bildirgec.org

cara seymour hakkında tüm yazılar

The Greatest (2009)

queennothing | 04 September 2011 12:06

Amerikan yönetmen/ senarist Shana Feste‘nin çektiği ilk sinema filmi “The Greatest“, 2009 senesinin son aylarında gösterime girdi. Senaryosu yine Feste tarafından yazılan film, Sundance Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’ne aday gösterildi. Filmde Thelma&Louise ile tanıdığımız Oscar Ödüllü Amerikan aktris Susan Sarandon, Oscar adaylığı bulunan İngiliz aktris Carey Mulligan, Aaron Johnson, iki defa Altın Küre adayı olan aktör Pierce Brosnan, Michael Shannon, Cara Seymour, Jennifer Ehle, Zoe Kravitz gibi isimler rol alıyor.

You’ve Got Mail (1998)

queennothing | 11 May 2011 19:59

Miklós László’nun oyunundan uyarlanan sinema filmi “You’ve Got Mail“, üç defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan yönetmen Nora Ephron tarafından çekildi. 65 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle çekilen film, Komedi dalında En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde Altın Küre adayı oldu. Çekimleri Amerika’da yapılan filmde iki Oscar Ödüllü Amerikan aktör Tom Hanks, aktris Meg Ryan, Amerikan aktör Greg Kinnear, Steve Zahn, Cara Seymour ve Parker Posey gibi isimler rol alıyor. 1998 senesinde gösterime giren “You’ve Got Mail“, dilimize ‘Mesajınız Var’ olarak çevrildi
Aşkın nefreti, nefretin de aşkı doğurduğunu, ilk görüşte nefretin de gelecek zamanda oldukça güçlü bir bağ oluşturacağını anlatan film, kadın-erkek ilişkilerine farklı bir görüş getirerek seyircisine hem romantik hem de komik bir 2 saat vaat ediyor.

Bu bir “Aşk dersi “: An Education

melikeuysal | 06 September 2010 17:09

60’lı yıllarda büyümeye yüz tutmuş bir genç kızın kadınlığa geçiş döneminde gerçek hayatla karşılaşmasının hikayesi “Aşk dersi”. Yönetmenliğini Loney Scherfig’in yaptığı “An Education“un başrollerini sinemanın yeni yüzlerinden biri olan Carrey Mulligan ve Peter Sarsgaard paylaşıyor. Ben ikisini de çok beğendım ve rollere yakıştırdım.

Konu şöyle ki; jenny (yani carrey) gayet başarılı lise öğrencisidir ta ki yagmurlu bir günde David’le tanışana kadar. David, kendisinden bir hayli büyük, yahudi, ne idüğü belirsiz bir tip olmasına ragmen kolayca jenny’i kendisine aşık edip, ailesine kendisini kabul ettirmeyi başarıyor.
Başlarda “peri masalı” gibi olan, sevdiği adamla Paris’e gitmeyi, dünyayı dolaşmayı planlayan jenny kolayca okul hayallerinden vazgeçiyor ve Oxford’u elinin tersiyle itiyor. Fakat bu rüyadan uyanması fazla uzun sürmüyor.
Aslına bakarsanız klasik bir konu, fakat işlenişi yine de güzel.
Ders verici bir yan var filmde, bakın hayat toz pembe değil gibilerinden.
Ben en çok kostümleri ve müzikleri sevdim.
Sonuc olarak sizi doyuracak bir film, olaganustu dıyemem ama yıne de seveceksınız.