bildirgec.org

güldürü hakkında tüm yazılar

Bir Amatörün “A.R.O.G” Deneyimleri

COMPUTER06 | 14 December 2008 14:08

Daha önce Mustafa filmi ile ilgili görüşlerimi aynı başlık altında iletmiştim, yorumlarda da tartışmıştık ve daha sonra fikirlerimi değiştirmiştim. Her neyse şimdi ise

cem yılmaz
cem yılmaz

“A.R.O.G” filmini incelemek istiyorum.(Bakınız: resmi site, resmi olmayan site)
Film ilk haftada iki milyondan fazla kişi tarafından izlendi.Filmin bence espirileri değilde özel efektleri daha üstün. Tabii ki güzel esprilerde var ama az sayıda diyebiliriz.
Filmde G.O.R.A’dan dönen Arif ve Ceku Türkiye’de iyi bir hayat kurmuşlardır ve herşey yolundadır. Çift bebeklerini beklemektedirler. Ancak G.O.R.A’nın kötü kalpli komutanı Logar çıkagelir ve duygu sömürüsüyle artık iyi biri olduğuna Arif’i ikna eder. Daha sonra Logar gemisini Arif’e armağan edeceğini söyler ve garajına götürür. Burada onu zaman makinesine bağlar. Ayrıca kendisini tamamen Arif gibi görünen bir hale sokar ve Arif’i tam 1 milyon yıl öncesine gönderir. Arif 1 milyon yıl öncesine gittiğini dinazorları görünce anlar. Ardından çevredeki maymunlarla arkadaşlık kurar ve onlarla uzun zaman geçirir. Ancak böyle hiç

birşey yapamayacağını anlayan Arif insanları bulmak üzere yola çıkar. Sonunda baygın haldeyken iki “aroglu”ya rastlar. Arog’lu insanlar onu iyileştirir ancak düşmanları Arogan’lılar çıka gelir ve Arif’i esir alırlar. Arif orada Aroganın kralının sanatçı oğluyla tanışır. Kralın oğlu babasına sanatını yapmasına izin vermediğinden dolayı isyan eder. Arifle birlikte bir yolunu bulur ve arog’a gider. Orada prensin sevdiği kız da vardır.Aroganlılar arog’da hiç bir yeniliğe izin vermemektedirler. Arif hemen modernleştirme çalışmalarına başlar ve kısa sürede köy bir medeniyet haline gelir ancak bu uzun sürmeyecektir. Aroganlılar köyü basar ve her tarafı yakıp yıkar.
Bunun üzerine Arif onlarla bir futbol maçı yapmaya karar verir ve kabul edilir. Ancak Arif’in hesapları tutmamıştır çünkü Aroganlılar yıllardır futbol oynamaktadırlar ve çok da başarılıdırlar.Arif mecburen futbolcularını eğitmeye başlar.Maç başladığında Arif ve arog için durumlar hiç iyi değildir. Ancak ikinci devrede arog takımı gol atmaya başlar ve aradaki farkı kapatır. Artık sıra altın goldedir. Golü bulan maçı kazanacaktır. Sonunda Arif vole vurmak için yükselir o an kameralar Rıdvan Dilmen’e çevrilir ve Dilmen “gol olur” der. Arif golü atar, maçı kazanır. Artık arog’lular özgürdürler.Arif için ise gitme vakti gelmiştir. Aroglulara gidip Ceku’yu kurtarması gerektiğini söyler. O anda Ceku futbol sahasına ışınlanır. Ceku olanları anlamış, kötü kalpli komutan Logar’a inanmamış ve zaman makinesini ele geçirmiştir. Böylece Arif ve Ceku normal zamana geri dönüp yaşamlarına devam ederler.

Cem Yılmaz’a yakışır

| 10 April 2008 19:09

Cem Yılmaz’ın kendine özgü bir tarzı var.
Oynadığı filmlerde, yaptığı gösterilerde farklı karakterleri
canlandırıyor, fakat hepsinde, kendi karakterine özgü
tavırların izlerini görüyoruz.

Son olarak da, Gora filmindeki “porno film yapımcısı” rolünü
görünce “tamam” dedim.
İşte bu, Cem Yılmaz’a en çok yakışan rol.
Onun için biçilmiş kaftan.

Bu tespitimle ilgili bir yazı yazacaktım ki, olumsuz tepkileri
düşünüp vazgeçtim.

***

Daha sonra beklenmedik bir şey oldu.
Cem Yılmaz, basına ilginç bir demeç verdi.
Bu, benim için tam anlamıyla bir sürprizdi.

Espiri anlayışım sıfır!

| 31 December 2007 00:22

Euueeaağğhhh!
Selaamm mileaayytt :)))
Naaabersiniz leaann :)) ğühehehehe

hehühühühü

heyooo :)) haha haa

Bi espiri yapıcam hazır olun leen

he hühüh hee :)))

***

Oturmuş leziz çorbamı içiyordum.
Doğal olanın tadı başka.

Gözüm karşıdaki “hızlı tüket” gıda
lokantalarına ilişti.
Nefrete büründü bakışım.

Elbette ki hamburgerin, kolanın,
kızarmış patatesin tadı başka.
Elbette ki onların yeri ayrı.

Ama bir yaşam biçimine dönüşmesine,
gereğinden fazla tüketilmesine karşıyım.

Nasreddin Hoca 2007

| 31 July 2007 10:21

Allah
Üç keşiş gelip Nasreddin Hoca’ya sorarlar:
“Hocam, bizler dünyanın en bilgili insanlarıyız,
bize Allah’ın varlığını ispatlayabilir misin?”

Hoca keşişlerin yüzüne bakar,
sonra:
“Evet, ispatlarım. Ama önce siz bana Allah’ın yokluğunu
bir ispatlayın bakalım!”

Alim eşek
Keşişler bu kez ellerinde kalın kitaplarla gelirler.
Her biri sırasıyla bir taraftan elindeki kitabı gösterip,
bir taraftan da ne kadar bilgili olduklarını anlatıyorlar.
Sonra da;
“Sen mi daha bilgilisin, yoksa biz mi?”
diye soruyorlar.

Hoca biraz durup sonra keşişlerden kitaplarını istemiş.
Kitapları eşeğin semerine koymuş ve:
“Şimdi benim eşeğim, sizin üçünüzün bilgisine sahiptir.”
der.
Ardından eşeğe binip:
“İşte şimdi de benim bilgim, sizin üçünüzün bilgisinden de fazladır.” der.