bildirgec.org

peter otoole hakkında tüm yazılar

O herkesten iyi pişirir; Ratatouille (2007)

queennothing | 26 April 2011 12:10

İki Oscar Ödüllü Amerikan yönetmen Brad Bird ile Jan Pinkava‘nın birlikte yönettikleri animasyon filmi “Ratatouille“, 2007 senesinde gösterime girdi. En İyi Senaryo, En İyi Ses, En İyi Ses Düzenleme ve En İyi Müzik dallarında Oscar adayı olan film, Yılın Animasyonu Oscarı’nı aldı. 150 Milyon Dolar gibi devasa bir bütçeyle çekilen filmde Brad Garrett, Lou Romano, Patton Oswalt, Ian Holm, Will Arnett, Janeane Garofalo, Peter O’Toole ve John Ratzenberger gibi isimler seslendirme yaptılar. Hayalleri gerçeğe dönüştürmek, imkansızı mümkün kılmak üzerine oldukça eğlenceli bir animasyon eseri olan “Ratatouille“, tahmin edeceğiniz gibi yine Disney mutfağında pişti.

Don Kişot uyarlaması; Man of La Mancha (1972)

queennothing | 14 March 2011 17:06

1923, Kanada doğumlu sinemacı Arthur Hiller‘in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Man of La Mancha“, 1972 senesinde (ülkemizde 1974) vizyona girdi. Cervantes’in muhteşem eseri Don Kişot’un değişik bir uyarlaması olan bu yapım, Dale Wasserman’ın müzikalinden sinemaya aktarıldı. 8 defa Oscar’a aday gösterilen İrlandalı aktör Peter O’Toole‘nin ‘Don Kişot’u canlandırdığı filmde İtalyan aktris Sophia Loren ‘Dulcinea’yı, 1987 senesinde kaybettiğimiz aktör James Coco da ‘Sancho Panza’yı canlandırıyor. ‘En İyi Müzik’ dalında Oscar’a aday gösterilen yapım, 12 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı.

Miguel de Cervantes‘in yazdığı Don Kişot, edebiyat tarihinin ilk ve en çok okunan romanları arasında yer alır. İki ciltlik bu eser, varlıklı bir adamın okuduğu çizgiromanlara özenerek ‘silahşörü’ Sancho Panza ile serüven avına çıkmasını konu ediniyor. La Manchalı asilzademizin bu çılgınlığını müzikal şeklinde anlatan yapım, seyircisine hoş bir 2 saat sunuyor.

How to Steal a Million (1966)

queennothing | 28 June 2010 12:03

George Bradshaw‘ın yazdığı hikayeden uyarlanan; 1981 senesinde hayatını kaybeden üç Oscar’lı yönetmen/ yapımcı William Wyler‘in yönetmenliğini yaptığı 1966 çıkışlı sinema filmi “How to Steal a Million” (Hırsız Aşıklar), komedi altyapılı bir suç filmi. Oscar Ödüllü, Belçika doğumlu aktris Audrey Hepburn‘un başrolünde rol aldığı filmde sekiz defa Oscar’a aday gösterilen İrlandalı aktör Peter O’Toole, Hugh Griffith, Eli Wallach ve Charles Boyer yer alıyor.
Bonnet, kızı Nicole ile birlikte yaşayan zengin ve yaşlı bir adamdır. Her şey akla yatkın ve mantığa uygun gelirken, Bonnet’in kazandığı her bir kuruşun hesabını çıkarmak gerek. İşte bu noktada, işe ustalıkla yapılan bir hırsızlık; taklitçilik giriyor. Ünlü ressamların ölümsüz eserlerini birebir taklit ederek satan ve bu sayede karun kadar zengin olan Bonnet, bir gün, ünlü ve 1 Milyon Dolar değerindeki bir eseri satmak değil, sadece sergiletmek için müzeye vermek istediğini duyurur ve gelen Fransız’lara heykeli teslim eder.

Sahte heykelin sergilenmesine izin veren yaşlı adam, bu hareketini sorgulayan kızı Nicole’a, üzerinde sahtekarlık şüphesi bırakmamak için yaptığını söyler. Nicole ise babasının başının derde gireceğinden endişe etmektedir.

stardust

mansonilized | 22 October 2007 17:36

Neil Gaiman’ın romanından sinemaya uyarlanan büyükler için yazılmış fantastik öğelerle süslü aşk romanı. Matthew Vaughn kitabı sinemaya uyarlarken birçok detayı değiştirmiş hatta hiç olmayan karakterler bile eklemiş. Romanı okumadığımdan uyarlamanın ne denli başarılı ya da başarısız olduğuna deyinemeyeceğim. Ancak filmi izlesem mi diyenler için bir ön bilgi sunumu yapabilirim.

Konu delice aşık olduğuna inandığı kızı elde etmek için ona kayan bir yıldızı bulup getirme sözü veren Tristan’ın o kayan yıldızın aslında bir kız olduğunu fark etmesiyle başlıyor. Ancak kayıp, dünyaya düşen bir yıldızın kalbini yemek cadılara sonsuz güzellik ve güç bahşediyorken üstelik o yıldız kral olmak için savaş veren 4 prensin mutlaka sahip olması gereken bir kolyeyi taşıyorken bu pek de kolay olmayacaktı. Film masal havasında rengarenk görüntüler eşliğinde akıcı bir şekilde ilerliyor. Oyunculuk konusunda bence yıldız rolündeki Claire Danes hariç herkes on üzerinden on puan almayı hak ediyor.

Robert de Niro’yu izlerken bu adam ölürse ne kadar üzülürüm diye düşünmekten Michelle Pfeiffer’ı her görüşümde bu yaşta hala bu kadar etkileyici olmayı nasıl başarıyor diye şaşırmaktan alamadım kendimi. Korkunç korsanı oynayan de Niro’nun elbiseli dans sahnesi, Pfeiffer’in büyü yapmadan hemen evvelki bakışları inanılmaz etkileyici. Peter O’ toole kısacık rolüyle her zamanki gibi insana bir an nerede olduğunu unutturuyor. Filmde hayalet prensler sürekli bir gülümseme etkisi yaratıyor, konuşmalar esprili. Aşk incecik narin bir duygusal titreme gibi kenara ilştirilivermiş ancak o kadar yakışmış ki gözümüzü üzerinden alamıyoruz (benim gibi romantiklikten uzak birinde bile duygulanma hissi yarattı!).

ratatouille

mansonilized | 31 August 2007 18:13

afiş
afiş

Ratatouille Pixar’ın yeni görsel şöleni. İnanılmaz detaylı süper renkli ışığın süper kullanıldığı bir film.Film diğer fareler gibi çerçöp yemek istemeyen Remy’nin aşçı olmak için duyduğu inanılmaz hevesin tesadüfen hayallerini süsleyen bir tür Ümit Usta olan Auguste Gusteau’nun çökmek üzere olan restoranına ulaşması ve burada yemek yapmaktan bihaber Linguini’nin yemek yapmazsa işten atılma riskine karşı birlikte savaşını anlatıyor.Gereksiz bir sürü duygusal saçmalık zoraki duygusallık az biraz tiksindirsede film gerçekten şöyle damakta tat bırakan cinsten. Özellikle kameranın dünyayı farenin gözünde görmesi fazlasıyla gerçekçi ve heyecan verici olmuş. Adeta fare gibi hızla ilerleyen kaçacak delik arayan kamera bir ara bana cidden kapana sıkışmış hissi verdi. Ancak birçok animasyonu rezil ettiğimiz gibi bunu da dublajla az biraz tatsızlaştırmak konusunda elimizden geleni yaptık. Hatta bununla da yetinmedik herkesin Fransız olduğu filmde ne akla hizmetse şefi seçip garip bir Rum Fransız aksanı ile seslendirme yaptık.

Fareleri sevdiğimden mi animasyon hayranlığımdan mı yoksa Disney’le Pixar’ın elele vereek uçmuş olmasından mı bilinmez filmi çok beğendim. Nitekim film imdb’de şu an itibarı ile 250’ye girerek yaptığı süksenin boş olmadığını kanıtlıyor.

Filmle ilgili değişik haberlerden tırtıklamak suretiyle elde edilen bilgiler aşağıda ilgilenenlere sunulmak üzere sıra sıra dizilmiştir.

-Filmdeki fare kavramını oturtmak için bir fare uzmanı olan Debbie Ducommun kendi farelerini de getirerek birçok test yapmış.