bildirgec.org

İki yakın arkadaşın zaman makinasıyla tanışmasını anlatan bilim-kurgu komedisi “Bill & Ted’s Excellent Adventure“nin devam filmi “Bill & Ted’s Bogus Journey“, 2 yıllık aradan sonra, 1991 yılında sinema severlerle buluştu. Lübnanlı aktör Keanu Reeves ve İngiliz asıllı aktör Alex Winter‘ın başrollerini paylaştıkları yapımda siyahi aktris Pam Grier, New Yorklu aktör William Sadler, 1928 doğumlu Joss Ackland ve 2008 senesinde hayatını kaybeden aktör George Carlin de yer alıyor.

Ted ve arkadaşı Bill’in telefon kulübesi şeklindeki zaman makinasıyla büyük bir macera yaşamalarının üzerinden iki sene geçmiştir ve ikili, bu süre zarfında birlikte bir ev tutmuş, kız arkadaşlarına evlenme teklifi etmeye hazırlanmaktadırlar.
Evlerinde oldukları bir akşam, ikili beklemedikleri iki ziyaretçi ile şaşkına döner; karşılarında kendilerinin kopyalarıyla karşı karşıya kalan Ted ve Bill, robot ikizlerinin iyi niyetli olmadıklarını çok yakında anlayacaklardır.

1989 çıkışlı “Bill & Ted’s Excellent Adventure” adlı yapımın devam filmi olan “Bill & Ted’s Bogus Journey“, ikilinin ergenlikten, delikanlılık dönemine geçiş yaparak tehlike dolu bir macerayla seriyi sonlandırıyor.
İlk filmde, tarihi oluşturan insanlara yaptıkları ziyaretler esnasında iki kızı yanlarına alarak şimdiki zamana getiren Bill ve Ted, müzik grubu kurma planlarında oldukça ilerlemiş, genç yaşlarına rağmen evliliği düşünmeye başlamışlardır.
Öte yandan, 2691 senesinden Bill ve Ted’i izleyen kötü niyetli Chuck De Nomolos, ikilinin yaşadığı zamana müdahale ederek, dünya tarihini değiştirmeyi ve böylece dünyanın efendisi olabilmeyi planlamaktadır.

Bill ve Ted’in birer robotunu yaparak geçmişe; 2691’den ikilinin yaşadığı zamana gönderen De Nomolos, robotlara Bill’i ve Ted’i öldürmelerini emretmiştir. Kopyalarıyla tanışan ikili, robotların gücüne karşılık veremeden ölürler ve Azrail ile tanışırlar. Ancak ikili, ölmeye henüz hazır değildir ve Azrail’e bir teklifte bulunurlar.

Dashiel Hammett, 1894 yılında ABD’de (St. Mary’s County) dünyaya geldi. Polisiye tarzı kitaplar yazan Hammett’in hayatı boyunca yaptığı en verimli iş ‘dedektiflik’ oldu. Çünkü dedektiflik yaparken edindiği deneyimleri yazmasaydı ne 9 başarılı kitabı yazabilirdi; ne de her yıl başarılı bulunan polisiye yazarlarına “Hammett Ödülü” verilirdi.
2002 yılında Hammett’in “The House on Turk Street” adlı romanı New Yorklu yönetmen Bob Rafelson sayesinde sinemaya uyarlandı. Birebir uyarlamaktan ziyade Christopher Canaan ve Steve Barancik’in üzerinde yaptığı birkaç küçük değişimle ilk defa, Rusya’da her yıl düzenlenen Moscow Film Festivali’nde gösterilen film, Türkiye’de de büyük ilgi gördü. İlgi görmesinin nedenlerinden biri elbette ki filmin adı.

Türk siyasetiyle, kültürüyle; hatta Türkiye’yle uzaktan yakından alakası olmayan filmde “Türk” teriminin geçmesinin tek nedeni, ‘olayın geçtiği caddenin adı olması’.

Polis dedektifi Jack Friar, hırsızlık biriminde görev yapmaktadır. En büyük aşkı müziktir; çellosuyla müzik festivaline hazırlanmaktadır. Bir akşam, komşusunun ricası üzerine henüz reşit olmamış bir kızı aramaya koyulur ve yolu Türk Caddesi’ne düşer.