bildirgec.org

cannibalism hakkında tüm yazılar

Balkan Sineması: The Marathon Family

majorian[pilli_silinen_hesap] | 25 November 2008 16:14

II.Dünya savaşı yıllarında eski Yugoslavya’da geçen film (orjinal ismi, Maratonci trce pocasni krug ), Topalovic ailesiyle Piton ailesi arasındaki sürtüşmeyi konu alıyor.

piton çetesi
piton çetesi
tabut butik ve krematoryum
tabut butik ve krematoryum
mirko ve kristina
mirko ve kristina

Beş nesildir tabut mağazacılığı yapan Topalovic ailesi ile mezar hırsızı ve gangster Piton ailesi arasındaki ilişkiler, uzun süredir ödenmeyen borçlar yüzünden kötüye gitmektedir.
Bili piton, alacaklarının karşılığında Topaloviclerin yeni açacakları krematoryum binasının kazancına ortak olmayı istemektedir.
Diğer yandan en küçük Topalovic “Mirko” gönlünü Bili’nin müzisyen kızı Kristina’ya kaptırmış gözü başka bir şey görmez olmuştur.
Topaloviçlerin 5 numarası Laki, Pitonlara hiçbir şey kaptırmak niyetinde değildir; Oğlunu o kızdan ayırmak için eski aile dostları ve Mirko’nun yakın arkadaşı Djenka ile bir anlaşma yapar. Amatör bir sinemacı olan Djenka Kristina’nın aklını çeler ve olaylar trajikomik bir biçimde gelişir…
Marsilya suikastının siyah beyaz görüntüleriyle başlayan film Yugoslavya kralı I. Aleksandar’a bir çeşit saygı duruşu niteliğide taşımakta…
Montreal dünya film festivalinde Ko To Tamo Peva ile jüri özel ödülünü kazanan yönetmen Slobodan Sijan’ın eseri The Marathon Family izleyenleri güldürecek ve düşündürecek bir kara komedi.

CANNİBALISM

sleep | 19 September 2007 13:59

CANNİBALISM

Kannibalizm (Antropofaj; Yamyamlık):

[Cannibalism // Kannibalismus; Anthropophagie]: Etnoloji ve sosyolojide kannibalizm, belirli ilkel toplumların, insan etini yediklerine dair bilimsel yönü ve tarihi gerçekliği açısından çok zayıf olan teorik görüş ve iddialar

iki türün bir birini yemesi, yani yam yamlık burada uzun uzun açıklamama gerek yok sanırım.
aklıma hannibal doğuyor filmi geliyor.

Ankara’da yakalanan bu katilin bu filmi izlemiş olması mümkün
peki gerçekten insan eti yemek sizce nasıl olur du ?
Ankara’da yakalanan katilin söylediklerine göre, kendimden geçiyorum diyor.
Bu insana uyuşturucu etkisi mi ? veriyor.
Gazeteci yazar Mehmet Barlas Makalesi’nde bu konuya değinmiş.

Cannibalism üzerine yapılmış en iyi film olarak da cannibab Holocaust filmini tavsiye ederim. Film üzerine konu ve yorumlar yazılmış ilginç yorumlar var. Bu filmi izlemek istiyorum diyorsanız buradan indirip izleme imkanınız var tabii eğer izlerim derseniz.

Tartışma olacaksa da görüntüler gerçek mi kurmaca mı diye tartışılabilir. 80’lerde o kadar az bütçeyle öyle gerçekçi şeyler yapıp çekmenin de ne derece imkanlı olduğunu düşündükçe daha da filmden uzaklaşıyorum.

Buraya bakmak 18+
Dünya’da bunlar da yaşanıyor evet
Onların dünyasın da biz de olsak aynısı mı olacak tı ?
Yanlış hatırlamıyorsam Çin’de insan eti yeniyor düşük çocuk yani cenin…

yamyam çocuk katili

mansonilized | 02 May 2007 13:57

yamyam çocuk katili1870 yılında Washingtonda Albert Fish adında bir bebek dünyaya geldi.5 yaşında babasını kaybetti ve 9 yaşına kadar Aziz John Yetimhanesi’nde kaldı.Burada çok sıkıntı çekti.Evlendi,6 çocuk sahibi oldu.Karısı tarafından terk edildi ve çocuklarıyla başbaşa kaldı.Karısı giderken evdeki tüm eşyayı da beraberinde götürdü. Albert Fish dini inançları garip bir şekilde kuvvetli olan bir adamdı ve tanrının ona erkek çocukları hadım etmesini söylediğine inanıyordu.İncilde en sevdiği bölümün şu olduğunu söyledi yıllar sonra bir ifadesinde ”onlara oğullarının, kızlarının etini yedireceğim. canlarına susamış düşmanları onları kuşattığında sıkıntıdan birbirlerini yiyecekler”(yerumya 19/9).1928 yılında Edward Budd isimli genç bir iş bulmak için New York World’e ilan verdi.Birkaç gün sonra kapı çaldı ve eve düzgün görünümlü kocaman beyaz sakalları ve bıyığı olan yaşlı bir bey geldi.Bu bey yıllarca iç mimar olarak çalışmıştı ve emekliliğinden sonra bir çiftlik satın almıştı.Şimdi yardımcılarından biri işten çıkmıştı ve gazetedeki ilanı görmüştü.Adının Frank Howard olduğunu söyledi.Anne Delia arkadaşı ile birlikte yan dairede olan oğlunu çağırttı.Çok güzel bir anlaşma yapıldı.Sadece Edward değil en yakın arkadaşı Bill de harika bir iş bulmuştu.Birkaç gün sonra Frank Howard gençleri götürmek üzere eve geldi.Çiftliğinden hediyelerle birlikte;peynir ve çilek.Aile onu yemeğe davet etti.O sırada ailenin 10 yaşlarındaki kızı Gracie kiliseden en güzel elbiseleri içinde geldi.Frank çocukları ertesi gün çiftliğe götüreceğini ancak bugün torununun doğumgünü partisine gitmesi gerektiğini söyledi ve Grace için izin istedi.Aile ona güvendi.Şık,yaşlı,hoş bir bey.Neden olmasın.Ve bu sonun başlangıcı oldu. Albert Fish oraya Edward için gitmişti ancak Grace fikrini değiştirmesine neden oldu.Grace’i banliyöye götürdü.Issız bir evde odaya kapattı.Çırılçıplak soyundu.Etinin yumuşaması için onu dövdü.Parçalara ayırdı.Eve gidip 9 gün boyunca kızın etini pişirip yedi ve mastürbasyon yaptı. Fish hiç yakalanmazdı.Ama duygularına yenildi aileye mektup yazdı.Suç tarihine geçti bu mektup.Hala koleksiyoncu Joe Coleman’ın elinde bulunuyor.New King York City dedektiflerinden William King bu olayı kişisel bir sorun haline getirdi ve mektuptaki pul yüzünden Albert Fish yakalandı.Ölüm cezası verildi.Üstelik zanlı tamamen ruh sağlığı bozuk olarak bulunmuştu.İnfazın elektrikli sandalyede olacağını duyan Fish 16 ocak 1936da 65 yaşında Sing Sing’de idam edilen en yaşlı ünvanının sahibi olarak Amerikan Öcüsü olarak idamdan önce ”daha önce hiç tatmadığı bu acıyı tatma fırsatından dolayı çok mutlu olduğunu söyledi” Öldürüp yediği çocuk sayısı tam olarak bilinemedi.Birçok cinayeti itiraf etti.Psikiyatrist Dr.Fraderic Wertham Fish için bilinen her türlü cinsel sapkınlığa sahip ve kimsenin tanımadığı anormalliklere sahip dedi.Fish neden bu kadar öfke yarattı ve bu kadar garip olan neydi? Çocukları ile oynadığı bir oyun:sırtına çocuklardan birini alıyor ve ona bir sayı göstermelerini istiyordu,çocuk eli ile iki yapsada Fish beş diyordu ve bilemediği için her yerine çivi saplanmış bir sopa ile dövülmek istiyordu.Anüsüne soktuğu pamukları önce alkole buluyor sonra ateşliyordu.Gül sapını cinsel organına sokup yavaş yavaş çekiyordu.Kendi dışkısını ve çocuk etlerini yiyordu.Erkek çocukları önce penislerini keserek kanamadan öldürüyordu.Testis ve penisleri yemeyi denemiş ama tadını sevmemişti.En çok kalçadan hoşlanıyordu.Hatta psikiyatristler testislerinin altına ya da kasığına soktuğu 29 iğnenin var olmadığına inandıkları için röntgenini çekerek şok olmuşlardı. (detaylı bilgi için)