bildirgec.org

ryan gosling hakkında tüm yazılar

Sözde “Walt”

shane | 29 March 2012 15:20

Fransız sanat yönetmeni Pascal Witaszek, gerçekte olmayan ama olmasını hayal ettiği filmin afişini hazırlamış. Sözüm ona başrolünde Ryan Gosling‘in oynadığı filmi Ron Howard yönetiyor ve film konusunu Walt Disney’in biyografisinden alıyor. Bu güzel afişle çok sinemaseveri heyecanlandırmış Witaszek.

Drive (2011)

queennothing | 29 November 2011 20:05

Pusher serisinden tanınan Danimarkalı yönetmen Nicolas Winding Refn‘in çekmiş olduğu sinema filmi “Drive”, 2011 senesinde gösterime girdi. James Sallis’in romanından uyarlanan filmin senaryosu Hossein Amini tarafından yazıldı. Oscar adaylığı bulunan Kanadalı aktör Ryan Gosling‘in başrolünde yer aldığı filmde Carey Mulligan, Bryan Cranston, Albert Brooks, Oscar Isaac, Christina Hendricks, Ron Perlman ve Russ Tamblyn gibi isimler de rol alıyor. Bütçesi 15 Milyon Doları aşan filmin çekimleri Los Angeles’ta tamamlandı. Daha şimdiden eleştirmenlerden tam not alan “Drive“, 2011 Oscar Ödülleri konusunda da oldukça iddialı olacağa benziyor.

Çift olabilmek üzerine; Blue Valentine (2010)

queennothing | 03 January 2011 10:39

13 yaşından beri sinemayla içli dışlı olan Derek Cianfrance‘nin ilk uzun metraj sinema filmi diyebileceğimiz “Blue Valentine“, 2010 senesinde çekildi. Kanadalı aktör Ryan Gosling ve Amerikan aktris Michelle Williams‘ın başrollerini paylaştıkları filmde John Doman ve Mike Vogel de yer alıyor.
Modern zamanlarda kadın-erkek ilişkilerine değinen film, Dean ile Cindy’nin arasındaki değişim sorununu gözler önüne sererken, ayna işlevi gören ince mesajlarıyla seyircisini de unutmadığını göstermek istiyor. Senaryosunu Cianfrance, Joey Curtis ve Cami Delavigne’nin yazdıkları, Dean ile Cindy çiftinin ilişkisini ta en başından bu zamana dek gösteren yapım, seyircisine izlemeye değer bir 2 saat sunuyor.

Evli bir çift olan Cindy ve Dean, zaman geçtikçe özel şeylerin yerini alan alışkanlıklar, değişmeyen şeyler ve belki de en önemlisi azalarak bitmeye başlayan heyecan sebebiyle ters düşmeye başlamış, anlaşmazlıklar gün geçtikçe yerini kavgaya bırakmıştır.
Evlendikten sonra değişim ve gelişimini sürdürmeye kararlı olan Cindy’nin planladığı gibi giden hayatına karşın Dean, aynı kalmayı tercih etmiştir.

All Good Things (2010)

queennothing | 22 December 2010 10:01

Bugüne kadar sinema filmlerinin müzik bölümlerinde çalışmış ve bir kısa film ile bir belgesel çekmik olan Andrew Jarecki‘nin ilk uzun metraj denemesi olan “All Good Things“, 2010 senesinde vizyona girdi. Marcus Hinchey ve Marc Smerling’in senaryosunu yazdığı filmde Oscar adaylığı bulunan 1980 doğumlu Kanadalı aktör Ryan Gosling, Amerikan aktris Kirsten Dunst ve Frank Langella rol alıyor.Romantizmi ve gerilimi birarada tutan film, eleştirmenlere göre ‘kopuk’ olarak yorumlansa da All Good Things, vermek istediğinden fazlasını verebilmiş gibi görünüyor.

1971, Ocak ayından 2003, Kasım ayına dek New Yorki Los Angeles ve Texas’ta yaşanan olaylardan esinlenilerek çekilen film, güzel aktris Dunst’un depresyon sebebiyle yattığı rehabilitasyondan çıktıktan sonra rol aldığı ilk yapımdır.

Nicholas Sparks Kitapları Teker Teker Aşk Filmi Oluyor…

AsetilCoa | 20 May 2010 12:19

Message in a Bottle(1999)
Oyuncular: Kevin Costner, Robin Wright

Theresa adlı bir kadın sahilde bir şişe ve şişenin içinde bir mektup bulur. Mektuptan çok etkilenir ve mektubun yazarını aramaya koyulur…

A Walk to Remember(2002)
Oyuncular: Mandy Moore, Shayne West

Hem klasik bir lise filmi hem de klasik bir zengin kız, fakir oğlan filmi…Şımarık çocuk ceza olarak okulda tiyatro oyununda oynamak zorunda kalır ve sessiz sakin esas kızla tanışır.

Lars and the Real Girl

exorientelux | 08 February 2010 13:48

Lars and the Real Girl‘ü izlerken ilk başlarda biraz sıkılıp izleyip izlememe arasında kararsız kalmıştım. Sonra birden konu öyle bir hâl aldı ki filmin sonunu getirmeden hayatta uyuyamam dedim, iyi ki de demişim.

Lars Lindstrom, oldukça çekingen, insanlarla ilişki kurmakta zorlanan biridir. Abisi ve yengesi Lars’ın bu durumuna üzülmekte, onu insanların arasına karışması için cesaretlendirmeye çalışmakta fakat pek başarılı olamamaktadırlar. Birgün Lars’ın onları kız arkadaşıyla tanıştırmak istemesiyle önce çok sevinir sonrasında da şok olurlar. Çünkü Lars’ın internette tanıştığını ve adının Bianca olduğunu söylediği kız arkadaşı, porno sitesinden sipariş edilmiş cansız bir mankendir. Ve Lars, onun canlı bir kadın olduğuna ciddi ciddi inanmakta ve öyle davranmaktadır. Geçirdikleri şoku henüz atlatamadan Lars’ı hemen doktora götüren abi Gus ve yenge Karen, doktorun sözleriyle bir kere daha ne yapacaklarını şaşırırlar zira doktor Lars’ın hastalığının ciddi olduğunu, terapi süresince Bianca’ya gerçek bir kadınmış gibi davranmaları gerektiğini söyler. Aile içinde belki tolere edilebilecek böyle bir durumu çevrelerine açıklamak ve onların iş birliğini sağlamak da böylece Gus ve Karen’a düşer elbette. Acaba kasaba halkı Lars’ın bu durumuna nasıl bir tepki verecektir?

Murder By Numbers/ 2002 (Adım Adım Cinayet)

ozlavinya | 11 December 2009 14:37

Özellikle Ryan Gosling’in çok iyi bir performans sergilediğini düşündüğüm filmde diğer başrol oyuncular şöyle; FBI da seri cinayetler konusunda uzman Cassie karakteri ile Sandra Bullock, yeni ortağı Sam karakteri ile Ben Chaplin ve kusursuz cinayet işlemenin zeka ile doğru orantılı olduğunu, ufak ipuçları verilse bile yakalanma ihtimalinin sıfır olduğunu; kendini beğenmiş, ukala ve popüler Richard (Ryan Gosling)’a kanıtlamaya çalışan sosyamat Justin karakteri ile Michael Pitt.

Baştan sona merakla izlenesi bir film olan “Murder By Numbers” gerilim tarzında olup 120 dakikadır.

Erkek gibi kadın diyebileceğimiz Cassie’nin geçmişte yaşadığı o unutulmaz ve acı olay; durumu kişiselleştirme riski yaratsa da böyle inatçı ve hırslı bir karakter için Sandra Bullock biçilmiş kaftan.

Rachel McAdams

queennothing | 26 October 2009 13:46

Hemşire Sandy ve şoför Lance’nin kızı olarak 17 Kasım 1978 tarihinde Kanada, Ontario’da (St. Joseph Hastahanesi) dünyaya gelen Rachel Anne McAdams, henüz 13 yaşındayken okulun düzenlediği Shakespeare Tiyatro Kampı’nda hatırı sayılır derecede başarılı bir performans sergiledi. Yaz tatillerini kardeşleriyle (Kayleen ve Daniel) birlikte fast-food mekanlarında çalışarak geçiren Rachel, Toronta’da ikamet eden York Üniversitesi‘nde ‘tiyatro’ bölümünden mezun oldu.
İrlanda kökenli Rachel, ilk film deneyimini 2001 senesinde T.J. Scott‘un yönetmenliğini yaptığı “Shotgun Love Dollls” (‘Beth‘ karakteriyle) adlı bilim-kurgu yapımıyla edindi. Aynı yıl “The Famous Jett Jackson” adlı TV dizisinin 3. sezon 19. bölümünde (‘Hannah Grant‘ karakteriyle) konuk oyuncu olarak yer alan Rachel, 1 sene sonra, 5 sezonu tamamlayan “Earth: Final Conflict” adlı TV dizisinin 5. sezon 12. bölümüne (‘Christine Bickwell‘ karakteriyle) konuk oldu.
Aynı sene Graeme Campbell‘in yönetmenliğini yaptığı “Guilt By Association” (‘Danielle‘ karakteriyle), Paolo Virzi‘nin yönetmenliğini yaptığı “My Name Is Tanino” (‘Sally Garfield‘ karakteriyle), Barbara Willis Sweete‘nin yönetmenliğini yaptığı “Perfect Pie” (’15 yaşındaki Patsy‘ karakteriyle) ve Tom Brady‘nin yönetmenliğini yaptığı “The Hot Chick” (‘Jessica‘ karakteriyle) adlı yapımda yer aldı.

Atlara alerjisi olan ve her yere bisikletle giden Rachel, 2004 senesinde kariyerinin en önemli iki yapımında yer alarak oyunculuktaki başarısını kanıtlamış oldu; Mark Waters‘ın yönetmenliğini yaptığı Tina Fey, Lindsay Lohan, Amanda Seyfried gibi isimlerle birlikte “Mean Girls” (‘Regina George‘ karakteriyle) ve Ryan Gosling ile “The Notebook” (‘Allie Hamilton‘ karakteriyle). Gosling ile aynı hastahanede doğan Rachel, 2004 sonuna doğru aktörle bir ilişki içerisine girdiğini duyurdu.

The Notebook

queennothing | 24 May 2008 18:46

The Notebook
1940’lı yılların Amerika’sında sosyal hayat oldukça renkli geçiyordu. Seabrook kasabası için de durum oldukça eğlenceliydi. Seabrook’ta zengin bir ailenin kızı olan Allie Hamilton, bir kasaba festivalinde eğlenirken Noah Calhoun ile tanışır. Noah, ilk günden çıkma teklifi ettiği Allie’nin ruh eşi olduğunu ilk görüşte anlar. Allie için ise durum eğlencelidir; fakat Noah’ya aşık olması uzun sürmeyecektir.

Half Nelson

curseof26 | 22 April 2008 02:06

Bir tarih öğretmeni düşün. Ayyaş, müptela, yapayalnız, büyüyemeyen ve giderek eskiyen ama gerçek bir muhalif, idealist.

Ryan Gosling, Dan Dunne karakteri ile hayal edebildiğimizden (benim edebildiğimden) daha iyisini canlandırıyor.

Sistemin bir kenara ittiği siyahi, azınlık yada kenara itilmiş diğer öğrencilerin oluşturduğu sınıfına Diyalektiği anlatıyor. Tarihi sorguluyor. Ve bunu çok sıcak bir dille yapıyor.