Tarihin tozlu sayfalarında biraz dolaşalım önce. Stereoscopy olarak bilinen ve 1800’lü yıllardan beri kullanılan bu yöntemi birbirinden çok az farklı açıyla çizilmiş resimlerin beynimizde 3d olarak algılanması şeklinde söyleyebiliriz. Tarihin geçmiş dönemlerinde bu işle uğraşanlar kraliyet sarayının en güzel köşelerine de oturmayı becerebilmişlerdir. Hatta o dönemlerde bu işi eğlenceye dökenler özel resimlere bakmayı kolaylaştıracak aletlerde tasarlamışlardır.
İsterseniz konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim. 3d (3 boyut) gözlerimizden beynimize gönderilen farklı iki görüntünün birleştirilmesiyle oluşur. Bu görüntülerin birbirinden farklı olmasının sebebi gözlerimizin arasındaki mesafeden ve odaklandığımız konuma göre oluşan açıdan kaynaklanmaktadır. Özetlemek gerekirse, iki boyuta eklenen 3. boyut olan derinlik hissi gözlerde değil zihnimizde oluşur.