bir tv kanalının seçim otobüsü programını izliyorsanız
“demokrasi” tanımını yeniden sorgulamak, halkın kendi kendini yönetmesi gibi büyülü ve mukaddes sözün
manasını bir kere daha düşünmeniz kaçınılmaz oluyor.
hangi halk bu? yokluktan kırılırken, kapısını aralayıp da
eline iki üç kilo üçüncü sınıf pirinç, mercimek paketleri
bırakılan halk mı?
açlıktan midesi büzüşse de, vereceği oyu iki kilo ayçiçek yağına satmayan onurlu, şerefli halk mı?
etnik kökeni azeri olduğu cihetle ve cümbür cemaat “milliyetçi-muhafazakar” olduğuna iman ettikleri bir partiye gözleri yumulu bir şekilde otomatikleşmiş oy atan halk mı?