90ların ortasında, televizyonda gördüğüm bir sabah haberi kalmış hatırımda. Çok dar, deri pantolonlar giyiyormuş konserlerinde sık sık, acaba homoseksüel (homoseksüel sözcüğü doksanların tozlu raflarında kaldı, tedavülden kalktı, artık varsa yoksa gay herkes) olabilir miymiş? Hüzünlü, çekingen genç kız duvarlarının şeker adamı, aslında şeker adamdan daha fazlası, bir nevi tanrı-şarkıcı. Derken bir çeşit vicdan temizlemeyle belki de, geçen yıl kendi internet sitesinden duyuruverdi şanslı bir eşcinsel olduğunu. Aynı posterler aynı duvarlarda duruyor mu bilemeyiz elbet ama uluslararası suları ilk dalgalandırdığı “bir, iki, üç Maria”dan beri, ekranlardan bize bakıyor…Rolden cümlelerle dünya meselelerine üzülüp, sonra unutan bir adam değil o. Kurduğu yardım derneği ile Porto Riko’da devlet okullarına, enstrümanlar gönderiyor; ağırlıkla Hindistan olmak üzere bütün dünya genelinde seks işçiliğine mecbur bırakılan çocuklara yardım ediyor, ayrıca Hindistan’da yardım ettiği başka çocuklar da var, Tayland’da yoksul çocuklar için evler inşa ediyor… PR değil bunlar, gerçekten yardım ediyor, ben inanıyorum iyi niyetine.