

Beyaz Melek (2007)

queennothing | 08 January 2010 11:53

Müzisyen Mahsun Kırmızıgül‘ün ilk sinema deneyimi olan “Beyaz Melek” (The White Angel), sinemaseverler tarafından tam not almış, başarılı bir Türk Sineması örneği. Yıldız Kenter, Erol Günaydın, Gazanfer Özcan, Sarp Apak, Toron Karacaoğlu, Yavuz Bingöl, Lale Belkıs, Cezmi Baskın, Nurseli İdiz, Tanju Tuncel, Cihat Tamer, Arif Erkin, Erol Demiröz, Ali Sürmeli, Zeynep Tokuş, Fadik Sevin Atasoy ve Kırmızıgül‘ün kendisinin de rol aldığı 2007 çıkışlı yapım, senenin en çok izlenen filmlerinden biri oldu.

Beyin kanseri teşhisi konulan Ahmet, yaşını başını almış, inatçı ve bir o kadar da yardımsever bir adamdır. İki genç oğlu Ali ve Reşat tarafından, tedavi olması için memleketi Diyarbakır’dan İstanbul’a getirilen yaşlı adam, hastahane ortamına katlanamaz ve ilk fırsatta kaçar. Yabancı bir şehrin bilmediği sokaklarında oğullarından kaçan yaşlı adam, kendisi gibi yaşlı insanların birarada kaldığı bir yer bulur ve içeri girer. Yaşlı Ahmet’in bilmeden girdiği yer, bir huzurevidir ve davetsiz olarak giriş yaptığı bu yerde kendisi gibi insanların sıcak dostluğuyla tanışır.