bildirgec.org

provakatör hakkında tüm yazılar

Provakatör Mistik

Sahin Sozer | 27 February 2008 23:09

osho
osho

O S H O
Hiç doğmadı, hiç ölmedi.
Sadece dünya denen bu gezegeni,
1931-1990 yılları arasında ziyaret etti.

Mezar taşında sadece bu 2 cümle yazıyor. 59 yıllık bir misafirimizdi. Tanıma fırsatı bulamadı birçoğumuz. tanıyanlar çok sevdi. ama bi hayranlık değildi bu. saf sevgiydi. özlemdi. yenilikti. mutluluktu. sevenlerin bazıları yanlış anladı oshoyu. din kurdular adına. tarikatlar açıp kurallar belirlediler. aslında en büyük öğretisi hiçbir kurala bağlı kalmamaktı. hayatı hepimizden çok farklı yaşadı. emin olduklarımızı yıktı. sayesinde farkında olmadan yaşayabileceğimiz tüm tatlı mahkumiyetlerimizi elimizden aldı. kimileri ona mistik provakatör diyordu.kimileri basitçe felsefeci.. üniversitede profesörlük de yaptı sokaklarda serseri hayatı da yaşadı. ve hepsini sadece kendi istediği için yaptı. kimse onu bişey yapması için zorlayamazdı. bu yüzden yaptığı her şeyde haklıydı. kimse onunla tartışmaya girmek istemezdi. kaybedeceklerinden eminlerdi. cesurdu. çocukken bile cesurdu. babası uzun saçı için ona kızdığında gözünü kırpmadan saçlarını kazıttı ki hindistanda bir çocuğun saçını kazıtması babasını kaybettiği anlamına gelirdi. sürekli ağaçlara tırmanıp düşerdi. annesi yırtıklarını yamalamak stediğinde reddetti. bu fakir bir görüntü oluşturacaktı ama eğer yırtıklarla giymeye devam ederse herkes onun ağaçtan yeni düştüğünü zannedecekti. doğru olduğundan emin olduğu konularda tüm şehri, tüm ülkeyi karşısına alabilecek kadar yürekliydi. üniversiteye cüppeyle gelmeye başladığı gün rektör onu odasına çağırdı ve eski kıyafetlerine geri dönmesini istedi. ama o karşı çıkılırsa cüppesini de çıkararak okula geleceğini söyledi. hindistanda , yaşadığı dönemde kız çocuklarla erkek çocukların aynı sırada oturması pek görünen bişey değildi. ama o .. bu sefer hikayeyi onun ağzından dinleyelim :

“Zaman” yetmez ki!

buddhala | 02 December 2006 16:44

Zaman’ ın “Yetmez mi?” sloganıyla bilbordları süslediği şu günlerde küçük bir tesadüfü sizlerle paylaşmak isterim. Üsküdar’ da yürürlüğe sokulan içki yasağını protesto için şarap alıp İskele’ de içmeyi düşünen Deniz Som, Bedri Baykam ve Melih Aşık….., protestoyu yaptığı gün hiç içki içmemiş, sarhoş olmamış bir zat tarafından tartaklanmaya çalışıldı. Deniz Som’ un ne derecede fiziki müdaheleye maruz kaldığı bilinmez ama sarhoş olsa bile, sarhoş olmayan ve kendisine yaptığı eylem yüzünden yumruklanmaya çalışan adamdan daha aklı başında olduğu kesin! İşin komik tarafı bu yumruk atmaya girişen adamı tartışmanın açıldığı çoğu sitede kutlayan da var. Olaya cephe alanların haklı olduğu nokta Laiklik’ in kadehe indirgenmesi! Ama çoğu kişinin görmediği içki yasağını bile protestoya bunlar Din düşmanı, Laiklik manyağı, Atatürkçü mantığıyla ilkel yöntemlerle müdahele edilmeye çalışılması. Aynı şekilde zıt görüşlüleri buluşturan diğer bir nokta, bazı komutanların resepsiyon ve ordu evinde içtiği rakılar, içkiler! Evet, insanlar artık kısasa kısas hareket ediyor. Vay sen misin benim başörtüme karıştın, ben de senin içkine karışırım. İşte bu da Zaman’ ın diğer sloganı ile çelişiyor.
Kafa kafaya mı geliyoruz;
kafa kafaya mı veriyoruz?

Evet bunlar başörtüsü ile içkiyi aynı kefede tartıştıracak mantıktalar. İlginçtir ki, aynı günlerde AKP genel başkanı RTE yaptığı bir açıklamada, “Türban bizim için siyasi bir zaaftır!” diyor. Burdan hangi anlamlar çıkarılır siz de düşünün! Türbana dini bir gözle değil de, siyasi bir gözle bakıldığı aşikar!
Varsın Kız Kulesi’ ne bakarak içki içilsin. Allah için son on yılda, tecavüz olaylarına bakın hepsinde sadece içki içenler diye bir ortak nokta bulabilir misiniz? Peki son çocuk pornocuları ve Cüppeli Ahmetler? Bazılarınız diyecek ki, bulmuşsunuz aynı isimleri sayıklıyorsunuz! Evet, aynı isimleri sayıklıyoruz diye siz haklısınız o halde! Benim derdim dinle değil! Ki Kuran’ da yazan şaraptan bahsedilenin üzüm şarabı değil de hurma şarabı olduğuna dair fikirler de var. Neyse bu fikir bir kenara, isteyen içer, isteyen içmez. Ama gördük ki, içmeyenler içenlerden daha fevri davranabiliyormuş. Gördük ki, şarap yasağı sapkın hareketleri önlemek için kesin çözüm değilmiş! Gördük ki, bir tarafta birinci gelen Zaman’ ın o barış dolu reklam panolarını süsleyen sloganına rağmen insanlar, hem de Zaman’ ın sloganıyla çelişecek şekilde, içki yasağını protesto edenleri içki içmiş bir ayyaşlıkla tartaklayabiliyormuş. Gördük ki, Zaman yetmezmiş!