bildirgec.org

hitchcock hakkında tüm yazılar

Korkmayınız, Sir Alfred Hitchcock!

queennothing | 08 February 2010 15:44

1890 senesinde doğan William ve 1892 senesinde doğan Eileen’den sonra William ve Emma Jane Hitchcock çifti, 13 Ağustos 1899 senesinde Alfred Joseph Hitchcock adında bir oğlan çocuğu dünyaya getirdiler. İngiltere’nin başkenti Londra’da, Leytonstone’da yaşayan aileyi tanımlayabilmek için herhangi bir dilde kelime bulmak ya da tamlama yaratmak zor. Zira baba Hitchcock, ağabeyinin adını verdiği Alfred‘inin üzerinde çeşitli olgunluk deneyleri uygularken, anne Hitchcock, Katolik aklıyla küçük oğlunun Tanrı korkusuyla kuşatmaktaydı. Sonuç olarak, her ikisi de evlatlarının sinemacı olacağını, hatta sinemacı olmakla kalmayıp, sinemanın en korkunç, en ürkünç kişisi olarak, ‘gerilim’ diye bir tür yaratacağından (mübalağa) haberdar değildi.

1899, Londra doğumlu Alfred, çocukluğunu ailesiyle birlikte, yine Londra’da geçirdi. Katolik terbiyeyle büyüyen Alfred, daha okula bile gitmezken, ‘nomal’in dışında, farklı olan babasının tuhaf davranışlarına adeta maruz ve sonrasında alışmak zorunda kaldı. Baba William’ın eline bir kağıt parçası tutuşturup, karakola yolladığı Alfred, babasına göre, parmaklıklar ardında geçirdiği zaman içerisinde ‘suç işleyen cezasını bulur’ felsefesini anlaması gerekiyordu. Küçük adamın sahip olduğu tek şey ise polis fobisi olmuştu.
St. Ignatius College ve sonrasındaLondon Couty Council Cshool Of Engineering and Naviigator’de mühendislik eğitimi gören Alfred, 14 yaşındayken babasını kaybetti. Annesiyle yalnız kalan Alfred, reklamcılık ve fotoğrafçılıkla ilgilendi ve 1920’de Paramount Pictures‘a girdikten sonra kararını verdi; Alfred Hitchcock, dünyaya yönetmen olmak için gelmişti.

L’appartement vs. Wicker Park

cheerleader | 19 April 2009 12:08

wicker park
wicker park

Wicker Park 2004 yapımı bir film olmasına rağmen ülkemizde vizyonu ancak 4 sene sonra “Hep Seni Aradım” ismiyle görebildi… Gişede ne yaptı ne etti bilmiyorum ama, bana ona verdiğim dakikaların karşılığını beklediğim gibi veremedi… Josh Hartnett , Rose Byrne, Matthew Lillard ve Diane Kruger başrollerde. Yönetmen; Paul McGuigan. Senaryo ise Gilles Mimouni ve Brandon Boyce’a ait. Filmin konusunu ayrıntılara girmeden kısaca özetlemek gerekirse, kaderlerinin peşinden ısrarla koşan genç bir çiftin yoluna koyulan taşlar ve bu taşların tek tek kayması diyebiliriz.

L'appartment
L’appartment

1996 yapımı L’appartment isimli başrollerinde Monica Belluci ve Vincent Cassel’in yer aldıkları filmin Hollywood versiyonu olan Wicker Park’ın taglinelarından biri “tutku asla ölmez” Aslına bakarsanız L’appartment Belluci ve Cassel’in perdedeki ilk beraberliklerine sahne olurken Bafta‘yı da kapmış bir film. Haketmiyor da değil. Zira L’appertment Hitchcock etkileriyle süslenmiş bir gerilimin ta kendisiyken Wicker Park romantizme daha çok yelken açmayı tercih ediyor. Tabii bunu yaparken klişeleri kullanmayı da ihmal etmiyor. Bunun yanısıra ilk çevrime yaptığı göndermeyle izleyiciyi gülümsetmeyi başarıyor. Filmin başladığı ve zaman zaman gördüğümüz restaurantın adı Belluci. İlk çevrimde gördüğümüz yoğun takip, Wicker Park’ta eksikliğini hissettiğimiz birşey haline geliyor. Aynı şekilde karakterlerin tutkularındaki eksiklik bizi özdeşleşme yaparken zorluyor.

wicker park
wicker park

Sonuç olarak başlangıç noktası aynı olsa da her iki filmi de izleyip bitirdiğinizde birbirinden çok farklı iki sonla karşılaşıyorsunuz. Wicker Park izleyiciye istediği sonu verirken, L’appertment kendi sonunu yazıyor. Kısaca; Wicker Park Hollywood klişelerinin kurbanı olan kötü bir kopyanın ötesine geçemezken, L’appartment izlediğimiz iyi filmlerden biri olarak hatırlanmayı hakediyor.

The Machinist

| 13 March 2009 17:01

Yönetmen: Brad Anderson
Senaryo: Scott Kosar
Oyuncular: Christian Bale, Jennifer Jason Leigh, Altana Sancez Gijon, John Sharian, Micheal Ironside
Görüntü: Xavi Gimenez
Müzik: Roque Banos
Yapım yılı: 2003

Uyku uyuyamama (insomnia) hastalığına yakalanmış bir makine ustası, sürekli kilo kaybetmekte ve zayıflayan belleğinden dolayı yağpacağı her işi küçük kağıtlara yazarak bulduğu yerlere iliştiriyor. Oldukça çökük halde olan bu adamın kadınlarla ilişkileri de oldukça garip. İletişim kurduğu fahişe ve oğlu ile hastalığı yüzünden, ilişkisine de zarar veriyor. Genç adamın bu kabusunun sebepleri gitgide su yüzüne çıkıyor. Filmin hikayesi; oldukça ilginç, karanlık ve karamsar. Reznik (Christian Bale), yaşadıklarının bir halüsilasyon mu? Yoksa birer komplo mu? olduğunu filmin sonuna doğru öğreniyor. Bu film için Christian Bale, özel bir diyetle 28 kilo vermiş.
Brad Anderson, film hakkında “Hitchcock‘un hiç yapamadığı son filmi gibi kurdum” diye konuşuyor…

Filmde kullanılmış müziklerin listesi (soundtrack)
Filmin görüntüleri ve fragmanı…

Hitchcock’un Kuşları Yeniden

Druid | 23 November 2006 11:05

Platinum Dunes’un yöneticisi Brad Fuller, yapım şirketinin, 1963’te Alfred Hitchcock’un ünlü gerilim-korku filmine esin kaynağı olan ve Daphne du Maurier’in kısa hikayesinden uyarlanan sinema filmi “The Birds” üzerinde çalışmaya başladıklarını açıkladı.

Fuller, açıklamasının devamında; “The Birds’ün yeniden yapımını düşünüyoruz ama bizim yeniden yapımımız Hitchcock’un filmine değil, Daphne du Maurier’ın kısa hikayesine dayanarak çekilecek. Kuşların saldırı konsepti aynı olabilir fakat taslağı ve olayları Hitchcock’un filminden tamamen farklı olacak. Biz halen senaryonun geliştirilmesi sürecindeyiz.” şeklinde konuştu. Filmin senaryosunun Leslie Dixson tarafından yazılacak.