bildirgec.org

çakra hakkında tüm yazılar

Reiki ve sözde Reiki’ler

admin | 09 December 2009 12:02

İsmail Bülbül
İsmail Bülbül

Usui Reiki Grandmaster/Teacher İsmail Bülbül ile Reiki ve Diğer enerjiler hakkında yapılan söyleşi…

Gürsel Aktan: Hocam Usui Reiki dışındaki enerji sistemlerini benimsemediğinizi görüyoruz. Bunun nedenini açıklayabilir misiniz?

İsmail Bülbül: Öncelikle şu bilinmelidir ki, Reiki, Doktor Usui’nin ortaya çıkardığı bir sistem değil, “yeniden keşfettiği” bir enerji sistemidir ve tarihi de ilk insana dayanır. İnsanlığın var olmasından bu yana Reiki sistemi vardı fakat adı başka kelimelerle anılmaktaydı. Diğer enerji sistemlerinin ortaya çıkışı ise Usui Reiki sisteminin Amerika ve Avrupa’ya gelmesinden sonrasına denk gelmektedir.

Diğer enerji sistemlerini bulanlar Amerika ve Avrupalı Masterlardır. Batı dünyasının Mistizme olan açlığı ve kültür olarak Doğu ve Uzak Doğu kültürlerine oranla Mistizmde olgunlaşmamış olmaları bu enerji sistemlerini ortaya çıkarmalarındaki en büyük etkendir. Bunu şu nedenle söylüyorum. Mistizm yolunda olan insanlara meditasyonlarında, vizyonlarında çeşitli semboller gösterilir, kişiler çeşitli enerji sistemlerine vizyon halinde uyumlanabilirler. Kişi Reiki 1’de de olsa vizyonlar halinde semboller görebilir, bir tür şeylere inisiye olabilir. Bunlar olağandışı şeyler değildir. Kişinin vizyon halinde bir enerji sistemine uyumlanması o enerji sisteminin gerçek olduğu, insanlığa sunulması gerektiği anlamına gelmez. Bunlar mistik yolda , gerçeği arayış yolunda kişiye yaşatılan imtihanlardır. Mistik kültürde olgunlaşan kişi deneyimlerinden şüphe duymayı bilir. Bir şey yaşadığında onun pozitif mi negatif mi olduğunu, bir başka deyişle Şeytani mi Rahmani mi olduğunu sorgular, sorgulaması da gerekir. Çünkü ruhani gelişim yolunda bir çok negatif varlık/enerji bizi yolumuzdan saptırmak için pozitif kılıklarda bize gelebilir.

Ruh-Beden ilişkisi ve Astral seyahat

Heat Transfer | 21 October 2009 12:44

Quantum çağına geçtiğimiz şu günlerde, artık materyalistlerin reddettiği ya da metafiziğin içeriğini oluşturan kavramlar, tekrar ele alınmaktadır.İlk başlarda maddeleri katı sıvı ve gaz olarak ayıran bilim dünyası, sonra atomların, peşi sıra, atomu oluşturan elektron ve protonların varlığını ispatlamışlardır. Bugün, eskiden atomun varlığına inanmayanlara gülüp geçsek te, acaba kaçımız atomları oluşturan elektron ve protonların nelerden veya neden oluştuğunu merak ettik? Bu gün Quantum Fiziği işte bu sorulara yanıt aramaktadır.

Quantum fiziği; maddenin enerjiden ibaret olduğunu ortaya atmaktadır ve işte bu sav, metafizikçilerin yolunu açmaktadır.Çeşitli inanç kavramlarına göre, insan ruh ve beden olarak ikiye ayrılır. Ruh(spirit), yoğunlaşmış enerji olarak tanımlanır. Bazı insanların, rüyalarında gördüğü yer ve mekanları, gerçek hayatta birebir görmeleri, rüyalarında uçmaları ve ölmüş olan kişierle buluşmaları, bu insanların ruh kavramını ortaya atmalarına sebep olmuştur. Nitekim, birçok dini inancın temelini de ruh kavramı oluşturur. Peki gerçekten rüyalarımızda ruhumuzun bedenden ayrılıp seyahate çıkması olası bir durum mudur?

FOTON KUŞAĞI NEDİR…?

admin | 01 April 2007 05:11

Bir çok bilim adamına göre.Yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yılında Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi (Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom). Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kuşağının dönüş hızını keşfetti (herbir yüzyılda 5.5 derece saniye).Jose Comas Sol Pleiades takımyıldızındaki güneş sistemlerini keşfetti. Paul Otto Hesse foton kuşağının kalınlığını saptadı (2000 ışık yılı). Bilim adamlarının savı; 2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. ‘İnsanların 2 sarmallı DNA ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA ya sahip olacaklar. Bu olay sırasında tüm insanların çakra ları açılacak, duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. İnsanlar birbirlerinin auralarını görebilecekler. Yani… 12 sarmallı DNA geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler. İnsanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayı ise fiziksel dünyada kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak.
Yani…Şu anda insan TEK YAŞAM realitesi sandığı bu 3 boyutlu illüzyon dünyasında özgürleşmek üzere büyük bir değişimin eşiğinde duruyor. Şu anda çok büyük bir bilinç dönüşümü gerçekleştirmek üzereyiz. Bunu ancak büyük bir değişimden korkmadan ve bu değişimi inkar etmeden yapabileceğiz. Artık kollektif bilinç umudu sona erdi. Herkes kendi ruhsal bilinç frekansını yükseltrek yeni bir dönem farkındalığına bireysel olarak geçmek zorunda… Korkmakla olmuyor. Kaos korkuları yenmekle bitiyor! Korkmak, endişe etmek, kaygı duymak bilinç düzeyini yükseltememiş ruhların (insanların), değişime direnen kişilerin duygu yansımasıdır. Eğer insan tanrısal kimliği, enerji ve seviyesiyle uyum içinde olsaydı korkuyada gerek kalmayacaktı. Ozaman belki bu kehanetlerin gerçeklşmeside gerekmeyecekti…
Daha fazla bilgi için aşağıdaki linklere göz atınız…Uykunuzdan uyanmanız umuduyla…