bildirgec.org

nick searcy hakkında tüm yazılar

Amerika’nın şahit olduğu en sarsıcı suç: An American Crime (2007)

queennothing | 25 November 2010 13:58

1968 doğumlu yönetmen Tommy O’Haver‘in yönetmenliğini yaptığı 2007 çıkışlı sinema filmi An American Crime (Bir Amerikan Suçu), çıktığı sıralarda uzunca bir zaman tartışmaların yeniden uyanmasına sebep oldu. 1960’larda yaşanmış bir olayı anlatan film, Gertrude Baniszewski adlı bir ev kadınının işlediği insanlık suçunu gözler önüne seriyor. Mahkeme sahneleri ve savunma konuşmalarıyla başlayan filmde Kanadalı genç aktris Ellen Page, iki defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktris Catherine Keener, Hayley McFarland, Ari Graynor, Nick Searcy ve Bradley Whitford gibi isimler rol alıyor.

Gezici sirkte çalışan Likens Ailesi, çocukları Sylvia ve Jennie’yi bırakabilecekleri güvenilir bir yer ararken, Gertrude Baniszewski adlı kadını bulur. Düzenli olarak para gönderen anne ve baba Likens, kızlarının güvenli bir çatı altında olmalarının verdiği rahatlıkla yaşarlarken, Sylvia ve Jennie, Amerika’nın bugüne dek tanık olduğu en sarsıcı suçla başbaşadır.

Kadın Aklı, Erkek Aklı (The Ugly Truth)

orangeblooded | 27 September 2009 15:23

Oscar’lı yönetmen Russel Carpenter’in 2009 yapımı filmi ‘Kadın Aklı, Erkek Aklı’ (The Ugly Truth) 25 Ekim 2009’da ülkemizde seyircisiyle buluştu.

Başrollerini Katherine Heigl (Abby) ve Gerard Butler’ın (Mike) paylaştığı romantik komedi tarzındaki film, eğlenceli bir 96 dakika vaat ediyor ve bunu başarıyor da.

Senaryosu Kirsten Smith, Karen McCullah Lutz ve Nicole Eastman’a ait olan filmde ayrıca Bree Turner, Eric Winter, Nick Searcy, Jesse D. Goins de rol alıyor.

Cast Away (2000)

queennothing | 13 August 2009 13:47

Chuck Noland, uluslararası kargo şirketi olan FedEx’in analistidir. Paketlerin zamanında ulaşması için, çalışanlara program çizmekle görevlli olan Chuck, ‘dakik olmayı’ zamanla takıntı haline getirmiş ve işiyle hayatını birbirine karıştırmıştır. Kız arkadaşı Kelly’ye evlenme teklifi etmeyi planlayan genç adam, işi gereği yılbaşını başka bir yerde geçirmek zorundadır. Havaalanına Kelly ile birlikte giden Chuck, Kelly’den uzak kaldığı için üzgündür. Hava boşluğuna takılan uçağın sarsılmasıyla kontrolü kaybeden pilot, Pasifik Okyanusu’na iniş yapmak zorunda kalır. Kendini suda bulan Chuck, arkadaşlarını aramasına rağmen, hiç bir iz bulamaz ve geceyi suda geçirir. Su, Chuck’ı bir adaya sürükler ve genç adam, insan olmayan bu adada kurtarılmayı bekler.
Yabani hayata alışmaya çalışan Chuck, vücuduna ağır yaralar almasına rağmen, durumu kabullenir ve günlerce kurtarılma umuduyla adada beklemeye devam eder. Uçağın yönü, Pasifik Okyanusu’ndan oldukça uzaktır ve Chuck, kurtarma ekiplerinin, bulunduğu adaya gelmeyeceği gerçeğinin farkındadır. Haftalar geçer, ne bir kurtarma ekibi adaya varır, ne de Chuck kendi imkanlarıyla kurtulmayı başarır.

Alıcılara olan saygısından ötürü, açmadığı FedEx paketlerini açmaya karar veren Chuck, paaketlerin birinden çıkan beyzbol topunu ‘arkadaş’ kabul eder ve topa ‘Wilson’ adını verir.
Tam 4 yıl adada kurtarılmayı bekleyen Chuck Noland, güçlenmiş; yabani dünyanın her yönünü öğrenmiştir. Cansız arkadaşı Wilson’la konuşarak, insani hislerini kaybetmeyen genç adam, kurtarılma konusunda umudunu kaybetmemiştir.