I- Sonun başı

Döndü. Ama nereye? Maskülenliğin sığ sularından feminenliğin en derinlerine. Normal, sıradan bir yaşamdan parmakla gösterilmeye. Kendini zorlaya zorlaya erkek gibi gülmekten patavatsız ve şuursuzca şuh kahkahalar atmaya. Orta hâlli toplumdan toplu iğneli uçlara. Erkekten daha erkek, kadından daha kadın olmaya.Esmer. Hem de çok. Esmerlerin teni kokar mı? Kendini kokluyor, içi kalkıyor. Ruhu araflarda, yaranamıyor kimselere. Bütün gün evde. Bütün gün evde ne yapıyor? Gece yarılarına dek bekliyor mu? Bekliyorsa kimi? Soru yanıtlamak basit, adam gibi sorular sormak zor. Ne zamandır kendine hiç soru sormuyor. Sorarsa aşınır çünkü. Eksilir. Zaten yirmi dört saat kendisiyle başbaşa. İnsan, kendinden ne saklayabilir ki?Otuz. Tam otuz yaşında. Ama öyle yorgun ki hisleri, düşünmekten öyle yorulmuş ki, iki otuzluk yaşamış gibi. Zamanı kavrayamıyor. Dün düşündüğü bugün hayal ettiğine, bugünkü hayalleri yarının tasalarına bulanıyor. Bulanıyor içi.Karanlık. Hep karanlık onun içi. Evdeyken perdeleri kapalı, evden çıktığında zifiri karanlık, şehrin sokakları. Nereye yürüyor her gece? Güneşi görmeden geri dönüyor. Üst katında oturan kırmızı pazenli teyze takip ediyor eve giriş-çıkışlarını. Teyze, perdenin ardından gizlice bakıyor hep. Bu ülkenin bütün kadınları gibi teyze de perdenin ardında yaşıyor. Bilmiyor kimsecikler gece yalnız yatan kurumuş kızların yaz-kış hiç ısınamadıklarını.Ters. Her işi ters gidiyor döndü döneli. Kim dedi de döndü? Kimin sözüne kandı? Demir parmaklıklar var pencerelerinde. Demirler pencerelerini değil hayatını kapatmış mübarek. Gariban bir duvar, küflü demirler var gerçek yaşamla arasında.Hiçbir odasında hiçbir ışık yanmadı daha. Ses duyulmadı. Döndü döneli varlığı hissedilmedi. Karanlık sokaklar mı tek dostu?Yapayalnız. Uğruna döndüğü adam, karısının koynunda her gece. Esmer prenses sokaklarda. Fedakârlık yaparken, çok büyük kararlar verirken bencil davranmalı insan. Kanmamalı kimselere. Kandı da ne oldu?Dönmek, bir kere. Geri dönemiyor bir daha. Yağmur yağıyor bazen. Bir-iki aya kar başlar. Teyze, kapının sesiyle irkiliyor gecenin kaçında. Ne yer ne içer? İnsanın sesi hiç mi çıkmaz bütün gün evde durur da! Teyzenin kulakları ağır işitiyor olabilir mi?Çöp gibi. Kendini aynen böyle hissediyor uğruna döndüğü adam gerçek bir kadını seçtiğinden beri. Oysa ne hayaller kuruyorlardı beraber? Yarım yamalaktı. İki taraf, iki dağdı, dağların arasındaki köprüde kalakalmıştı. Tutmuyordu kimseler, elinden. Köprü her gün daha çok sallanıyordu. Fazlalıktı köprünün üstünde. Aldığı nefes, içtiği su, fazlaydı düzene.Düz. Düz mantıkla düşünmek gerek bazen. Bütün gün sessizce uyuyor belki. Prensesler güzellik uykularında geçirmezler mi ömürlerini? O kadar yorgun ki, uyanana kadar akşam oluveriyor. Pek yoruluyor geceleri.Lâf. Cümleler ne de kolay dökülüyor ağızlardan. Keşke hayat da bu kadar kolay olsa. Kapılar kapanı kapanıveriyor döndü döneli. Hani bir kapı kapanırken üç kapı açılırdı?Son. Sonun başı. Biterken başlar bazı öyküler. Tıpkı prensesin öyküsü gibi.