Yiyecek aramak için şehre inen ayıyı uyuşturucu iğne ile vurmuşlardı. Bayılmak üzereyken suya düşen ayı boğulmak üzereydi. Ve Florida Balık ve Vahşi Yaşamı Koruma Komisyonu’nda çalışan biolojist Adam Warwick suya atlayarak ayıyı boğulmaktan kurtardı. Bu haberde ayının hayatını tehlikeye atan insanlara kızmakla birlikte bir hayvan sever olan bay warwick’in ayıyı kurtarması beni sevindirdi. Zavallı ayı, kendi silahlarından çıkan uyuşturucu iğne sebebiyle bayılarak suya düştüğünde ve baygın olduğundan boğulma tehlikesi geçirirken diğerleri ne yapıyordu acaba? Bay warwick suya atlamasaydı ne olacaktı? İnsanların kendi sebep oldukları bir hata yüzünden bir hayvanın ölümüne sebep olmalarını ve bunu telafi etmek için hiçbir şey yapmamalarını anlayamazdım gerçekten.Neyse ki sevgili ayımız yaşıyor.
doğal hayat hakkında tüm yazılar
Bir Güzel Erguan Ağacı
Chat Noir 1 | 12 June 2008 13:45
Merhaba arkadaşlar,
tabiki bu gördüğünüz erguvan ağacını ben evde yetiştirmedim.Ancak böyle bir girişimim var.Erguvan ağaçlarını çok severim.Pembe pembe açan çiçekleri beni büyüler.Hele birde deniz kıyısındaysalar.Birkaç ay önce çevremde gördüğüm güzel erguvan ağaçlarından birine bakarak bu ağacın tohumlarını nasıl elde edebileceğimi düşünüyordum.Derken ağacın üzerinde keçi boynuzuna benzeyen sarkan kısımları farkettim.Yeşil fasulyenin kahverengisine de benziyorlar.Onlardan bir kısım topladım.İçlerinden çekirdeklerini çıkarttım ve evde yoğurt kovalarının ve küçük naylon torbaların içini toprak doldurarak elde ettiğim saksılara ektim.Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık bir ay sonraydı.Ektiklerimden iki tanesi çıktılar aynı saksıda.Şimdi her sabah ne kadar büyüdüklerine bakıyorum.2-3 günde bir onları suluyorum.Ve bir gün kocaman güzel ağaçlar olacaklarını hayal ediyorum.Bu benim için çok dinlendirici ve huzur verici bir hobi.Hepinize yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini evinizde kendi oluşturduğunuz özel saksılara yada dışarıya toprağa ekmenizi öneriyorum.Bu dünyada sizin de bir dikili ağacınız olsun.Küresl ısınmayı önlemek için sizin de bir katkınız olsun.Evde yetiştirmeye çalıştığım diğer ağaçlarla ilgili bilgilere diğer yazımda devam edeceğim.
Cok Yasa (ma), Saglikli Yasa
iLLERiN HANi | 13 June 2007 16:28
Etrafima bakiniyorum bos bulundukca, insanlari izliyorum inceliyorum ,kah vay be dedigim kah yuh dedigim, kimi zaman olmaz bole, kimi zaman hakli adam dedigim oluyor ;;;
Gecen gun arkadaslarimla birlikte solemesi ayiptir piknic yapmak icin koruma altinda bulunan hayvanlarin oldugu bi ormana gittik, pek bi acayip hisseetim kendimi, siz dolanirken yaninizdan domuzlar acayip sesler cikararak kacisiyorlar onde anne domuz altinda bebecikleri, diger taraftan ceylen lar sek sek oynar gibi dolaniyorlar, cok da umurlarin da deiliz acikcasi..
Hayvanlari bi tarafa birakip spor yapan insanlar dikkatimi cekmeye basladi yavas yavas.. kizi ile birlikte paten e binen bir baba kiz, gecti yanimizadan,, pesinden 2-3 dk sonar tandem bisikletiyle bi cift gecti,, cokta romantic oluyor aslinda disaridan gorununce …kucukken dusunurdum nasil kullanirlar bu bisikleti die, zaten kucukken abim ile ortak kullandigimiz pinokyo bi bisikletimiz vardi, durmadan kacirirdim bisikleti, abimde beklesin aksama kadar garip, neyse… es i ile dostu ile kosu yapan onlarca insan.. dedim bravo hepinize valla.. saglam kafa saglam vucud da bulunur demedim ama, tebrik ettim icimden ister aktivite olsun die ister spor yaptiklari icin.. bi an kendime dondum ister istemez
spor yapmak bana herzaman hem cok yakin hemde cok uzak oldu, ya zaman darligi , ya uyusukluk, ya planlanmamis gelismeler, fln die kisisel olarak uzat bunu vellakin, hicbiri bana inandirici gelmez , durmaksizin bahaneler yaratiriz kendimize pekcok vakit…bunun icine biraz da vahsi kapitalis yasantiyida eklersek bahanelerimizi destekleyecek cok done buluruz elbet… yaslanan vucudumuza baktikca ; cikan gobeklerimizi gordikce, 10 dk arkadasin ile sakalasip nefes nefese kalinca ne kadar bi gecikmislik icine girdigimizi daha iyi anliyoruz, donk ediyor da deriz halk arasinda…
vellekin zararin neresinden donersek kardir felsefesi ile hem vahsi yasam carkini devam ettirmek icin hemde ayni zamanda spor yapmak icin (buna fazla vakit harcama ama sagligindanda olma da denebilir) fakrli teknikler kapitalist duzen saoldukca cozumler uretir bize..
Bu nimetten en cok yararlanalar kesinkes spor sektoru olmali… Kapitalist duzen herseyi ticarilestirdigi gibi sporu da metalastirmistir.. bu pazardan inanilmaz gelirler elde edilmekte ve inanilmaz rakkam lar donmektedir.. kisa bi ornekleme ; bugun dunya spor devlerinden biri olan nike 2002 yillik cirosu 10,7 milyar dollar dir, yine TR cirosu 30 milyon dollar civarinda olmustur..
Bizim de farkin da olup yahut olmadan bu corba da tuzumuz omluyor mu dersiniz..
Fi tarihinde hem okuyup ayni zamanda ismi dahi lazim olmayan marka bir magazada calisiyordum.. gorev yaptigim bolum spor bolumuydu… kosu bantlarindan tutda, ev bisikletleri(manyetik bisikletlere kadar ) her turlusunden satiliyordu ,su anda aklim almiyor, o zaman da insanlarin bunu kurtarici gozu ile gorup YeTeLe bahsetmelrine.. insanlarin kimlisi sisko sevgililerine yilbasi hedayasi olarak, kimiside kolori derinden, bir digeri saglik olsun u benimsemis, bir baskasi komsuya nispet olsun die, bir otekiside gercekten ise yarayip yaramadigini meraktan… kisaca alip herkeslerin bi bhanesi oluyor… ben bu ise satici gozu ile bakinca prim usulu ile calisiyorum ne kadar satarsan o kadar cok para kazaniyorsun, bi yandan da isin girdisini ciktisini cin ligini bilip bireysel dusunuyorsun, bi bok a yaramaz diyorsun, diyorum da… gercekten su anda degisen dusuncem olmadi,
insanlarin milyarlar bayilip saglikli hayata kavusma ideaaleri bana ne anlamlandrilir geldi ne de kabullenir geldi… bir insanin milyarlar bahsederek kosu bandi , bisiklet ( amotor olsa da caka yapmak icin karbon kaplamalimi zirkonyumlu mu dersin, sen sec artik), aylik yuz YeTeLe ler bayilip spor center larina uye olmak gibi uzat gitsin ceberutca geliyor , anlasilir fakat amlanlandirilir degil, realistik olsa dahi baskalarina ,bana surrealistik geliyor..