Melodramın tanımı ve tarihsel gelişimini incelemeden önce bir kelime olarak ‘melodram’ın ne anlam ifade ettiğini bilmek faydalı olacaktır. Kelime kökenine baktığımızda, Fransızca bir kelime olan “melodram”ın Yunanca şarkı anlamına gelen “melos” ve oyun anlamına gelen “dram” kelimelerinden türetildiği görülmektedir. Bu bileşik kelimenin anlamı ise fazla heyecanlı dram’dır. Bu dramda intikam, ihanet ve cinayet hüküm sürer. Melodram için, “en kestirme yoldan seyirciyi etkilemek amacıyla en kolay çarelere başvuran olağanüstü durumlar, olağanüstü rastlantılar, çapraşık olaylar düzenleyen; basit, kaba çizgilerle karakter çizmeye kalkışan, ahlak dersi çıkarmaya uğraşan bir tür” tanımlaması da yapılmıştır. Melodram “müzik eşliğinde okunan dizeler anlamına” da gelmektedir. Melodram terimi ilk olarak İtalya’da 17. yüzyılda yaygınlaşmaya başlayan müzikli dramlar için kullanılmıştır. Gelişimini devam ettiren melodram, 18. yüzyılın sonunda Fransa’da burjuva dramının yanında, hem yeni klasik trajediden hem de aşırı duygusallaşarak yozlaşmış burjuva dramından çıkan bir tür ‘halk dramı’ olarak da tanımlanmıştır. Çağdaş tiyatroda hareketli ve duygusal olaylar üstüne kurulmuş, sürekli olarak dokunaklı etkilerden yararlanan oyun türü olarak tanımlanmaktadır. Kökleri tiyatroya uzanan melodramın ortaya çıkışı ve gelişmesi de elbette tiyatro yoluyla olmuştur. Melodram, Batı tiyatrosunda gerçek yaşamda olamayacak bir olay örgüsü içinde erdemli kişilerin kötülerin elinden çektikleri acıları anlatan ve erdemin zaferiyle sona eren duygusal dram olarak tanımlanmıştır.

Pygmalion
Pygmalion

Melodramın ortaya çıkışı ve gelişimi tiyatroda gerçekleştiği için melodram tiyatrodan ayrı düşünülemez. Melodramın tiyatrodaki ilk örneğinin 1770’de sahnelenen Jean Jack Rousseau imzalı “Pygmalion” (1762) monoluğunun etkisiyle ortaya çıktığı ve geliştiği bilinmektedir.