Okuyup bitirmem gereken kitablar var keşke yalnızca okumam gerekse istenilen sayfaları doğru düzgün konuşamadığım bir dilede çevirmek zorundayım.Can sıkıntım giderek dozunu arttıran baş ağrımla fena halde hoşbeşe girmişken,çok sevdiğim kitab okumak işinden giderek soğuduğumu farkettim.Okuduğum hiç bitmesini istemediğim bir kaç kitabım aklıma geldi.Çocukluk arkadaşlarımı özler gibi özledim onları oysa ki bir kaç adım sonra varabilceğim elime alıp sayfalarına dokunabilceğim kadar yakınımdaydılar.Kendi kendime bir çocuk saflığında ama okudum ki ben onları dedim artık okunmuş oldukları için kıymetleri kalmamış mıydı ?
Belkide, çünkü artık çocukluk arkadaşlarımıda görmüyorum büyümüş olduğum için mi onlarda artık kıymetli değil benim için diye düşündüm sonra kızdım kendime elimdeki can sıkıcı kitabı bırakıp kitablığıma dogru gittim…
Klasiklerden Balzacın Vadideki Zambağı geçti elime ilk önce bakındım sayfalara sayfanın başında
Kontes Natalieye yazılmış bir önsözdü belkide, gözüme çarptı.

“İsteğini yerine getiriyorum. Bizi sevdiğinden daha çok kendisini sevdiğimiz kadının üstünlüğü, sağduyu kurallarını bize her zaman unutturmasındadır. Bizler, sizlerin alınlarınızda bir kırışık belirdiğini görmemek ve en ufak bir ret cevabıyla keder-leniveren dudaklarınızdaki somurtkan anlamı silmek için mucizeler yaratarak mesafeleri aşar, kanımızı döker, geleceği ayaklar altına alırız.
Bu sefer bir başka sayfayı gelişi güzel açıyorum karşıma madeleinın felix için söyledikleri çıkıyor

Mösyö, dedi, ben sizin o düşündüğünüz şeyi de biliyorum; ama size karşı olan duygularımı hiçbir zaman değiştirmeyeceğim. Hayatımı sizinle birleştirmektense kendimi İndre’in sularına atmayı tercih ederim.