Arapların anka, İranlıların simurg adını verdikleri efsanevi kuş. İngilizcede phoenix, türkçede ise zümrüdüanka adının yanısıra, huma yahud umay olarak adlandırılır. Efsanelerde merhametli olması ile bilinen anka kuşunun yanısıra, canavar tabiatli ikinci bir anka da vardır. Ankanın en meşhur özelliği, kimseye muhtaç olmadan kendi başına yaşadığı için kanaati temsil etmesidir. Bu özelliği sebebi ile kimseden bir şey beklemeden, darda kalan herkese yardım eden bir varlıktır. Ve yine efsaneye göre zümrüdüanka kuşu öldükten sonra yanıp kül olur ve küllerinden yeniden doğar…Buraya kadar zümrüdüanka kuşunu ve efsanesini, bilgilerimin ve hafızamın el verdiği ölçüde anlatmaya çalıştım. Gelin şimdi de insanı ele alalım.İnsanın efsane olmadığını anlamak için kendinize, olmadı aynaya bakmanız yeterlidir. İnsan diye tabir ettiğimiz varlığı, günümüzde gerçek manası ile insanı, efsanelerde hatırlamamıza neden olan bazı canlılar yüzünden, insan benzeri ya da insan taklidi olarak da adlandırabiliyoruz. Bir de hiçbir suçları olmadığı halde çeşitli hayvanların adları ile nitelendirebiliyoruz ki bu tamamen yanlış bir davranış biçimidir.Özünde merhametli bir yaradılışa sahip olan insanın yanısıra, canavarlaşmış ama gizlemeyi başarıp insan adı altında varlığını sürdüren ikinci bir insan türü de vardır. On günlük bebeğini halının altına sokup tahta yardımı ile kafasını ezen anne, karısını 25 yerinden bıçaklayıp parçalara ayırdıktan sonra buzdolabına saklayan adam, öldürdüğü insanların etlerini yiyen yamyam gibi…İnsanın en önemli özelliklerinden biri de, diğer canlılardan farklı olarak akıla sahip olması ve sırf bu yüzden kimsenin sırtını sıvazlamadan, kimsenin sırtına vurmadan, birilerine muhtaç ya da ızdırap olmadan kendi başına yetebilmesi gerektiğidir ki, yazarken bile zorlandığım bu eylemi gerçekleştirebilen insan sayısı… Neyse, kanaatten hiç bahsetmiyorum.İnsan, hissedebilme kapasitesi en fazla olan canlı sıfatına sahip olması ve duygularının farkındalığı sebebi ile karşılık beklemeden, darda kalan herkese yardım etmesi gerekir ki, verdiği 5 ytl borcu ödemeyen arkadaşını bıçaklayıp öldüren genç, ne kadar gerçekleştirebildiğimizi ispatlar biz insan (!) lara.İnananlar için insan, öldüğünde sadece bedenine veda eder. Ruhu yaşamaya devam eder ve bütün bu eylemleri gerçekleştirmeyi başarmış olan insan, ruhunun yeniden var olacağının bilincinde iken, yaşamı boyunca “acaba” demeden, ruhunun vicdan azabı çekeceğini düşünmeden, yeniden dirileceği anı bekler şuursuzca.Şimdi soruyorum size, gerçek efsane zümrüdüanka mı? İnsan mı???