Bugün mart ayının en son günü, genellikle kış ortası açan güneş çokça sinirlerimi üpreştirir benim, saç diplerim küpür küpür olur, hiç hazetmem, bunalırım , eh kışta kışlıgını bilmeli dimi canım, ne öyle güneş müneş…

Ama bugün güneşe kızmadım, bilakis çok hoşlandım çünkü bu aldatıcı, kışı yaşatmamak için bizi kızdıran sahte ışıklardan değil,bariz bahar güneşi, içimi ısıtan bahar güneşi. Saatlerin ileri alınması, havanın geç kararması sokaklarda çocuk sesleri beni bugün çok mutlu etti, kışı çok seven ben, aslında her mevsimin yaşanası olduguna kanaat ettim.

Nisan mayıs ayları gevşer gönül yayları derler ya, ben bugün pek bir gevşemeyi düşündüm ama dün yaşadığım göz kazası( akşamın vakti, yumuşatıcı düştü patladı, oldugu gibi hepsi gözüme yapıştı, sabaha kadar göz agrısı kanlanma çektim, sabahta gözlerim biribirine yapışık uyandım, Doktora gittim iki damla verdi neredeyse gidiyormuş göz) ,bugünümü azıcık etkiledi, yine de ben bugün pek bir sakinim, baharımsıyım, (papatya gibiyim beyaz ve ince diyesim de geldi) Bugün baharı hissettim, bundan faydalanmak isteyen kızım hemen kısa kolluyla sokağa çıkıp, dondurma yemek bile istedi ama ben içimdeki papatyaya kilit vurmayı da bilen , çocukların sömürülerine kanmayacak kişilikte biriyim.Havaya, suya cemre düşmüş olabilir ama henüz benim analık damarlarıma düşmedi, bahar grip salgınlarını iyi bilirim ben, öyle saplı dondurma yemek, öksürük şurubu içmeye benzemiyor.