bildirgec.org

kriter hakkında tüm yazılar

İstanbul’daki AB kriterlerine uyum çalışmaları

ob1979 | 27 March 2008 11:45

AB kriterlerine uyum çalışmaları nedeniyle İstanbul’da trafik ile ilgili bir dizi düzenlemeler yapılacak; bunlardan en önemlisi artık otobüs ve münibüsler ayakta yolcu alamayacaklar.

AB’ye uyum için İstanbul’da yapılan diğer çalışmalar burada.

YÜRÜ DE ENSE TRAŞINI GÖRELİM!!!

| 31 August 2007 20:02

Başlığa bakmayın.
Şimdiki bazı erkeklerin ense traşından geçtim, kendisini görmek mümkün değil.Hadi saçını temiz bakabiliyorsa, uzatsın.Ama ensede biten kıl mı tüy mü ne olduğu belirsiz şeyler gerçekten, çok iğrenç duruyor.Hele tırnaklar, çorba kaşıklayacak kadar uzunsa, yüzündeki kılıyla, burnundaki tüyüyle uğraşıp, kaşlarını aldırıyorsa, bunun yanında kol altındaki kılları kurdela bağlayacak kadar uzatıp,
bunu da çağdaş olmaya yorumluyorsa, ayaklarının kokusundan, burun direğiniz şiddetli depremlerle sarsılıyorsa, ağzındaki dişler ve kokusu size bugünkü menüyü söylüyorsa, tüm bunlar o erkeği yeterince itici kılalacaktır zaten.En azından hala bu kriterlerden bir çoğu, ilk etapta, biz kadınların en çok dikkat ettiği, fiziksel özellikler.
Ama bu erkeği tam anlamıyla erkek yapan özelliklerin, sadece vitrin kısmı.Emin olun; ne yakışıklılık, ne karizma,
yukarıda saydığım özelliklerden en az birine sahip bir erkeği kurtaramıyor.Peki bir kadın, nasıl bir erkek ister?Günümüz erkeğine bakınca, kadınların fazla bir tercih şansının kalmadığını düşünüyorum.Öncelikle sarsılmaz bir kişilik istiyor kadınlar.Kendi kendisiyle barışık olabilecek kadar, kendine, hareketlerine, oturuş kalkışına, giyimine, konuşmasına dikkat eden, kendine güvenli, saygı uyandıran bir erkek.İşini, parasını, kariyerini, tüm herşeyini
kaybetmiş bile olsa, batan gemiyi terketmeyen bir kaptandır erkek. Bütün metanetiyle kendisini ve ailesini ayakta tutabilen, şirket patronuyken sahip olduğu gururu hiç eksiltmeksizin, simit satabilecek, inşaatta çalışıp, hamallık yapabilecek adamdır erkek. Bekarsa, ana babasını, kardeşlerini, evliyse, bunlarla beraber, eşini ve çocuklarını başında tac olarak, hiç sarsmadan taşıyabilen ve oradan asla indirmeyen bir hakandır erkek.İşsiz kaldı diye cebindeki tüm meteliği, şişede balık olmayı değil, bir lokmayı evladına bulabilendir erkek.Kendisini doğuran ananın aşkına, ana, avrat, bacı değerlerini ağzından kusmayan, asla kusturmayacak olan adamdır erkek. Kadını; sırf arkadaşlarıyla oynadığı tavla uğruna, zar niyetine atmayan adamdır erkek. Erkekliği playboylarda, kadının etinde, şişe diplerinde, acize atılan naralarda aramak değildir erkeklik. Siz buldunuz da biz mi kaybettik?

NEM YOK Kİ!

| 10 August 2007 09:34

Peygambersiz hayat ambersiz ölümdüYatırlarda saklambaç oynayan filler sökülürdü- öf bea! ne kafiye la bu!Ümit seker nemli bir duada ölümü öperkenbir süstür ustura Allahı ararkenhaymana ovasında- nası ama yani!Hatta kalın sayın ölümlüler!Hattâ hoş ve esir kalın sefil fareler!- miki mouse nerde len?cılk dilimizdenDebdebeli bir sabahı çıkartıyorum- ne diyon baba sen yaa!Közlenmiş yalnızlıkların hatırına içinÜtüsüz bir pantolon gibiyim esasen, iplemeyin!”Nen var” diye soramadığım hayata kayıyorumhafifçe…ne oldu, bi durum mu var efendi “niçe”!

Kadınlarda nelere dikkat edilmeli?

Ege | 05 June 2007 08:00

Yaşamımın ergenlik safhasına adım attığım günden, belki de daha önceden beri, kafamda mükemmel kadını şekillendirmeye çalışıyorum. Sayısız başarısız ilişki ve sayısız kalp ağrısından sonra, yeni tanıştığınız bir kadını değerlendirirken kullanabileceğiniz on adet kriter çıkardım:

1. Melinda’dan kaçın! Biliyorum, çok saçma gelecek ama bir kadın, adında “m, e, l, i, n, d, a” harflerinden ne kadar azını taşıyorsa, size o kadar az acı çektirir. Mesela, “Melda” ismi tamamen bu harflerden oluşmuştur. Mümkünse “Su” isimli biri bulunmalıdır. Tek yanlış harf ile, “Duygu” ve benzeri isimler de tercih sebebidir. Bu kuralın geçerliliği, tecrübe ile sabittir aslında ama pek çoğu böyle şeylere inanmadığından, fark edilmez.2. Saçlarını düzenli olarak boyatanlardan korkun. Özellikle de sizin erkek halinize ve gözünüzün yaşına bakmadan, teker teker saçına ve yüzüne ne işlemler uygulandığını anlatanlardan çığlık çığlığa kaçılarak, erkekliğin onda dokuzunu oluşturan kutsal görev yerine getirilmelidir. Büyük bir kendine güven eksikliğinin en önemli simgesidir bu.3. Kıskançlık gözlerden anlaşılabilir! Gözlere dikkatli bakıldığında, bazı kadınların büyüleyici bakışları altından gözlerinden fışkıran o duyguyu anlamak çok kolaydır. Sizden etkilendiklerini hissettiğiniz anda gözlerinin içine bakın; buğulu merceğin altında bir ışıltı görüyorsanız, kendinizi kıskançlık krizleri eşliğinde geçen, bol açıklama bekleyen bir ilişkiye hazırlayın. Aslına bakarsanız bu söylediğim kehanetten çok öte bir şey. Gözlerdeki ışıltı, beynin tamamen size odaklandığını gösterir ve bu odaklanmayı sağlayabilen kadınlar, aynısını sizden de bekler.4. Takıntılara dikkat! Takıntılar her noktada karşınıza çıkabilecek ve uzun bir ilişkide hayatınızı zindan edebilecek, küçük ama tehlikeli detaylardır. Unutulamayan eski bir erkek arkadaşla özdeşleştirilmeniz veya doğuştan itibaren edinilen huylar nedeniyle sizden beklenebilecek öyle şeyler vardır ki, bir süre sonra hayatınız, takıntıların kontrolü altına girebilir. Bundan sakınmanın en iyi yolu, bir ilişkiye başlamadan önce içilecek bir kahvedir. Evet; bir kahve! Uzun süre konuşup, yönlendirici sorularla takıntılar ortaya çıkabilir ve hatta doğrudan takıntıların mevcudiyeti sorgulanabilir.5. Varsayımlar sizi yok eder. Kısa zamanda yakınlaştığınız insanlar hakkında, bu sürede onlar hakkında her şeyi öğrenemeyeceğiniz için bazı varsayımlar yapabilirsiniz. Mesela, biriyle tanıştınız ve iki hafta içinde, birbirinizin hayat arkadaşı gibi hareket etmeye başladınız. Bunu muhtemelen, kan uyuşması gibi salak bir tabirle ifade ederdiniz; öyle değil mi? Çok büyük bir hatadır bu. Bu iki hafta içerisinde, tanıştığınızda elinde tuttuğu kitaptan, edebiyatla arasının iyi olduğunu; giydiği birkaç etekten, modayı yakından takip ettiğini; içten sarılmaları sonucu, size çok güvendiğini ve benzeri çıkarımları yaparsanız, aslında o kişinin arkadaşının kitabını teslim etmek için evden yine arkadaşının eteğini giyerek çıkmış ve yeni tanıştığı herkese içten sarılabilecek kadar da saf biri olduğunu anladığınızda, onu sevmeye devam edebilecek misiniz? Bir kadını sevmek için ne kadar az varsayım gerekiyorsa, o kadar iyidir. Evet, aşk gizemle artar ama gizem çözülünce de acı verir.6. Gereksiz gülümsemelerden uzak durun. Sırf sizi kırmamak için veya değil; iyi ve kötü esprilerin kişiden kişiye değişmeyen bazı kriterleri vardır ve yanlışlıkla ya da bilerek, kötü bir espri yaptığınızda, sizi üzmemek için bile olsa, gülen bir kadından uzak durun. Bu gülümsemenin üç sebebi olabilir. Birincisi, kendine güvenmiyordur ve/veya sizi gözünde büyütüyordur. İkincisi, gerçekten o espriye gülebilecek kadar salaktır. Üçüncüsü, daha önce de dediğim gibi, sizi üzmek veya ortamda gerginlik yaratmak istemediğinden samimiyetsizliği seçmiştir. Bunların hepsi de, o kişiden uzak durmak için yeterli sebeplerdir.7. Büyük beklentileri olanlar, bırakın kendilerine birer aktör bulsunlar. Yakınlaştığınız kadının bazı dayatmaları elbet olacaktır. Onun bu dayatmalarını aşmak için kendinizi olmadığınız biri gibi göstermeniz de doğaldır ama dikkat edin de bu işi çığrından çıkarmasın. Bazıları, siz ne yaparsanız yapın, sizden bir beklenti içerisinde olmaya devam edecektir. Böyle durumlarda en iyisi, tamamen kendiniz gibi olmak ve değişimi reddetmektir, gerisi kendiliğinden gelir… yani sizi terk eder. Bu iyidir; bana güvenin!8. Karşılıksız olan her şey kötüdür. Etrafınıza bir bakın, karşılıksız olan ne varsa, hayatınıza acı katmaktadır. Karşılıksız aşklar kadar, karşılıksız iyilikler ve hatta karşılıksız çekleri bile bu listeye ekleyebiliriz. Eğer sevginizin bir kısmı bile karşılık bulamayacaksa, olacak şey çok açıktır: Kullanılırsınız.9. Sırf anasına değil, kızını almadan önce bütün ailesine bakın. Marketten karpuz seçmiyoruz veya köle ticareti de yeniden hortlamadı, merak etmeyin. Bu öneriyi duyanların yüzde doksanı, söyleyenin ne kadar geri kafalı olduğundan dem vurcaktır. Yok öyle bir şey. Adetler zamanla değişebiliyor, evet, ama çocukların aileye çektiği gerçeği her zaman varlığını sürdürecek. Uzun sürmesini beklemediğiniz bir ilişkide dahi, aileyle tanışık olursanız, hem onlar size güvenecek ve hayatınızı zehirlemeyeceklerdir hem de siz onlardan arkadaşınız hakkında çok ilginç ayrıntılar öğrenebileceksinizdir. Mecidiyeköy’ün ortasında boğazınıza bıçak dayamaya meyilli bir abisi olup olmadığını baştan öğrenmek de cabası… bilmem, anlatabildim mi?10. Her kadın farklıdır, kalıplara bağlı yaşayanlara dikkat. Romantiklik iyidir; beyaz atlı prensin gelip de kendisini muhallebiciye götüreceği günü bekleyecek kadarı kötüdür. Eğer karşınızdaki kadın bir kalıba fazlasıyla uyuyorsa, kendinizi olacaklardan emin hissederek büyük bir hata yaparsınız. Her kadın farklıdır ve kalıplardan sıyrıldıkları noktada sizin inatçı dar görüşünüz mesele olabilir.

çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı logo yarışması

create | 28 February 2007 10:06

geçen yıl çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı logo yarışması düzenlendi nitekim ben 1. ve 2. yarışmaya katıldım ama yarışmada kriterlere uygun logo bulunamadığı için yarışmayı tekrar edecekleri hakkında duyuru yaptılar ama ben katılmadım. Sorum şu olacak 2. sinden sonra daha kaç yarışma yapıldı ve sonucu ne oldu ? bilgisi olan varmı ; ayrıyeten hala çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının websayfasında logo hala eski logo iyi walla …

Televizyon Satın Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

turkuas | 04 August 2006 15:19

Burada yer alan konudan sonra televizyon satın alırken nelere dikkat etmemiz gerekiyor yazısını hazırlama fikri aklıma geldi. Ben geçen yıl yeni bir televizyon almak için uzun bir araştırma içine girmiştim. Neden A marka 72 ekran bir televizyon 400 YTL iken B marka aynı ölçüdeki televizyon 1000 YTL’ydi? Bu sorudan yola çıkarak televizyonların en detaylı özelliklerini bularak inceledim.

İlk Tavsiye

Televizyon satın alacaklara ilk tavsiyem, televizyon satan firmaların hazırladığı broşürlerde yer alan tanıtım yazılarını hiç dikkate almamaları. Burada yer alan bilgiler televizyonları tanımak için kesinlikle çok yetersiz. Çünkü firmalar şeffaf / açık davranmıyorlar. Tabii sadece TV satıcıları için geçerli değil bu durum; tüm elektronik eşya satıcıları için geçerli. Örneğin br cep telefonunun tanıtım yazısını okuyorsunuz: ‘1.3 MP, 4x zoom, 32 MB hafıza, bluetooth,.. ‘ Kardeşim telefon alacağım fotoğraf makinası yada mp3 çalar değil. Bana bunun bataryası kaç gün dayanıyor; ekran tipi, çözünürlüğü ve büyüklüğünü söyle. Ama nerdeee..:)