Çoğu mühendislikte neredeyse standart olan ısı transferi dersinde hocamızın heyecanla anlattıkları karşısında ben de bir o kadar heyecanlandım ve birazdan okuyacağınız, insanlığın kaderini değiştirecek yeni, sıcak ve temiz teknolojiyi sizlerle paylaşmak istedim. (Hocama bu bilgileri benimle paylaştığı için teşekkürler…)

Küresel Isınma… Kimilerine göre Dünyamızın sonunun yaklaştığının göstergesi; kimilerine göre ise sıradan, daha önce de Dünyanın başından geçmiş çok da abartılmaması gereken bir konu… Son yıllarda gündemde oldukça fazla yer tutan ve büyük küçük çoğumuzun aklının bir köşesinde duran Küresel Isınmanın baş sorumlusunu aslında hepimiz çok iyi biliyoruz. Fosil Yakıtlar… Her gün işe giderken bindiğimiz arabamızdan tutunda evlerimizi ısıtan sistemlerimize kadar neredeyse bütün enerjimizi onlardan elde ediyoruz. Bir tarafta gün geçtikçe kötüye giden yaşlı Dünyamız, bir tarafta ne kadar istemesek de hayatımızın bir parçası olan fosil enerji kaynakları… E peki yok mu bu denklemin bir çözümü? Aslında var hem de birden fazla… Bunlardan birkaçı: (tehlikeli olsa da) Nükleer enerji, Rüzgâr Enerjisi, Jeotermal enerji ve içlerinde belki de en temizi olan Güneş Enerjisi… E peki nedir bu Güneş Enerjisi ve bu kadar güzel bir şeyse neden kullanmıyoruz? Ansiklopedilerde yazdığına göre güneşin merkezinde olan füzyon reaksiyonları sonucu yayılan ve Dünyamıza da ulaşan enerji. Atmosfer dışında şiddeti aşağı yukarı sabit ve 1370 W/m2 olan fakat yeryüzünde 0 – 1100 W/m2 değerleri arasında değişim gösteren bu enerjinin dünyaya gelen çok küçük bir bölümü bile insanlığın tükettiği enerjiden kat kat fazladır. Nasıl kullanılır bu enerji?