bildirgec.org

Kadiköy iskele,.. (sms!)

threewishes | 27 May 2003 16:31

Kadiköy iskelesi ile altiyol arasinda sokaklardan birinde bina yaniyor; itfaiye geldi, binada TKP ve ÖDP ofisi olmasi ilginÇ… runawaybride_hafif_kadiköy

hain ku$larin ,.. (sms!)

winmaker | 27 May 2003 16:30

hain ku$larin sortisine maruz kaldim. önce gögsümden, sonrada gömlekimin yakasindan vurdular beni. sapanlastik alip geliyom hemen 🙂

Yandı Suadiye..

Mr. Goodbytes | 27 May 2003 13:03

Sevdiceğimi ilk gördüğüm gün ona giderken bindiğim vapur Suadiye vapuru, az önce nette okuduğum bir habere göre şuan Haliç’te bir tersanede yanıyor. Bakımdayken yanmaya başlamış. İçim cız etti, evvelce bir zaman dostlarla Kadıköy’de otururken neden bilmem iskeleye yanaşırken gözümü alamamıştım yine bu vapurdan.

Sevdiceğime giderken de üst katında dışarıda oturmuştum, o gün haydarpaşa’ya indikten 20 dakika sonra beni boğazın üzerinde Beşiktaş’a taşıyan vapurum şimdi yanıyor 🙁

Ah be SUADİYE n’oldu sana?

stress

sulin-hafif | 27 May 2003 12:47

sanırım bu aralar hafif’e takılan bı cok kişinin sorunu…Sınavlarrr yılın sonuna gelıyoruz ve bı final stressi bastırdı ki acaip.. insanın gözüne uyku girmiyor haziran başını düşündükçe.. zamanında yapılan tembellikler aslında tüm bunların sebebi.. zorla ders calışmaktan daha kotu bısey var mı ya? okul – iş derken kendime ayırmam gereken vakti bile umursamaz oldum.. zaten pek vakitte kalmıyor ya hadi neyse.. bütün sene derse girmeyen bi hoca öle bi not verdi ki okursam filozof falan olurum die korkuyorum.. sistem mi baydı beni yoksa gercekten ben mi kendimi sisteme adapte edemedim.. cunku ezber olayından nefret ediyorum ve bence oldukça mantıksız.. ama sınavlarda da ezber soruyorlar.. yınede ezberlemekten deil akla yerleştirmekten yanayım.. ya bu derslerin akla yerleştirilir bi yanıda yok:)neyse işyerindeki işlere bakmalı kafayı daha cok kırmalı… herkese sınavlarında başarılar..

evlilik, intihar, rüya

ELOY | 27 May 2003 11:29

Başımdan geçenler hakkında konuşmak istiyorum,.. garip bir rüya gördüm mesela,..
pazartesi sabahı garip bir rüya gördüm.
bir arkadaşımla evlenmişim. geniş bi yerde yaşıyoruz. onun ailesi, benim ailem akrabalarımız. ev değil ama burası sanki ağaç dalları arasında kurulmuş bir platform ve karşılıklı odalar bir koridora açılan. han gibi. evleneli bir kaç gün olmuş ama hiç birlikte yatmamışız. bunun sebebi tamamen bizden kaynaklı. o’nun dayısı yada amcası var bilemiyorum -ama bende dayı olduğu için daha yatkın geliyor- ondan çekiniyor(uz). çok muhafazakar. herşeye karışan ailenin en büyüğü sanırım. birlikte yatmamız bizim burada ki herkesi rahatsız ediyor. arkamızdan konuşuluyor da yüzümüze bişey denmiyor. bir gece onun odasına giriyoruz karşılıklı odalarımız. ama onun odasının içinden bir kapıdan dayısının odasına geçiliyor. yatağa giriyoruz. olmuyor yatağı dağıtıp benim odama geçiyoruz. birlikte oluyoruz o gece. sabah bizim beraberce odadan çıkışımız şaşkınlık yaratıyor ahali üzerinde. dayı geliyor birden bakiremiymiş diye soruyor bana. o anda anlıyorum neden çekindiğini ondan. evet diyorum -halbu ki değil- çarşafı getirin diyor. temizledik biz diyorum. kimseye bişey kanıtlamaya ihtiyacımız yok. o o an bana bakıyor onu kurtardığım için gözleri parıldıyor. ama ben onun eşi değil de arkadaşıymışım gibi.

Bir Eurovision’un Ardından

empty | 27 May 2003 04:59

Bildiğimiz gibi(!) Sertap Erener Eurovision yarışmasında şanlı Türk bayrağını iki kere göndere çektirdi, Türkiye birincilik aldı.

Burda Sertap’ı ya da herhangi bir kurumu eleştirmeyeceğim: sadece öncesinde ve sonrasında gözüme çarpan şeyleri paylaşmak istedim (kimsenin buna ihtiyaç duymadığını bildiğim halde…)Hatırlayacağınız gibi yarışmaya bir-iki ay kala bir gürültü aldı ki ortalığı, ortalık toz duman oldu. Ardı arkası kesilmeyen vıdı-vıdılar uzun bir zaman gündelik hayatımızda neredeyse yer edindi. Türkçe mi İngilizce mi? Müzikten anlayan anlamayan herkes fikrini beyan etti. Radikal çıkışlar kaydedildi.”köklerimiz hımız nımız” diyenler Sertap birinci olunca neden en çok onlar çığlık attı.