bildirgec.org

nesir hakkında tüm yazılar

İnsan sadece mutlu olduğunda konuşur

beratkaragulle | 07 February 2012 09:57

Herşey bir gece yarısı hafif sönmüş sigaranın bayık kokusunu içime çektiğim anda başladı. Bunaltıcı sessizliğin beynim içindeki akıl almaz gürültüsü. Konuşmaya yeltendiğim zamanlarda insanların yüzündeki o yabancılık duygusunu sezdiğimde, bilmediğim bir limanın tanımadığım rıhtımında olduğumu bilmeden, çoktan kaybolduğumu anladım. Kalbim ucu ucunada çarptı bir zamanlar belkide içindeki onca kelime hazinesinden kirlenmemiş sözleri ay tenli güzel’in yüzüne üfürmek istedi dudaklarım. Konuşamadım! Hep bir şeyler eksikti. Biliyordum aslında bütün beceriksizlik benden kaynaklı ama sıradan olmak yerine hep farklı olma istediğiydi belkide içimdeki çocuğun, yada onun kadar değerli harf topluluğundan inşaa ettiğim saçma kelimelerde boğmak istemedim. Saçma sapan sarf ettiğim bütün kelimeler intihara yeltendi çoğu zaman. Sukûnete boğuldu ruhum. Dost bildiğim türküm kulaklarımda çınladı, elim yine emektar kalemine uzandı ve sigara mezarlığına sığmayan ölü tütünler gözlerime ilişti ve döküldü bütün inciler. Sevişirdi rüzgar sonbaharda bütün yapraklarla, yada deniz o eskimiş türküsünü söylerdi martılara dalgalar çarptıkça sahile ben yazdıkça kuşlarım özgürlüğe kanat çırpardı çoğu zaman. Mutluluğu yaşadım az buçukta olsa bir zamanlar kenar mahalledeki bir çocuğun kurduğu saf hayallerdi yada ilk defa eline uçurtma geçmiş bir çocuğun sevinci, belkide mutluluk bisiklet sürmeyi öğrenmekti. Sürdüğünde verdiği mutluluk düştüğünde kanayan dizinin acısını bile unutturur ya hani o misal. Ama benim mutluluğum ilk defa öptüğüm dudaklarında canlandı, büyüdü alabildiğine sığmadı çoğu zaman ruhuma köşe bucak yerleşmişti kalbimin en ücra köşelerine dahi. Belkide konuşmaya başlamıştım dudaklarım onun dudaklarına dansa tutulduğunda, nefes almaya duraksadığım zamanlarda istemeden dökülmüştü bütün inciler. Belkide insan mutlu olduğunda konuşabiliyordu ve ben sadece onun dudaklarını öptüğümde konuşmuştum.

sonrasına soğan doğra!

sevde837 | 12 April 2009 16:03

Haybiye yaşanmışlıkları heybeme hapsediyorum.
Bu ne demek oluyor, hayata yapılan kaçıncı saygısızlık bu? Yeter artık! Yaşayın yaşayacaksanız da adam gibi yaşanın. Bu kaçıncı hayal kırıklığı, bu kaçıncı insan maskesini takınmışlık? Boya boya ve renk değiştir, sırt çevir, geri vuruş yap, tökezle !
diz çöküp de ağlama bir de sonra…sonrasına soğan doğra derdi büyüğüm.
Şimdi tekrarlıyorum:
“sonra…sonrasına soğan doğra!”

Pilli edebiyata el atsana

| 02 May 2007 08:58

pilli komininetsine yaptıkları işlerden dolayı takdir ve teşekkürlerimi ileterek başlıyorum yazıma. Çok güzel işler yapıyolar türkçe içerik oluşturmak adına ve güngeçtikçe büyüyen bir içeriğe de sahip. Bakın ne güzel fotoğrafçılık ile ilgili , teknoloji harikaları ile ilgili, dizilerle bilim kurguyla ilgili el becerileriyle ilgili hatta bize meraklı oldiyen bir site bile var ama bence bizim en büyük etsikliğimiz olan edebiyatla ilgili sitesi yok neden yok ? aramızda divan edebiyatı ile ilgli birçok şey bilmeyen birçok insan var ve onları bilen insanlar da var neden bizi bir araya getirmiyorsun pilli. Hadi kampanya başlatalım. Pilli bize edebi içerik sunabileceğimiz site yapasana 🙂

ahada başlattım … desteklerinizi bekliyorum…