”Hostel” serisiyle adını dünyaya duyuran genç yönetmen Eli Roth’un ilk uzun metrajlı filmi ”Cabin Fever” (Dehşetin Gözleri) korku severleri tatmin eden ve yönetmenin adını bir kenara yazmalarını sağlayan bir yapım olarak göze çarpıyor. 5 genç arkadaşın (Marcy,Bert,Karen,Paul ve Jeff) şehirden ayrılıp, ormanlık alanda bulunan bir tahta kulübeye tatil ve eğlence amaçlı gitmeleriyle başlayan film kısa sürede gençlerin bilinmeyen bir virüs nedeniyle kabus dolu bir sürece girmelerini anlatıyor. Bert’in sincap avına çıkıtğında hastalıklı bir adamı vurmasıyla başlayan ölümcül süreç kısa sürede tüm gençlerin pençesine kapılacağı bir salgına dönüşür.Film, teen-slasher türünün özelliklerini barındırsa da ilerleyişiyle ve beklenen ‘katilin’ bir türlü gelmemesiyle farklı bir hikayeye sahip olan başarılı bir gerilim örneği olarak görülebilir. Filmin ilham kaynağı ise Eli Roth’un İzlanda’ya yaptığı bir yolculuk sırasında maruz kaldığı cilt hastalığından geliyor.